Dün Ramazan fıkraları yazmıştım, hayır mübarek gün güncellik yerine biraz stres atalım düşüncesinde idim. Fıkralar okurlarca çok beğenilmiş, devamını isteyen okurların isteğine bugün devam edelim. Hiç değilse sizleri Ramazan günü güncel konuların dışına çıkarmış oluruz.

Bizi de yedirirsin!
     Eskiden toplu ramazan yemeklerinde, iftar ziyaretlerinden artan yemekleri, yemek masasına hizmet eden çocuklar yermiş. Yani artan yemekler onların hakkı imiş. 
      Bir iftar yemeğinde çorba içildikten sonra hoca cemaate:
       Çorbayı arttırmayın israf haramdır. Yemeği bitirmek sünnettir, der.

      Böylece çorba tamamen biter.

       Sıra sebze yemeğine gelir, hoca yine:

      “ Arttırmayın sünnettir” der yemek biter.

      Sıra pilava gelir, tatlıya gelir. 

      Hoca:

       Sünnettir, diyerek, her şeyi cemaate yedirir ve hizmet yapan çocuklar aç kalırlar. 
       Yemekten sonra hocanın ellerini yıkaması için su döken çocuklarla hoca şakalaşmak ister:

       “Balam sizin adınız ne, der.

        Çocuklar: 

       Farz hoca efendi, derler.

      Hoca:
       “Balam hiç farzdan ad olur mu?” der.

       Çocuklar da:

       “Olur ya, sünnet diyelim de bizi de cemaate yediresin öylemi ?” derler…

Gökte Misafir Edilen Ne Yer?

     Nasreddin Hoca, Ramazan ayı boyunca vaazlar etmek, namazları, teravihleri kıldırmak üzere evine uzak bir köyde işe başlamış. Hoca’ya köyde bir oda tahsis etmişler. Görevi kısa süreli olduğundan Hoca ailesini getirmemiş, odasında tek başına kalıyormuş.
     Köyde vaaz ederken bir ara Hz. İsa’nın göğe çekildiğinden söz etmiş. Camiden çıkınca yaşlı bir kadın yanına yaklaşıp :
     Hoca efendi, Hz. İsa göğe çekildi dedin, ama orada ne yiyip ne içtiğini anlatmadın!
Hoca: 
      Bre kadın, günlerdir bu köyün misafiriyim. Bir gün olsun misafirimiz ne yer ne içer demediniz de, gökte misafir edilen Peygamberin ne yiyip ne içtiğini soruyorsun! demiş

Ramazan-ı Şerifi Memnun Etmek
      Birçok Ramazanı birlikte geçirmiş olan bir hanımla beyi konuşuyorlarmış. 

      Bey, hanımına:

      Hanım, bunca senedir oruç tutuyoruz. Acaba Ramazan-ı Şerif’i hiç memnun edebildik mi? diye sormuş.

     Hanım:

      A efendi! Düşündüğün şeye bak, o mübarek hiç memnun olmasaydı, her sene 10 gün önceden gelirmiydi demiş.

  Ramazanda buzlu   hoşaf
        Sıcak bir yaz günü Nasreddin Hoca’yı iftara çağırmışlar. Ortaya önce bir tencere soğuk hoşaf gelmiş. Muzip ev sahibi el... 
       Sıcak bir yaz günü Nasreddin Hoca’yı iftara çağırmışlar. Ortaya önce bir tencere soğuk hoşaf gelmiş. Muzip ev sahibi eline bir kepçe almış, misafirlere ise birer tatlı kaşığı vermiş.
       Ev sahibi kepçeyle her hoşaf içişinde :
   “Oohhh, öldüüümm” diyormuş.
     Hoca ile öteki davetliler ellerindeki küçücük tatlı kaşıklarıyla hoşafı içmeye çalışıyorlar, ama ne hoşafın tadını alıyorlar, ne de susuzluklarını giderebiliyorlarmış. Ortadaki hoşaf tenceresi de bitmek üzere:
      Hoca dayanamayıp ev sahibine seslenmiş;
- “Efendi” demiş. “Senin devamlı ölüp ölüp dirilmen bizleri çok üzüyor. Şu kepçeyi ver de senin yerine biraz da biz ölelim!...”



8.07.2014 00:00:00

Erdogan Kaya

Ramazan fıkraları 2

Ramazan fıkraları 2