İnsan şu dünyada olabilecek en büyük makama, mevki` ye sahip olsa ne değişir? Çünkü kişi yine aynı kişidir; yine acizdir, yine tüm insanlar gibi yaşamak zorundadır. Yani makam ve mevki sahibi olmak bir üstünlük veya bir ayrıcalık getirmez. Bence en önemlisi hangi şart ve durumda olunursa olunsun, insan aciz bir kul olduğunu unutmamalıdır.

Hepimiz en nihayeti hata yapmaya meyyali olan insanlarız. Ne rızkımızı kendimiz elde edebiliriz, nede kendimiz için hayır ve şerri ayırt edebiliriz. Daima rızkımızı veren ve bize bizim için en hayırlı kaderi yaratan Bir yaratıcının olduğunu bilmek zorundayız.

Ona göre insanlığımızı bilmemiz ve devamlı o bilinçaltında yaşamamız gerekmektedir. Ancak bir noktayı iyi ayırt etmek lazım, çünkü bir şeyi elde etmeye çalışmak ve onun için hırs yapmak, hele hele onu elde etmeyi, Yaradan’ın rızasını kazanmak için değil de, kendi nefsi için istiyorsa, hiç de hoş olmayan sonuçlara sebebiyet verir,ve de verecektir.

Nefis, makam ve mevki sahibi olmayı, bu sayede saygı göreceğini, daha çok sevilip diğer insanlara nazaran daha üstün olacağını düşündürerek insani güzel göstermeye çalışır. Hâlbuki tüm insanlar eşittir, Üç aşağı beş yukarı hepimiz birbirine benzer insanlarız, bu sebeple bu yönden bir üstünlük olacağını düşünmek yanlış olur.

Ya da makam ve mevki ile saygı ve sevgi oluşmasını beklemek de yanlıştır. En üstün olan, takvaca en üstün olandır. İnsanlara Allah’ın emri üzerine hizmet eden ve Allah`a en yakın olandır, en çok sevilen ve saygı gören insan da Allah`ın rızasını gözeten ve onun emri dâhilinde herkesin hakkını gözetendir.

Çünkü en çok sevgi ve saygıya layık insanlar, kendi dünyevi çıkarları için veya makamını mevkisini korumak için günde binlerce takla atarak küçülen küçük insanlar değil, her yaptığı işin sorumluluğunu bilincinde insanların ve özellikle mazlumların hakkını gözeterek, yani teşbihte hata olmasın Sezar’ın hakkını Sezar’a veren ve Allah`ın rızasını gözetip insanların çıkarlarını kendi nefsine tercih eden büyük insanlardır.

İnsanı en küçük düşüren şey nefsin ve onun isteklerinin peşi sıra koşarak boş işler ile uğraşması ve insanların hakkını haksız yere gasp etmesidir.

Nefsin istekleri hiç bitmediği gibi insanları kazanç sağlamayacak işler peşinde koşturur. Haksız yere dünyevi makam ve mevkiler elde etmek için hırs ile yanlış yollara sapmak Ahlaklı ve dürüst insanlara yakışmaz.

En büyük şan ve şeref, Allah-u Teala`nın gösterdiği yola uymak ve Kuran’ı Kerim`i en güzel şekilde anlamak ve onu hayatımızda tatbik etmektir. Yoksa makam ve mevki bugüne kadar insanlara hiç bir şey sağlamadı ve sağlamaz; manevi derinlik ve ferahlık getirmez, kendini aldatır.

Hal böyleyken, nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilmek bir insana yakışmayacağı gibi makam ve mevkii nin geçici olduğunun bilincinde olmak en büyük erdemliktir, yani gereken de budur.

aksarayhaberci@hotmail.com


17.02.2015 19:43:03

Mustafa Avcı

Nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilmemek gerekiyor.

Nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilmemek gerekiyor.