Zaman zaman öyle şeylerle karşılaşıyoruz, öyle telkinler ve tavsiyeler alıyoruz ki, inanın bunları yazsak her gün mahkeme kapılarına gider geliriz. Kimisinin şahsi, kimisinin almak istediği hınçlar oluyor. Bunun hesabını kendisi görmesi yerine birilerine fatura etmeye yâda hesap gördürmeye çalışıyor. Bazen de farklı siyasi görüşte olanlar kendi arzu ve isteklerini sana yazdırmaya çalışıyor. Şunu neden yazmıyorsun, bunu neden yazmıyorsun gibilerinden.

        Gazeteci sanki dedete ya, adamın yakasına bit pire dadansa hemen yetiş gazeteci. Ben dedetemiyim kardeşim, al bir avuç bit pire öldürücü at yakana.

       Geçtiğimiz günler de Ak Parti İl Binasında katılım töreni vardı. Tören sonunda ben partiden ayrılırken bir hemşerimiz bana; ? Erdoğan Bey siz çok etkili gazetecisiniz, yazdığınız yazı dikkate alınıyor. Şu mektubuma bir bak, gel annemin durumunu bir gör televizyona da çek, köşene de yaz? dedi. Mektubu okudum,  benim yazmam gereken yâda kamuoyu ile paylaşacağım bir konu da değildi.

        Kendilerine; ? bu meseleyi Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne ilettin mi? İletmemiş konuyu ona buna anlatarak halletmeye çalışıyorsun bak Milletvekillerimiz uzakta değil. İçerdeler kendilerine ver konu ile ilgilenirler? dedim. Yoluma devam ettim, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne Milletvekillerimiz ziyarete geldiklerinde mektup Milletvekili Sayın Ruhi Beye verilmişti. Ruhi Bey mektubu Müdür Beye verdi ?bununla bir ilgilenin? dedi.

       Zannediyorum ki, konuyla ilgilenilmiştir. Her konuyu gerekli yerlere müracaat edip iletmeden vur abalıya misali hemen gazeteciye götürmek bir şey halletmez. Söylediklerimi dinleyip ne yapacağını anlattığım arkadaş zannedersem meselesini halletti. Zaten bunu yetkili makamlara iletse konu halledilecek. Hala nerde neyi nasıl takip edip sorunlarımızı ileteceğimiz mercileri bilmiyoruz.

        İsmini vermeyeyim, çok yakın tanıdığım bir arkadaş, Belediye Başkanımız hakkında söylemedik eleştiri bırakmadı. Ben bu eleştirilere itimat edip yazsam yalan mı esas mı demeden vebal altında kalmazmıyım? Bu arkadaşı bundan 15 gün sonra Başkanın yanına yaklaşıp övgüler yaptığını görünce hayretler içinde kaldım. Hatta Başkana alkış tutarken bu arada bazı işleri de tavsiye ediyordu.

       Başkanın yanından ayrılır ayrılmaz yakaladım ve bu ne acayiplik diye kınadım. Adamın ağzı tutulur mu ? siz gazetecisiniz yarın işim gücüm olur kötü mü olayım. Sen bana bakma kardeş? demesin mi. Toplumumuzun bir kısmının durumu bundan ibaret.

        Bir gün sanayideyim bir esnaf yanıma yaklaştı sanayi projesi ile ilgili birçok eleştiriler yaptı. Kamerayı açtım hadi konuş deyince adam nereye kaçacağını şaşırdı. Ben konuşmayayım sen yazsana, ben kötü olmayayım. Hemen bir esnaf yaklaştı; ? valla Erdoğan Bey yemin ederim yarı bu kuzu kuzu Ak Partiye oy verir? dedi.

        Geçen hafta yazdığım bir yazıda bir dostum bana netten mesaj atmış. ? şunları şunları niye yazmıyorsun? gibilerden. Anladım ki dostum siyasi tarafgirliğinden dolayı bunları söylüyor. Ardından da beni taraf olmamadan dolayı da beni eleştirmiş.

       Şu taraf meselsi bana gerçekten çok tuhaf geliyor. Tarafsız insan var mı şu dünyada, herkes bir şeylere taraf. Ufacık çocukların bile tuttuğu bir futbol takımı var. Koskoca insanların tarafsız olması mümkün mü? Ulusal medyaya baktığımızda her yayın kuruluşu bile tarafken bana tarafsız olmamı tavsiye etmek biraz tuhaflık değil mi? Bugün birçok yayık kuruluşları el değiştirdiğin de bile aksi görüşte ise yazarlarını değiştirmiyor mu? Yada yazarlar kendiliğinden benim düşüncelerime ters diye o kurumdan ayrılıp kendine uygun kuruluşta çalışmıyor mu? Tarafsız yazarlar gören var mı ki, bana tarafsızlık tavsiye ediliyor anlamış değilim.

         Taraf olmak ayrı, tarafım diye masum ve suçsuz insanları karalamak değildir. Her masum ve haklı insanın yanında olmazsak o zaman provokatörlük yapmış oluruz, dürüstlüğümüzü yitiririz.

 

       Burada tarafım derken, doğrulara tarafım, haksızlıklara taraf değilim. Başkasına göre doğru olan bana yanlış olabilir. Bana doğru olanda başkasına yanlış olabilir, bu bir fikir ve düşüncedir. Ben zaman zaman düşünce ve fikirlerimi yazıyorum. Gezi parkındaki olaylar bana göre yanlışken, o düşüncede olan yazarlara doğru gelebiliyor. Onun için biz doğrularımızı yazcağız, herkesin beğenmesi mümkün olmayabilir, buna da saygı duyuyorum. Her yazarın yazılarını herkes beğenecek diye bir kural yok. Biz yazılarımızı yazarken doğru bildiğimiz yolda yazmaya devam edeceğiz. Masa başı tavsiyelerle değil.


16.06.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Yakama bit pire dadandı yetiş gazeteci

Yakama bit pire dadandı yetiş gazeteci