Müslüman, Müslümanın kardeşidir, dostudur, sırdaşıdır. Hele aynı hizmet çatısı altında bulunan, aynı sorumlulukları yüklenen, aynı gaye için bir araya gelen bir toplulukta, veya bir iş yerinde bu husus dorukta idrak ve tatbik edilmelidir.

‘Sır saklamak’,  açığa çıkmayıp gizli kalması gereken bilgilerin ilgili kişilerce saklanmasına denilmektedir.

Sır, gizli kalması ve herkese söylenmemesi gereken şeylerdendir. Sırrını saklamasını bilmeyen insan başarılı olamaz.

Başarının sebeplerinden birisi de sır sahibi olmaktır. Sırrını açıklayan kimse çok defa söylediğine pişman olur, üzülür, amma iş işten geçmiş olur. İnsan söylemediği sözüne hâkimdir.

Sır saklamak çok üstün bir ahlâktır. Eskiler “ser verilir, sır verilmez” diyerek sır saklamanın sırdaş olmanın ehemmiyetine şiddetle emmiyet etmişlerdir.

Bir kimse size sır olarak bir söz söylemiş ya da yaptığı bir işten bahsetmiş yahut sır olarak size bir şeyi danışmış ise bu artık sizin için bir emanet bir namustur.

Size sır tevdi eden, onun açıklanmasına müsaade etmedikçe o sırrı asla sağa sola dağıtamazsınız.Aksi takdirde emanete riayet etmemiş, ihanet etmiş olursunuz.

Bu hususta Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Bir kişi diğer bir kişiye gizli bir söz söylese, bu söz onda emanettir, hiç kimseye söyleyemez.”

Maalesef bu konuda diğer hususlarda olduğu gibi yeterli hassasiyet gösterilmemekte ve bir çok huzursuzluklara, sıkıntılara sebep olunmaktadır.

Sır vereceğimiz kişilere dikkat etmemiz gerekmektedir. Sır saklamasını bilmeyen ya da elde ettiği çeşitli bilgileri kendi lehine, dünyevî çıkarlarına kullanmak gibi kötü bir ahlâka sahip olan, şahsiyeti zayıf kişilere asla sır vermemeliyiz.

 

aksarayhaberci@hotmail.com


11.12.2014 00:00:00

Mustafa Avcı

Ser verilir sır verilmez

Ser verilir sır verilmez