Makamların, düşmanları öncelikle ÖZEL KALEMLER ve DANIŞMANLARDIR. Ancak bu durumu da kendileri hazırlar. Ne yazık ki, görev bitene kadar farkına da varmazlar. Görev bittikten sonrada iş işten geçer. Yani,  ilk düşmanları kendileridir. Böyle olunca, özel kalem ve danışman ikinciye geliyor.

          Söze, vali, milletvekili ve belediye başkanı özel kalemi diye başladık,  kastımız özel kalemi veya danışmanı olan, bütün makamlardır.

          Makam sahibini, vezir edende, rezil edende,  özel kalemde ve danışman olarak çalışanlar gelir. Aksaray´ımızda özel kalemlerin ve danışmanlığın anlaşıldığı inancında değiliz. Bunun anlamıda halkın çok önemli olmadığıdır.

         Özel kalemler ve danışmanlıklar yalan yerleri midir, yoksa diplomatik yerler midir? Elbette yalan yerleri değil DİPLOMATİK yerlerdir. Peki, buralarda çalışanlar diplomasiyi bilmiyorlarsa ne olacak. Gayet basit ya çalışan yanacak ya da seçilmiş ve atanmış olanlar. Yananları çok gördük.

         Danışmanlar ve özel kalemde çalışanlar, Türkçeyi gayet iyi konuşmalı, karşılamayı, ağırlamayı ve uğurlamayı yapmacık değil samimi şekilde içten yapmalıdır. Bu hareketinide ayırım yapmadan yerine getirmelidir. Bunun en güzel okulu ve hocası iş adamı, kıymetli ORHAN AĞAÇLI ağabeyimizdir. 

         Seçilmişler ve atanmışlar da dâhil olmak üzere; danışmanlarla özel kalemde çalışanlar, Orhan Ağaçlı, özel kaleminde fazla değil geri zekâlı değilse ÜÇ AY kurs görse yeter de artar bile, önce kendileri, sonrada halk kazanır. Bizden önermesi.

        Özel kalemler, valiyi, milletvekilini, belediye başkanını veya herhangi bir makam sahibini arayıp görüşmek isteyen, vatandaşları görüştürmese bile insanlar, memnun olarak mı çıkıp gidiyor, yoksa mırıldanarak mı yani söverek mi gidiyor, işin PÜF noktası burasıdır.

       Mırıldanarak yani söverek çıkıp gidiyorsa o makam sahipleri yandı. Vatandaş memnuniyetsizliğini YÜZ yerde, memnunluğunu en fazla beş yerde anlatacağına göre fark DOKSANBEŞTİR. İşte düşman kapınızda. Bu açığı asla telafi edemezsiniz, örnekleri pek çok, şimdi isim vermeyelim.

       Görüşme için bekleme süresi en fazla yarım saattir. BİR, İKİ, ÜÇ saat randevu almış görüşememiş, adamın haleti ruhiye sini bir düşünün. Hayat boyu bu adam sizi affeder mi? Affetmez. Özel kalem, makamı uyarıyor o da aldırmıyorsa, kendi kendine intihar etmiş sayılır, ruhuna Fatiha gerekir.

         İlimizde, birçok makam sahibi randevunun bir namus sözü olduğunun farkında bile değil. Randevuna uymayacaksan verme, verdiysen uy. Vatandaşı aptal yerine koyma. Bedelini çok ağır ödeyeceğinden emin ol.

        Vatandaşı, özel kalem görüştürmediği veya görüştüremediği zamanlarda nasıl göndereceğini bilmesi PROFESYONEL işidir. İl çapında özel kalemler nasıl çalışıyor, memnun etme durumları nedir hepsini, vatandaşa sormak gerekir.

        Bildiğim ve randevulu olarak muhatap olduğum, bazı özel kalemlerde ADAMI, KABAĞI, PANCARI fazla ayırt etmiyorlar. Karşılama, ağırlama, uğurlama oldukça zayıf. Derdin nedir sorularını bile kibarca sorma olayını beceremiyorlar. Bunun faturasını elbette makam ödeyecek.

         Başarısız özel kalem çalışanlarını, oraya tavsiye ile mi yoksa makamın tercihi ile mi geliyor bilgim yok. Şayet torpille geliyor ise torpili yapanlar o makamda oturanın doğrudan düşmanı olsa gerek. Yok, makamın tercihi ile gelmişse makam sahibi doğrudan doğruya kendi galesine doksandan göl atıyor, kendi kendine düşmanlık yapıyor demektir.

