Eskiden biz çocukken TIP diye adlandırılan bir oyun oynardık. Yeni neslin öğrenmesi için kısaca anlatayım:

Üç beş kişi bir araya gelir; içimizden birisi TIP diye bağırır ve oyunu başlatırdı. Oyunun ana kuralı TIP dedikten sonra gülmemek ve suskunluğun korunmasıdır. Ancak içimizdeki sabırsızlar ve dili şişenlerden bazıları bu suskunluğa daha fazla dayanamaz güler veya konuşurdu.

İşte o zaman ilk konuşan veya gülen oyunu kaybeder ve önceden belirlenen kurallara göre cezasını da çekerdi. Bu ceza ya bir yumruk ya da birer çay ısmarlamaktı. Şimdi bu örneği neden verdim derseniz; bir süredir Aksaray medyasında gündemin bir numaralı konusu olan Tıp Fakültesi bu günlerde bizim Tıp oyununa döndü.

Bakıyorum Aksaray Medya Com’un organize ettiği; duyarlı kişi ve kurumlardan oluşturduğu Aksaray Gönüllüleri Platformundan başka kimseden ses seda çıkmıyor.

Nerede eski ve yeni siyasilerin tam destekleri?

Nerede Sn: Erdoğan Kaya’nın “Tıp fakültesi geri gelir mi? adlı buharlaşan yazısı?

Nerede Aksaray’ın ateşli sivil toplum kuruluşları?

Nerede Aksaray dışındaki Aksaraylılar dernekleri?

Nerde yerel yönetim?

Nerede vekillerimiz?

Nerede üniversite yönetimi?

İsterseniz bu tıp oyunu sessizliğini ben bozayım:

Ankara’daki kuşlarımdan aldığım haberlere göre; bu konunun olumlu gelişmelere doğru çabaların yol aldığıdır. Bu kadar kamuoyu ve dalgalanmalara rağmen tersinin olması zaten akla ziyan olurdu.

Ne demiş atalarımız: “Her şerde bir hayır vardır” Bu konuda bazı hayırlı ve şerli gelişmeler olmuşsa da sonunun hayırlı olması Aksaray’ımız için bir kazanımdır. Lütfen hiç kimse geçmişi deşeleyip konuyu sulandırmasın ve bundan sonra ben nasıl yardımcı olabilirim diye düşünsün. Aksi halde kaybeden hem kendileri hem de Aksaray olur.

Yapılacak olan bundan sonra neyin yapılacağıdır. Tıp fakültesi gerçekten çok pahalı bir yatırımdır. Bunun hepsini Devletten beklersek tamamlanması çok uzun yıllar alır. Hatta bir tarafını yaparken bir tarafı çürür. Uzun soluklu yatırımlara bir bakın hepsinin akıbeti böyle olmuştur. Bizler vatandaş olarak gücümüz oranında bu konuda yardımcı olmalıyız.

Hayırsever vatandaşlarımızdan, derneklerden, yurt dışındaki hemşerilerimizden ki; onlar cihaz ve donanımlarını oradaki dernek ve vakıfları aracılığıyla bağış şeklinde yapabilirler. Bu hem bazı gümrük muafiyeti de getirir. Bunu yapacak özellikle Almanya’da yaşayan Aksaraylı iş adamlarımızın olduğunu iyi biliyorum. Yeter ki onlara iyi anlatılsın.

Ayrıca; Aksaray’da hizmet veren çok değerli ve deneyimli doktorlarımız ve özel sağlık kuruluşlarımız var. Bunların da fikirlerinden ve olanaklarından yararlanmanın çok yararlı olacağını düşünüyorum. Ayrıca Aksaraylı tıp fakültesi öğrencilerine yapacakları mastır ve doktora çalışmalarında hizmet karşılığı burs vererek mezuniyetlerinde; Aksaray’da açılacak tıp fakültesinde görev almaları sağlanmalıdır.

Sonuç olarak diyeceğim şu ki; bu Tıp Fakültesini Aksaray çoktan hak etmiştir. Hatta geç bile kalınmıştır. Bu; hiç kimsenin ne babasının malı olacaktır ne tekelinde. Makam, Rütbe, Şan, Şöhret geçicidir. Ne kadar yükselsek de ve ne kadar yüksek makamlara gelsek de oturacağımız yine kendi kıçımızın üstü olduğunu unutmayalım.

Burada sorumlulara düşen görev kaliteli, aranan ve tercih edilen bir tıp fakültesi için gerekli kriterlerin sağlanmasıdır.

“Karanlıktan şikâyet etmektense bir mum da biz yakalım değerli hemşerilerim.”

NOT: Allah’ım ömür verdiği sürece bu konunun yakın takipçisiyim.


25.03.2012 00:00:00

Doç.Dr.İbrahim Baykan

T I P O Y U N U

T I P O Y U N U