Bugün Allah(C.C.)’ın Aslanı Hazreti Ali(R.A)nın mübarek eşi,Hz. Hasan(R.A.) ve Hz. Hüseyin(R.A)’nın mübarek annesi Kızı  Hazreti Fatıma(R.A.) annemizin ağlaması üzerine “Kızım üzülme Baba’na bundan sonra ebedi olarak üzüntü yoktur.” Diyen Nebiler, Nebisi Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V.)’in dünyasını değiştirmesinin.

   Yani Ezel ve Ebed olan Rabbimizin kendisine ebedi olarak dünyada kalma veya ona kavuşması yönündeki takdirini Yaratanına kavuşmaktan yana kullanmasının 1382.yas yıl dönümü.

            Dünyanın kurulduğu günden o zamana kadar hiç görmediği ve kıyamete kadarda bir daha göremeyeceği  Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V.) 1381 yıl önce Hakka yürümekle yok olmayıp aksine kıyamete kadar dünyayı aydınlatacak olan İslam diniyle hem kendisi, hem de ona uyanlara iki cihan mutluluğuna vesile oldu.

DÜNYADA DAİMA BİZİMLE OLURKEN MAHŞERİN SICAĞINDANDA SANCAĞI ŞERİFİNİN GÖLGESİYLE KORUYACAK!

      Ona Nebiliğin gelmesinden itibaren kıyamete kadar yeryüzünde asla ve asla dinsizlik ve şirk hakim olmayacağından 1382 yıl önce ihtiyar dünyamızdan ayrılan sadece efendimizin mübarek teniyken, ruhu hep bizimle yaşayarak mahşer dede uyandığımızda bizi mahşerin beyin yakan güneşinden kurtarmak için mübarek sancağı şerifinin altında bekleyecek.

     Bu yalın gerçeğe rağmen Onunla beraber yaşayan, onu dünya gözü ile görüp tüm mucizelerinin canlı şahitleri olan yoldaşları Sahabeyi kiram efendilerimizin bile üzüldüğü dünyasını değiştirmelerine bizim gibi ham Müslümanlarında üzülmemeleri elbette ki mümkün değil.

      Vücudumuz et ve kemik ile kaslardan oluşsa da ruh taşıdığımız için O Nebi’nin tatlı canını Mabudumuza teslim etmesinden dolayı üzülürken, gelişiyle de Peygamberlik göreviyle geldiği günden şimdiye kadar dünyamızı karanlıklardan kurtardığını ve kıyamete kadarda bunun devam edeceğini de hiçbir zaman unutmamalıyız.!!!

     Bu bilinçle Ona gerçekten ümmet olabilmenin yolu dünyasını değiştirmesine üzülürken de getirdiklerinin eğrisine “eğri”, doğrusuna ise “doğru” diyerek tebliğ ettiği Yüce kitabımız Hz. Kuranın mübarek Ayetlerine uymak.

    Mübarek sözleri olan sahih Hadisi şeriflerinde buyurduklarından da hiç bir şüpheye kapılmadan kabul ederek söylenenleri eksiksiz olarak yerine getirmek.

    Yasakladıklarından ise kaçmak, mübarek davranışları olan Sünneti seniyelerinede sarılmak olduğunu da hiçbir zaman unutmamalıyız.

       Onun katıksız ümmeti hemşerimiz Yunus Emre hazretlerinin yazdığı geçen seneki yazımda da yayınladığım bir  natı şerifini arz ediyorum.

CANIM KURBAN OLSUN SENİN YOLUNA ADI GÜZEL KENDİ GÜZEL MUHAMMED

     “ Canım kurban olsun senin yoluna, Adı güzel kendi güzel Muhammed, Şefaat eyle bu kemter kuluna, Adı güzel kendi güzel Muhammed ,Mu'min olanların çoktur cefası, Ahirette olur zevk’u sefası, On sekiz bin alemin Mustafa'sı, Adı güzel kendi güzel Muhammed.

         Yedi gökleri seyran eyleyen, Kürsi'nin üstünde cevlan eyleyen ,Mi'racda ümmetini dileyen, Adı güzel kendi güzel Muhammed,Dört caryar anun gökçek yaridur, Anı seven günahlardan beridur, On sekiz bin alemin sultanıdur, Adı güzel kendi güzel Muhammed.

         Aşık Yunus nider dünyayı sensiz, Sen hak Peygambersin şeksiz şüphesiz ,Sana uymayanlar gider imansız, Adı güzel kendi güzel Muhammed.” Diyen Yunus gibi tüm Müslümanlarla birlikte bu yazıyı okuyanlarla, yazan ben Mabudumuzun en edna kulununda ona şeksiz ve şüphesiz ümmet olması dileğiyle.

        Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.

 

 

 

 

 

 


8.06.2014 00:00:00

Ali Genç

Ona uyan iki âlem`ini de kurtarır

Ona uyan iki âlem?ini de kurtarır