Annesi gül koklasa ağzı gül kokan çocuk

      Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk

      Bugün ağla çocuğum yarın ağlayamazsın

     Şimdi anladığını yarın anlayamazsın…

     Zengin bir ailenin fakir bir komşusu varmış. Evlerindeki saadet dalgalanmaları zengin ailenin duvarlarını aşarak kulaklarına kadar ulaşırmış. Akşam olup fakir ailenin evindeki gülme ve saadeti duyunca zengin komşu gıpta edermiş. Bir gün karısına demiş ki:

   -Biz bu kadar zengin olduğumuz halde neden neşemiz yok. Sen yarın fakir komşunun hanımından sor. Bakalım mutluluklarının sebebi neyse biz de yapalım. Bizde onlar gibi mutlu olalım.

     Kadın sabah olunca fakir komşuyu ziyarete gider. Konuşma arasında evdeki mutluluğun sebebinden sual edince fakir komşunun hanımı demiş ki:

   -Bizim küçük bir altıntopumuz var. Akşam olunca ben efendime o da bana altıntopu atar, oynar, eğleniriz.

     Akşam olunca zenginin karısı meseleyi kocasına anlatmış. Adam ertesi gün bir kuyumcuya giderek bir altıntop sipariş etmiş. Topu aldığı günün akşamı karısı ile karşı karşıya oturup altıntopu birbirlerine atmaya başlamışlarsa da hayal ettikleri neşe bir türlü doğmamış. Hatta madeni topun ağırlığından canları yanmış, vücutları morarmış. Sabah olur olmaz zenginin karısı alelacele gidip fakir kadına sorar:

   -Biz senin dediğin altıntopu yaptırdık fakat bir türlü neşelenemedik, der. Fakir komşu:

   -A komşum o bildiğin gibi bir top değil, bizim bir bebeğimiz var, biz ona altıntop diyoruz. Akşam olunca kâh benim kucağıma kâh babasına koşar ve bizi eğlendirir. Onunla meşgul olurken yorgunluğumuzu unutur, neşeleniriz, der.

     Nasıl ki binaya konulan harç tuğlaları birbirine kaynaştırırsa, evlat da karı kocayı birbirine kaynaştırır.

               Evimizin Neşesidir Onlar… 

     Gönüllerin meyvesi, yurdun-yuvanın nur yüzlü meleği, anne-babanın ise göz nuru, gönül neşesidir çocuk. “Çocuklu ev pazar, çocuksuz ev mezar” demiş büyüklerimiz…

     Çocuk insanın hayatta alabileceği en güzel hediyedir. Huzur kaynağıdır. Çocuk evliliği kuvvetlendiren en önemli etkendir. Çoğu insan, çoğu evli çift korkar anne-baba olmaktan. Kendini hazır hissetmez ya da cesaret edemez. Oysa bilseler nasıl bir duygu olduğunu, ne korkarlar ne de hazır olma gereksinimi hissederler. Zaten çocuk kendiliğinden hazırlar insanı anne-babalığa. Farkında olmadan bir de bakmışsınız ki ebeveyn olmuşsunuz. “Nasıl olcam, hazır mıyız?” derken çoktan o yolun ortasında bulursunuz kendinizi. Ve hiç pişman olmazsınız. Hatta keşke daha önce bu mutluluğu yaşasaydık dersiniz.

     Zordur çocuk sahibi olmak, evet. Önce 9 aylık bir süreç, sonra zorlu bir aşama ve daha sonrasında feda edilen uykular, bazen uykusuz geçen geceler, daha neler neler bekler insanı. Ama her şeye rağmen, tüm zorluklara rağmen dünyanın en güzel duygusudur anne-baba olmak. Onun bir gülüşü, bir hareketi tüm zorlukları, acıları, uykusuzlukları unutturur insana. “İyi ki olmuş, çektiğim sıkıntılara değdi” dedirir adeta.

     İşten eve gelen babanın yorgunluğunu unutmasına en güzel vesiledir. Gün boyu moralini bozan, kendini yoran onca şeye rağmen yüzünün gülmesine sebep olur babasının. Tüm dünyayı, dertleri, tasaları unutur insan o minik ellerle…

     Eskiden çocuğu sevmek ayıpmış. Bir baba ya da anne çocuğu sevdiği zaman ayıplanırmış. Bu yüzden belki çoklarınız ailesinden sevgi görmemiştir. Ama sevilmediğinden değil ayıp diye düşünüldüğünden. Oysa bu düşünce o kadar yanlıştır ki eğer ayıp olsaydı rasulullah çocukları kucağına alıp sever miydi? Eğer ayıp olsa çocuğunuzla çocuklaşın der miydi serveri kâinat… Hayır, ayıp değildir. Aksine en güzel erdemdir aslında çocuğuyla çocuk olabilmek. Ona sevgisini gösterip şefkat ve merhametle ilgilenmek…

     O halde bırakın kimin ne dediğini. Sadece bir kişinin dediğine ve yaptığına bakın. Fahri kâinat efendimizin… Çocuklarınızı sevin, sevdiğinizi belli edin, onlara güvenin, fırsat verin, ezmeyin, eleştirmeyin, kıyaslamayın, takdir edin, sevildiğini hissettirin. Hissettirin ki sizden göremediği ilgiyi, sevgiyi başka şeylerde, uyuşturucuda, sigarada, kız arkadaş ya da erkek arkadaşta aramasın. Sevin ve sevdiğinizi belli edin ki geleceğimizi sokaklara terk etmeyin. Unutmayın ki geleceğin çiçekleri geçmişin kökleriyle beslenir…   

         Fahri Kâinat Ve Çocuklar

     Çocuk Cenabı Hakkın kullarına nazlı bir hediyesi, güzide bir emaneti ve safiyetin sembolü, iyiliklere ve lütuflara mazhar olmak için vesiledir. Bu hususta serveri kâinat efendimiz “Size beli bükük yaşlılarınız ve çocuklarınız hürmetine rahmet olundu. ”buyurmaktadır.

     Bu hususta peygamberimizin sözlerinden bazıları şöyledir:

   -Evlat kokusu cennet kokusudur.                     

                                                                   (Kenzül irfan 338/847)

   -Çocuk bulunmayan evde bereket yoktur.

                                                                   (Kenzül irfan 338/844)

   -Kimin çocuğu varsa onunla çocuklaşsın.

                                                                   (İbni mıhled /Ahbarussığar)

   -Her ağacın bir meyvesi vardır, gönlün meyvesi de çocuktur.

     Bir çocuk görünce peygamberimizin yüzünü sevinç kaplardı. Onu tutar, kollarının arasına alır, kucaklar, sever, öperdi.

                  KAYNAKLAR:

    -P.e. Çocuklara Nasıl Davrandı?  -  Nesil yayınları  -  İstanbul 2010

    -P.e.’e Hizmet Eden Çocuk Enes b. Malik –Nesil yayınları 2008

 

 

 


Bedia Gülderen USLUER
7.04.2020 16:03:10
Hikaye güzelmiş. Ellerine sağlık, ablacım. Daha büyük eserlerde ismini görmek dileğiyle inşaalah. Kolay gelsin.. :)) Biricik Kardeşin

12.12.2019 00:56:00

Asude Usluer Uğurlu

Mutluluğun Sırrı; Altın Top