Aksaray kültürü bir başka güzellik de, ama her bölge aynı güzellik de değil. Her bölgemizin kendine has güzellik de şivesi var. Hasandağı bölgesinin kendine has konuşma şekli var, su üstü köylerinin kendine has konuşma şekli var. Bayıraltı bölgesinin şivesi bir başka. Hele buna birde ilçelerimizin şivelerini eklersek çok karışık bir kültürümüzün olduğu ortaya çıkıyor.

      Mesela çöl bölgesinde yapılan mayalı ile su üstü köyünün mayalısı birbirinden farklı. Çölde yapılan mayalı çok ince ve lavaş ekmeğine yakın bir özelliği var.

       Su üstü köylerinin yaptığı mayalı ise çöreğe benzer kalınlıkta. Bunu ancak lokma olarak yiyebilirsiniz. Ama çöl ve bazı bölgelerin mayalısını lokma ile yiyebilirsiniz.

      Ben lokma dedim ama bunun adı su üstü köylerimizde sokum. Yanı kaşıksız alınan lokmalara sokum deniyor. Mesela bazı bölgelerimizde çay doldururken birisi size; “ koyum mu” derken bir başka bölgede çay bardağına çay çekmeyi; “ dıkım mı” diye söylerler.

     Eğer kalbiniz temiz değil kötü niyetli iseniz temiz ve safça söylenen şive ve konuşmalarımızı nereye çekerseniz çekebilirsiniz.

      Mesela benim hanım annesine vefat edene kadar; “aba” derdi. Benim küçük oğlan Aba sözünü duyunca annesine ; “ aba ne demek” diye sormuş. Oda bunun anne anlamında söylediğini söyleyince, çocuk sürekli annesini uyararak neden anne demiyorsun diye kızmaya başlamış. Benim çocukluğumda köyde herkes babasına; “ ağa”, annesine “ aba “ derdi.

     Bakın Gülağaç ilçemizin bölgesinde eskiden kadınlar damadına; “ köreken” derdi. Erkelerde damadına; “ enişte” derlerdi. Şimdiki gençler bunu duysa gülmekten kırılırlar. Hatta benim bir yakınımın şehirde büyüyen oğlu Üniversitede okurken baba annesi ve dedesinin konuşmalarını not alıp okulda arkadaşlarına söylerlermiş. Hatta kim bunun anlamını bilecek diye yarışma yaparlarmış.

     Ömrüm uzun olursa şu tarihi eserimi yayınladıktan sonra tekrar yollara düşüp her bölgenin şive ve konuşma adetlerini bir kitapta toplamak istiyorum. Gezdiğim yerlerde öyle güzel eski adet ve Türkçemizle konuşmalara şahit oluyorum ki, inanın hayret edersiniz. Mesela Ortaköy Hıdırlı da bir gencimizin köyünde konuşulan konuşma kültürlerinden bazılarını derlemiş elime geçti. Bugün bunu sizlerle paylaşayım. Ben bu konuşmaları yeni çıkacak kitabıma da aldım. Bakalım neler hissedeceksiniz.

     Bu köyde hıdırlı, hıccık, çüra, küççük'kaldır sacı vur bulamacı' sözleri geçerlidir.
       Köyün konuştuğu ağız:
        Guşane: tencere (bizim guşanelerden biri gaybolmuş niriye gittiyse)
        peşkir: havlu (daha dünan astıydım şu peşkiri bahale nadar morarmış)
        Acer: yeni (dügüne gidekene acer asbabımı giyecam)
        Cırcır: fermuar (bizim oğlan cırcırını patlatmış)
         Halmahal, halmatekin, halberi: kolay kolay (bu sene bizim filisler halmatekin tutmadı)
        Lemi: öyle mi (ben gitme diyom gidiyon lemi?)
        Setrekli: delidolu (setreklenme ayamın altına alırım nirden geldiğini bilemen)
        Sifli: kirli, pasaklı, uyuşuk (bizim uşak nadar sifleniyo yav)
        Zavurdama: boş konuşma (aşamınan nadar zavurduyon gene)
         Çirtmek: doğramak (seni varya çirtik çirtik çirterim çabik eve geç)
        Gidişmek: kaşınmak (elim gidişiyo parami gelecek ney)
         Yuka: ince, zayıf (şalvarın nadar yukaymış için görünüyo)
         İmballamak: dürtüklemek - ucu sivritilmis çöp genelde at veya eşeklerin hızlı gitmesi için kullanılır (bacağına adam gibi etek giy imballarım valla)
         Fışkı: pislik,zibil, tezzek - halk arasinda da kullanılır (gett fışkı bi de gözüme baka baka yalan söylüyon)
         Yağarnım: sırtım (şurda oturacam diyi yağarnım yarıldı valla)
           Asbab: elbise (çabık asbabını giy!!!)


15.08.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Yöresel şivelerimiz bir başka

Yöresel şivelerimiz bir başka