         Başarılı ve vatandaşı memnun ederek gönderen, özel kalem çalışanlarına ve danışmanlara, sözümüz yok sevgi ve saygımız var. Diğerlerinin de başarılı olanları örnek almasını tavsiye ederiz.

          Üçüncü, makam şoförleri ve hizmetlilerdir. Şoförlerin, şoförlüğü bizi ilgilendirmez, sağda solda konuşmaları ise makamı ya yüceltir ya da en kibarı aşağı çeker. Hizmetlilerin tavrıda makamdaki insanın görgü ve kibarlığını gösterir. Giyimleri, kuşanmaları bile önemlidir

          Dördüncü, makam sahiplerinin yakın adamı olan veya yakın adamı olduğunu çevreye yayan çığırtkanlardır. Makam sahiplerine en fazla zarar bunlardan gelir. Bunlarda ikiye ayrılır, yakın olanların bir kısmı bu yakınlığını hissettirmez ve nerede ne konuşağını bilir, edepli kişilerdir.

          Siyasilere ve makam sahiplerine esas tehlike, her yerde yakınlıklarını kendi çıkarına göre anlatan YALAKALARDIR. Bunlar, için tedbir almayan siyasi ve bürokratlar daha sonra çok ah vah eder lakin iş işten geçer. Zamanında gören de ne hal ise pek azdır. Her halde övülmek hoşuna gidiyor olmalı.

          Birçok meseleyi bildiği kabul edilen ERDOĞAN´ın yanına kadar giren, YALAKA ve HAİNLER kimlerin yakınına giremez ki? Öyleyse her seçilen ve atanan makam sahipleri, kimlerle çalıştığını yakınında kimleri bulundurduğunu iyi bilmeli.

          Lafın özü, seçilenler ve atananlar, yönettiklerine, ayırım yapmadan davranmalı, dürüst olmalı, kibirden, kasıntıdan uzak olmalı kendine söylenen her sözü elekten geçirmeli, sözün sahibine de dikkat etmeli.

          Sadece kendine yakın olan veya kendi düşüncesine yakın olanları dinleyen diğerlerine önem vermeyen seçilmiş ve atanmışlara da önce şunu derim, DERDLİYİ dinlemenin tarafı olmaz. Adam zaten yanmış bir de dinlememekle sen yakarsan Allah da seni yakar. Adaletsizlik bir gün döner seni de vurur. Meşhur söz; keser döner sap döner, bir gün gelir hesap döner.

          Bakınız yazar Cengi Aydoğdu ne diyor,?´´Hülasa milletin kültürü ve iradesi ülke yönetiminde fonksiyonel değilse orada, çözülmesi gereken hayati meseleler var demektir.´´ Bize Velvele Düştü eserinin sekseninci sayfasından alınmıştır.

          Biz bu görüşü ilimiz Aksaray´a uygulamak ister isek, halkın kültürü ve iradesi il yönetiminde ne kadar fonksiyonel? İlimizde, Cengiz Aydoğdu´nun yazısı ile çelişildiği kanaatındayız.

          Özellikle, seçilmişler halkın kalbine girebildiler mi? Epey şüpheli. İtiraz eden varsa onun için dürüst ANKET yaptıralım, her zatın tıraşı gözünün önüne insin. Anket iyi çıkmaz ise kötü bir sonuç sayılmaz, çünkü seçilmiş ve atanmışlar kendini düzeltme fırsatı bulur.

          Hiç vakit geçirmeden, bütün seçilmiş ve atanmışlarımız özel kalemlerini gözden geçirirler ve gerekenleri kursa gönderirlerse iyi olur. Bizim ki öneri elbette kendileri bilir.

          Eksik ve yanlışlarını, özel kalem ve danışmanlarının üzerine atarak, kimse kendini aklayamaz, haklı çıkamaz. Vatandaş nezdinde daha da itibar kaybeder.

          Aksaray´ımızda, itibar kaybeden mezarlığında, fazla yer kalmadı. Seçilmiş ve atanmışlar davranışlarını ona göre yapmalı. Her seçilenin ve atananın, görev süreleri belli.

                       HAYIR OLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.

 


16.09.2018 10:25:06

Rasim Gül

Vali, Milletvekili ve Belediye Başkanının Düşmanları Kimlerdir?

Aksaray Haberleri,Vali, Milletvekili ve Belediye Başkanının Düşmanları Kimlerdir?