Geçtiğimiz hafta içi kentsel dönüşüm ve küçük sanayi projesiyle ilgili basın mensuplarına brifing verilerek bilgi verildi. Bu bilgilendirme sonucu, buradan anladıklarımızı ve şehrin geleceği için bir yazıyı kaleme alıp okuyucuyla paylaşmıştım. Bu yazımın yayınından telefonla beni arayanlar oldu. Çoğunluğu, “  birde bizi dinle” diyorlardı. Bende sanayide ki birçok esnafla görüştüm, sonrada Cuma namazının ardından bir toplantıyla sanayide bir basın bildirisi yayınlandı bizzat bunu da takip ettim.

        Öncelikle şunu söylemeliyim ki, benim buradaki amacım bağcı dövmek değil üzüm yemek. Biz burada kimi ölçü alacağız, elbette bu işi hazırlayıp organize eden ve projeleyen resmi kurumun teknik elemanlarını dinleriz. Sokak da duyduklarımız bizim için ölçü olmaz, ölçü resmi veriler. Resmi veriler üzerine anladıklarımızı yazdık ve okurlarla paylaştık,  kimse bizim babamızın oğlu değil.

         Benim yazımı okuyarak bana sitem edenlerin yanında yazıma destek olanlarda az değildi. Buradaki itirazların ekserisi kişisel düşünce ve bir hedefe yönelik olduğunu bizzat gördüm. Cumadan sonraki toplantının ardından tanıdık esnaflarımızı da gezerek fikirlerini aldım.

        Toplantıyı yapan belli bir gurup diyebilirim, buraya pankart açan arkadaşlardan da bana telefon edenler oldu, buraya davet için telefon açanlarda oldu. Kişilerin telkin ve görüşleri doğrultusunda yazı yazmamız mümkün değil, ama herkesin görüşüne saygı duyarız. Benim için burada ölçü ne Belediye nede şahıslar, benim ölçüm burada şehrin geleceği ve bu projenin hayata geçmesi. Burada elbette insanlarda mağdur olmasın, eğer mağduriyetleri söz konusu ise verilecek payları biraz yükseltilsin.

        Belli bir gurubun düzenlediği bu toplantıda taş çatlasa 250 kişi falan vardı. Bunun yarıdan çoğunluğu nedir ne değil diye seyre gelenlerdi. Burada hedefin bu projeye karşı olunmadığını bizzat gördüm. Hedef proje değil Belediye Başkanı ve siyasi çekişme. Proje üzerinden siyaset yapıldığını görmüş olduk, çünkü sanayi esnafı bu toplantıya yeterlice iştirak etmemiştir. Kimse kusura bakmasın ne kadar sabrınız taşarsa taşsın böyle bir toplantıyı sanayici tasvip etmemiştir.

       Zaten kimsede zorla kimsenin malını kafasına silah dayayarak elinden mülkünü alamaz. Mülkünüzü vermezseniz vermeyin, dışarıdaki insanlardan kulaktan dolma laflarla bilgilenme yerine yetkili mercilerden işin doğrusunu öğrenin işinize gelmiyorsa yine vermeyin demiştim.

       Diyelim ki bu proje hayata geçmedi bundan zararlı kim olacak? Burada çalışan insanlar mağdur olacak. İşin içinde birde esnaf olmayıp da mal sahibi olanlar var, onlar buradaki mallarının karşılığında yapılacak yeni sanayiye zaten gitmek istemiyorlar. Konut almak istiyorlar, ellerine gelmiş fırsatı değerlendirmek istiyorlar. Ne kadar fazla daire alabilirsek kar diye düşünüyorlar.

       Burada dükkânı olmayan esnaf  %70 civarında, ben bu esnaflarımızla da görüştüm. Bu esnaflar yeni yerlere taşınmaya sıcak bakıyorlar, ama ödemelerin süresinin vadesini biraz uzatılmasını ve fiyatın biraz aşağıya çekilmesini istiyorlar. Kazançlarının çok fazla olmadığını bu ödemeleri ödemede zorluk çekeceklerini, kendilerine biraz daha kolaylık sağlanarak işyeri sahibi olmak istiyorlar.

      Mülkü olanlarda önlerine gelen bu şansı iyi değerlendirerek biraz daha fazla pay koparma peşindeler. Bunun dışında müteahhit ve inşaatçılarda doğal olarak Tokinin buraya bu kadar konutun yapmasının kendi sektörlerine darbe vuracağının hesabını yapıyorlar. Konutları Toki yaparsa buradaki inşaatın malzemesini dışarıdan getirecek düşüncesi ile karşı çıkan inşaat malzemesi satan gurup var.

       Birde bu proje üzerinden siyaset yapan gurup var, hatta ve hatta önümüzdeki sivil toplum kuruluşlarının seçiminde bile bunu malzeme etmek isteyenler var. Bunlarda işi körüklüyorlar, mağdur rolü ile etraflarını güçlendirmeye çalışıyorlar. Müteahhitlere toplantıda Tokinin şartlarında siz yapın dendiğinde bu şartlarda biz yapamayız Tokinin verdiğini de veremeyiz diye kendileri itiraf ediyorlar. Örnek sanayiden beni arayanlar oldu, onlarda bizim her şeyimiz mükemmel, bizim sanayimiz yeni biz neden taşınalım diyorlar. Herkesin kendine göre haklı yanlarının olduğunu söyleyebilirim.

        Uzun lafın kısası, burada dükkân alacakların ödeme vadesinin uzatılması ve fiyatın biraz aşağıya çekilmesi isteniyor, dükkân sahibi esnaf da kendilerine verilen işyerlerinin paylarının yükseltilmesini istiyor. Ama her geçişin bir sancılı dönemi olacaktır, zamanla bu ağrılı sancılar dinecek ve su aka akak bir yol bulacak. Ama şehir bizim bu proje hükümetin önemsediği bir proje, çok ilde olmayan bir proje kaçarsa bir 40 yıl daha gider gibi görünüyor. Ama en önemlisi mülk sahipleri mutlaka kulaktan duyma bilgi yerine bilgiyi doğru adreslerden almalılar.


29.12.2012 00:00:00

Erdogan Kaya

Şehrin geleceği önemli

Şehrin geleceği önemli