Bugün Dünya Yetimler günü, ama Aksaray Belediye Başkanı Sayın Haluk Şahin Yazgı yetimleri 2 gün önceden sevindirdi. Ak Parti Genel Merkezinin aldığı bir kararla aynı gün bütün Türkiye’de yetimlere iftar verildi. Cumartesi günü Ağaçlı tesisleri havuz başında ilimizde yetimlere verilen iftar programına katıldım. Ben ilimizde bu kadar yetimin olduğunu tahmin etmiyordum. İftara Milletvekili Sayın Ali Rıza Alaboyun, İlknur İnceöz ve misafir Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve partililer katıldılar. Sayın Valimiz Şeref Ataklı ve Emniyet Müdürümüz Mehmet Aslanda yemekte hazır bulundular.

      Ben aynı gün televizyonda İHH yöneticilerinden Önder Özkan ve Şenol Korkmaz beyleri konuk ettim. Yönetim kurulundan Başkan yardımcısı bir eğitimcimiz kimsesiz çocuklardan sorumlusu idi.

      Ben yetim deyince sadece Anne ve Babası olmayan çocukların yetim olduğunu düşünüyordum. Programda öğrendim ki, Babası olmayan her çocuk yetimmiş. Nedeni ise ailenin reisi Baba olması nedeni ile baba olmayınca çocukların yetişme ve sorumluluğu da olmuyor.  Birde anne zorunlu olarak evlenmiş ise o çocuklar zaten yetimdirler. Annenin ekonomik özgürlüğü de olsa çocukların sorumluluğu zor taşınıyor.

     Anne bir şefkat abidesidir, baba ise çocuklar için terbiye ve yetişme otoritesidir. Yani babası olmayan çocuklar her haliyle yetim çocuklardır. Ramazanın 2 günü konakta kimsesiz çocukları ağırlayan Belediye Başkanı Sayın Yazgı Cumartesi günüde yetimleri ağırladı. Yemeğin girişinde Belediye Başkanı Sayın Yılmaz İlhan ve Güven Kemerkaya gelen misafirleri karşılayıp yerlerine oturttular.

      Daha sonra yemeğe erken gelen Başkan Haluk Şahin Yazgı tüm masaları tek tek gezerek çocuklarla ve ailesi varsa ailelerle ilgilendi. Çok küçük olan çocukları kucağına alıp sevdi. Eşi Hasibe Hanımefendide aynı şekilde çocuklarla tek tek ilgilenip onları sevdi.

      Daha sonra Milletvekilleri Ali Rıza Alaboyun ve İlknur İnceöz Hanım yemeğe katılarak çocuklarla ilgilenip onları severek hal hatırlarını sordular.  Yemekte en güzel hoşuma giden husus ise misafirlerin tek tek ayrı ayrı masalarda çocuklarla beraber oturmaları idi. Bir Ara Sayın Başkan bu şekil nasıl diye sorduğunda çok güzel düşündüklerini kendilerine söyledim.

      Babasız ve annesiz çocukların anne baba sıcak ortamından uzak bir şekilde yaşamaları onlar için çok acı olsa gerek. Böyle bir ortamda hele sadece televizyondan görme imkânı buldukları ilin idarecileri ile yan yana oturup yemek yeme şerefine nail olmaları ise onlar için birer gurur vesilesidir. Bizler Milletvekillerini Valiyi 17 yaşına kadar simaen ancak görmüşüzdür. Bu imkânı kendilerine sağlayan Yazgıya çok teşekkür ederim.

      Tabi Yemeğe Ankara’dan misafirlerde katılmıştı, Sosyal Hizmetler yetkililerinin bulunduğunu Sosyal Hizmetler İl Müdürü Dursun Öztürk söyledi.

      Yemekten sonra konuşmalar yapıldı, Belediye Başkanı Sayın Haluk Şahin Yazgı, Milletvekili İlknur İnceöz, Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve son olarak Sayın Valimiz Şeref Ataklı birer konuşma yaparak günün anlamını ve önemini anlattılar.

     Yemekten sonra Sayın Yazgı yine masa masa dolaşarak çocuklarla ilgilenip hediyeler verdi. Her çocuk birer paket içinde hediye ile sevindirildi. Sayın Yazgının bu tür etkinlik ve samimi olarak onları sevip koklaması onlara ömür boyu mutluluk verecektir. Sayın Yazgının yetimlere verdiği hediyeye atfen bir yetim kıssası ile konuyu noktalıyım.

     Karlı bir havada elinde sıktığı bir hediye ile sağa sola koşan bir çocuğu gören adam anlatıyor: “Okuldan çıkan liseli kızlardan birisi bir çocuğun yanına yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurup, küçücük avuçlarına bir şeyler sıkıştırmıştı. Beş ya da altı yaşlarındaki yavrucuk, kızın arkasından bir süre baktıktan sonra büyük bir sevinçle yerinden fırlamış ve belki de şimdiye kadar kendisine verilen o tek hediyeyi, başkalarına göstermek istemişti. Sıra bana geldiğinde, gülen gözlerle yaklaşıp aynı şeyleri yaptı:

    Bak, abla bana ne verdi!..

    O değerli hazinesine duyduğum merakla ellerini araladığımda, ne diyeceğimi bilemedim. Soğuktan moraran avuçlarında, erimeye yüz tutan bir kartopu tutuyordu. Hem de dizlerine kadar kar içindeyken.  Çocuk hızla kaybolmakta olan hazinesini birkaç kişiye daha göstermek arzusuyla koşarak yanımdan uzaklaştı.”

O küçük çocuğun kim olduğunu sorduğumda, ailesinin bir kazada öldüğünü ve dedesiyle birlikte yaşadığını söylediler.

Ona, " mahallenin yetimi" diyorlarmış... Çünkü ömründe aldığı tek hediye o imiş.

 

 


15.07.2014 00:00:00

Erdogan Kaya

Yetimlerin sevinci

Yetimlerin sevinci