Bugün 100. yılını gurur ve şerefle andığımız  Çanakkale Savaşı ve şehitleri konusunda yazı yazmak benim gibi insana pek kolay bir iş değil. Bu kadar büyük bir olayı hem o devirde yaşamamış, hem de o havayı solumayan birisi olarak yazabilmek gerçekten zor.

Ama çok şehit verdiğimiz oldukça çetin geçen bir savaştır Çanakkale zaferi. Çanakkale destanları veya destanlaşan Çanakkale her Türkiye Cumhuriyetinde ve Ay yıldızlı bayrak altında yaşayan Türk’ün kalbinde, zihninde damarında, kanında ve tüm hücrelerinde yerini almış durumdadır. Bu ülkeyi bozmak ve parçalamak isteyen kişilere mutlaka o Çanakkale anlatılması ve gösterilmesi gerekiyor düşüncesindeyim.

Okuduğum bir takvim yaprağında beni oldukça duygulandıran Çanakkale de geçen hadiseyi bugün satırlarımda sizlerle paylaşmak istedim. 20. Piyade Tümeni 62. Alay’dan Üsteğmen Zahid’in eşine yazdığı mektup ise bir başka ibret vesikası: "Bugünlerde her zamankinden daha önemli bir muharebeye gireceğim" diyen Üsteğmen Zahid mektubuna şöyle devam ediyor: "... Bilirsin her muharebeye giren ölmez. Fakat eğer ölürsem sakın üzülme. Beni ve seni yaratan Allah bizi nasıl dünyada birbirimize nasip ettiyse, benden şehitlik rütbesini esirgemediği taktirde elbet ruhlarımızı da birbirine kavuşturur. Vatan için şehit olursam bana ne mutlu. Ancak sana vasiyetim var. Eşyanın listesi ilişiktir. Bunları sat. Ele geçecek paradan mihri muaccel ve müeccelini al. Üst tarafı ile bana Mevlüt okut. Eğer bunlar sana borcumu ödemezse hakkını helal et” demiş.

Benim babamın dayı sı’ da Gelibolu da askerlik yapmış. O devamlı anlatırdı özellikle Çanakkale savaşı Gelibolu civarında gerçekleştiği için ben hep babamın kokusunu aradım ve hayalini yaşadım derdi.

 Dayımın babası yani Babamın dedesi de Çanakkale savaşında kalmış ve şehit düşmüş. Bu olayları Babamın dayısı da devamlı anlatırdı. Hem ağlar, hemde ağlatırdı. Ben hiç babamı bilmem ve baba sevgisi de görmedim der o yaşlı insan o günleri andıkça çok duygulanırdı. Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşını yazdığında, Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın demiş. Akif’in dediği gibi Allah Bu millete bir daha Çanakkale savaşı ve benzeri felaketler yaşatmasın.

Bu olaylar bizim kuşak insanlara hayal gibi, masal gibi, hikâye gibi geliyor ama,ecdadımız bu gibi savaşların tesiri altında büyümüşler. Kimisi Babasını, kimisi Kardeşini, kimisi Amcasını kimisi de Sevdiklerini Çanakkale de,Yemen de, Köre de kaybetmişler. Böyle kazanılmış bir ülkeye bu ülke insanı olarak elbette sahip çıkmak zorundayız. Ecdadımızın canlarını,kanlarını heba ederek kazandığı bu güzel Ülkeyi,hiç bir kimse bölemez parçalayamaz ve başka ülkelere peşkeş çekemez. Çünkü o ecdadın ruhaniyeti ve bu ülke insanı bunlara fırsat vermeyecektir.

Çanakkale gerçekten gurur kaynağımız ve alınacak çok dersler ve ibretler vardır. Genç kuşağın mutlaka Çanakkale ruhunu anlaması gerekirken, büyükler de bunu öğrenip, küçüklere ve gelecek nesillere öğretmesi gerekir. Ama şu bir gerçek ki son yıllarda gözlerden kaçmayacak kadar büyük oranda Çanakkale ye gidenler ve o anı yıllar sonra ruhunda, kanında, damarında yaşayan, vatanını bayrağını seven insanlar çoğalarak artıyor.

Bu da gösteriyor ki bundan sonrada her yıl artarak devam edecek. Dünya üzerinde geçmişine ve ecdadına sahip çıkan milletlerin en önünde gelen Türk insanıdır.18.Mart Çanakkale zaferinin 100.yıl dönümü tüm ülke insanımıza hayırlı olsun. Allah tüm şehitlerimize rahmet eylesin Ülkemizin birliğini, dirliğini ve düzenini bozmasın. Ülkeyi bölmek ve parçalamak isteyenlere fırsat vermesin.

 


18.03.2015 08:47:58

Mustafa Avcı

Vatan ve Bayrak Mücadelemizin 100.yılı

Vatan ve Bayrak Mücadelemizin 100.yılı