2 Nisan 2024 tarihindeki iftar yemeği konuşmasında ‘’1921 Anayasasında olduğu gibi Türkiye’nin katılımcı, güçlü bir anayasa yapma imkânı bu mecliste var.’’ Diyor. Ve devam ediyor, ‘’Şunu söylememiz gerekir; artık kaç kere değiştirilirse değiştirilsin. 1960 ve 1980 darbelerinin o karanlık izlerini bünyesinde taşıyan bu mevcut Anayasa’dan, Türkiye’nin sivil siyasetinin kurtulma vakti çoktan gelmiştir.’’

‘’Mevcut Anayasa karanlıktan izler taşıyor’’. ‘’Anayasa sivil değil’’ sözlerinin açık anlamı önce Ak Parti mensuplarına sonrada halka mutlaka açıklansın, partili ve halk Türk kelimesinin kaldırılıp, kaldırılmamasına karar versin. Adımız ‘’Anadolu Halkı’’, mı ve ‘’Türkiye Halkı’’ mı veya başka bir şey mi ortaya çıksın. Türklüğü hep beraber savunalım veya mezara gömelim

Mevcut Anayasa’yı suçlama, 1921 Anayasası’nı ÖVME ilk kez yapılmıyor. Önce Abdullah Öcalan dedi sonra Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ‘’ 1921 Anayasası, Türkiye’de yaşayan herkesin hür düşüncesinin, her inancın, her anlayışın yansıdığı bir toplumsal sözleşme metinidir.’’ 100 yıl sonra aynı ruhla bunun yine gerçekleşeceğine, inancımız tamdır.’’ Diyorlar.

Şimdi bakalım, 1921 Anayasası’nda ne var?

1-     1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda ‘’ TÜRK ‘’ kelimesi geçmiyor. Cumhuriyet’in ilanından sonra kabul edilen 1924 Anayasası’nda ise ‘’ TÜRK’’ ve ‘’ TÜRKLÜK’’ kelimeleri bolca geçiyor.

2-     1921 Anayasası ÖZERK vilayetler tanımlıyor, 1921’in devleti ne ‘’ ÜNİTER’’ ne de ‘’ MİLLİ’’. 1924 Anayasa’sı hem ‘’ÜNİTER’’ hemde ‘’ MİLLİ’’

3-     Türkiye, 1922 yılı Lozan müzakerelerinde; ‘’Vatandaş eşitliği’’ni esas alan laik kanunlarla yönetileceğini belirterek DİL ve IRK azınlıkları oluşturulmasını reddetmişler ve tezlerini kabul ettirmişlerdir. 102 yıl sonra kim neyin hesabını yapmak istiyor?

Abdullah Öcalan, 1921 Anayasası’nı beğendiğini açıkça söylüyor. 1960 ve 1980 Anayasalarını beğenmiyor. Abdullah Öcalan hayatını ‘’ KÜRT DEVLETİ’’ kurmaya adamış ve görevlendirilmiş vede özel yetiştirilmiş birisi. Öcalan olmasaydı başka birisi olurdu. Öcalan Cezaevinde olduğu halde PKK’ yı yönetmeye devam ediyor.

Numan Kurtulmuş’un ve diğerlerinin ne dediğini biz merak etmiyoruz. Sadece yüklendiği MİSYON gereğince Devlet Bahçeli’nin bu konuda fikrini, zikrini açıkça söylemesini bekliyoruz. Sonra bütün genel başkanlarında düşüncelerini dürüstçe, halkın anlayacağı şekilde, amasız, fakatsız bir şekilde açıklamalarını bekliyoruz.

Çok kıymetli okurlarımın, Türk Milletinin ve İslam Aleminin  Ramazan Bayramı’nı yürekten kutluyor, sağlık ve mutluluklarının Daim olmasını diliyorum. Nice Bayramlara.

HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.