1918’in sonbaharı, artık felaket kapıda! Mondros Mütarekesi henüz imzalanmamış ama belli ki savaş kaybediliyor, ülke istila edilebilir! Bütün komutanlar bunu görüyor.

7. Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, 20 Eylül 1918’de Halep’ten Sadrazam Talat Paşa’ya çektiği uzun telgrafta: ‘’…Devletin, ordunun ve iktidarın nasıl çöktüğünü, Almanların nasıl kendi çakarları için ‘’ Türk kanını’’ döktüklerini anlatıyor. Ordu birliklerinin yarısı ayakta durmaya mecalsiz, güçsüz kimselerden, öbür yarısı 17-20 yaş arasındaki delikanlılardan veya 45-55 yaş arasındaki yaşlılardan oluşuyor!

Kâğıt üzerinde gözüken asker mevcudunun yarısı fiilen yoktur! ‘’ Artık her iş bitmiştir ve bulunacak çare kalmamıştır’’ diyor. Almanlara karşı ‘’ Hiç olmazsa Bulgarlar kadar bağımsız’’ hareket edilmesini istiyor, uzak cephelerde zayiat vermenin nasıl bir facia olduğuna dikkat çekerek, ‘’memleketimiz haricinde bir tek Osmanlı neferinin kalmaması’’ gerektiğini vurguluyor.

Alman-Türk-Avusturya tarafında savaşa girmiş olan Bulgaristan, müttefiklerini bırakıp kendi başına İtilaf Devletleri’yle mütareke yaparak savaştan çekileceğinin işaretini vermişti. Ön görüşmelerden sonra Bulgaristan’ın 29 Eylül’de savaştan çekilmesi üzerine Almanya ile ulaşım bağı kesilen Türkiye çok daha zor bir duruma düşecekti.’’

Mustafa Kemal Paşa, 14 Ekim’de de bu defa padişaha sunulmak üzere Başyaver Naci Bey’e ‘’gayet mahrem’’ bir telgraf daha çekiyor. Orduların ‘’muharebe kudretinden mahrum ve zaten mevcut kuvvetlerimiz savunmadan aciz’’ duruma düştüğü için ‘’ MÜNFERİDEN VE DERHAL SULH’’ yani kendi başımıza ve hemen barış yapmak ve yeni bir hükümet kurmak lazımdır!’’

Ülkenin daha büyük kayıplara uğramaması için Mustafa Kemal’in projesi budur: ‘’Düşman her gün daha müsait ve ezici şartlar kazanmaktadır. Müttefiklerimizle, olmadığı takdirde kendi başımıza derhal sulhu kararlaştırmak lazımdır. Bunun için kaybedilecek bir an bile kalmamıştır. Aksi takdirde memleketin bütünüyle elden çıkması ve devletimizin giderilmesi kabil olmayan tehlikelere maruz kalması ihtimal dışı değildir.’’ Diyerek felaketi ifade ediyor ama anlayan yok.

Mustafa Kemal Paşa, 1. Cihan Savaşında ve Savaş biterken vede bittiği anda bile başta padişah olmak üzere hükümeti idare edenler tarafından nasıl anlaşılmadıysa, 2024 yılında da 101 yıl geçmesine rağmen Türkiye’de bazı guruplar anlamayan kafa yapısı ve bölücülük yaparak devam etmeyi başarı ve halka hizmet kabul ediyorlar.

Türk Dünyasının, İslam Aleminin, Mazlum Halkların, Asya, Avrupa, Afrika Kıtalarında yaşayanların ve İnsanlığın geleceğinin tek umudu olan Türk Birliğini ve arkasından Türk-İslam Birliğini kurmadan başka hiçbir yolun olmadığını görmek ve inanmak lazım.

 Ülkeyi yönetenlerin, kendi üç günlük hayatları ve makamları için başlarını kumdan çıkarıp, iç barışı ve Milli Birliği sağlayarak, güçlü ve bağımsız bir ülke kurma zamanının çoktan geldiğini ve geçiyor olduğunu da görmeleri lazım.

 İstiklal mücadelesinde Anadolu topraklarını işgal eden Batılı ve Doğulu güçler bugün aynı -planlarını çok daha tehlikeli ve sinsi oyunlarla gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Milletimiz İstiklal Harbinde olduğu gibi bu sinsi planları boşa çıkaracak inanca sahiptir. ‘’ Uydu değil, lider ülke’’ kurma idealinde yürüyerek bu topraklarda hür yaşama sağlanmalıdır.

 Çekememezliği, densizliği, ukalalığı ve bilgiçlik taslamayı, BEN MERKEZCİ zihniyeti bir tarafa bırakarak, BİLİME, Adalete, saygıyı esas alarak düşülen durumdan hiç zaman kaybetmeden çıkılarak, birleşmenin ‘’Milli Bir Görev’’ olduğu kabul edilerek, hiç kimseyi, hiçbir kuruluşu aşağılamadan, tüm inançlara saygı gösterilerek birlikte, ÜLKE hizmete devam edilmelidir

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Çocuklarımıza ve Ulusumuza Kutlu Olsun.

    HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.

 

 

 


24.04.2024 05:33:00

Rasim Gül

YIL 1918’İN SONBAHARI, ARTIK FELAKET KAPIDA

YIL 1918’İN SONBAHARI, ARTIK FELAKET KAPIDA