Aksaraylının şehirli olma isteği yetmez yetmiyor. Belediye başkanımızın particiliği bir tarafa bırakıp Aksaray´ı şehir ve Aksaraylıyı da şehirli yapma İRADESİ ve inancı olması gerekiyor.

          Şehir ve şehirli olma bakımından, şu belediye başkan adaylarımızdan bizler bilgilendirme almak isterdik, tabi ki adaylarımız müsaitse.

          Dünyanın neresine giderseniz gidiniz,  Şehir ve Şehirli olmanın yolu aynıdır. Bu yol zormu, sarp mı, meşakkatli mi, çok mu PARA ister? HAYIR, bunların hiç birini istemez.  Arkanızda bakan, bakanlar veya Cumhurbaşkanı mı ister? HAYIR, bunları da istemez.

          Öyleyse ne ister? Sadece belediye başkanının güçlü İRADESI, UFKU, AZMİ ve belediye meclisinin karararı yeterlidir. Çünkü belediye başkanlarının yetkisi Cumhurbaşkanından fazla. Öyle kolay da şimdiye kadar neden ŞEHİR ve ŞEHİRLİ olamadık dendiğinde bunu bana değil 34 senedir AKASARAY´i yöneten partilere ve belediye başkanlarına soracaksınız.

          Çünkü şehir yapacak, kanunlar 1984 yılından itibaren var. Allah aşkına şehir olamamış ilde şehirli ve medeni insanlar ne kadar olur?  Elbette olmaz veya az olur. Bir yer şehir olamamışsa, o yerde eğitim, sevgi, saygı, muhabbet ve inanç, üst düzeye çıkar mı ve şehir kültürü olur mu? Elbette olmaz.

          İyilerin, doğruların, Salihlerin yaşadığı Aksaray´a ?´ İyilerin yurdu´´ , ?´ Salihlerin yurdu´´ anlamına gelen ?´ ŞEHR-İ SÜLEHA´´ adını Selçuklu Sultanı KILIÇARSLAN´nın verdiğine inanıyoruz. Aceba o iyilerden, Salihlerden günümüze kadar nesli devam hiç mi olmamış? Aceba dağları, ovaları, bütün mekânları ararsak bulamaz mıyız? Ararsak elbette buluruz ancak işimize gelmiyor.

          İlçe, belde ve köylerden AKSARAY´a göç ederek gelenler, uyum sağlayacakları ve sağlamaya mecbur hissettikleri bir ortam göremeyince, geldikleri yerlerin yaşantısına devam ettikleri gibi çevrelerini de kendilerine benzetiyorlar.

          Şirin kasabalarımızdan Yeşilova, Yeşiltepe ve yine büyük ilçemiz Ortaköy´den İl olan Aksaray´ ımızın eğitim, görgü-görenek ve medeniyet açısından ne kadar farkı var? Politikacılarımız ve ilin yöneticileri nutuklarında 10 bin, on beş bin yıllık AKSARAY dan bahsediyorlar, elbette doğrudur. Peki, 10 bin, on beş bin yıllık AKSARAY´ ın ÖRF- ADETLERİ ve kültürel birikimleri nerede?

          Biz Aksaray ve Aksaraylı olarak şehir ve şehirli olmak istiyoruz. Bunun plan ve projelerinin de belediye başkan adaylarımızdan açıklanmasını bekliyoruz. Bu ilin elli yılını bilen birisi olarak düşüncelerimizi yazıyoruz. Maksadımız kimseyi incitmek veya ukalalık yapmak değildir.

           Adaylarımıza sormak isteriz, Aksaray dışından veya yurt dışından herhangi bir konumda misafiriniz geldiğinde sadece bir kahve içmeye ve sohbet etmeye nereler götürürsünüz? O misafirinizin aklından çıkmayacak, gittiği her yerde anlatacak hatıralar bırakacak mekanlar nerelerdir?

          Aksaray´ımızın şehir, bizlerinde şehirli olabilmesi için en önde yapılması gerekenler nelerdir denildiğinde akıl ve ilim açısından şunlar geliyor.

           1- MERKEZE KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN uygulanması ana şarttır. Bu imar uygulamasında, binalarda TASK alanı düşürülmeli, bunun telafisi içinde KASK alanı yükseltilmelidir. Binaların arası açılmalı YOLLAR ve KALDIRIMLAR genişletilmelidir. Böylece şehir daha refah ve modern hale gelecektir.

          TASK ve KASK´ ın halk diliyle anlamı, binaların yatay ve dikey olmasıdır. Örnek, inşaat alanı 600 metre kare olan beş katlı bir arsanın her katına, brüt 150 metre kareden, DÖRT daire yapıldığında toplam 20 daire olmaktadır.

            İnşaat alanı 600 metre kare olan aynı arsaya, aynı büyüklükte iki daire üzerine ON KAT ruhsat verildiğinde de yine 20 daire olmaktadır. Dolaysıyla kimsenin kaybı söz konusu değildir. Bu projede inşaat 300 metre kareye oturduğundan çevrede 300 metre kare apartman sakinlerinin kullanabileceği bir alan çıkmaktadır.

           Bu tip projeler uygulandığında, binalar arası mesafeler daha fazla olacağından, görüntü daha güzel olacağı gibi apartman sakinleri de rahat edeceklerdir.  İstenirse komşudan çekme artırılabileceğinden, binalar birbirinin sırtına da çıkmamış olacaktır.

            2- Aksaray´ımızın merkezinin yaşanır hale gelmesi ŞEHİR görüntüsü vermesi için olmazsa olmazı, derhal Belediye binası, eski TEDAŞ binası ve ERAS iş merkezi, yıkılıp tamamen ŞEHİR MEYDAN´ı olarak düzenlenmesi binlerce yıl kalıcı bir eser olur. Tabi ki yapanı da binlerce yıl yaşatır.

            Halkın ailesi ile gelip 7/24 saat oturacağı, çay kahve içeceği veya hafiften bir şeyler yiyeceği son derece sağlıklı tek katlı mekânlar yapıldığında insanlar burada zevkle vakit geçirecekler ve burayı yapanla gurur duyacaklar

            3-   Ayrıca merkezde, bazı yollar trafiğe kapatılmalı yollar yayalaştırılmalıdır. İnsanlar yayalaştırılan yollarda rahat yürüyüp gezerek alış verişlerini yapabilmelidirler.

              4-  MODERN ŞEHİRCİLİKTE olmazsa olmaz RAYLI SİSTEMDİR. Bu sistemi mutlaka Aksaray´da yapılmalıdır. Raylı sistem öncelikle;  1- TOKİ- OSB hattı,  Kalkış şehir merkezinden olmak üzere, 2-Merkez Üniversite, 3- Merkez- Devlet Hastanesi, 4- Merkez- Kurtuluş-Laleli, 5- Merkez- Dağılgan-Hürriyet

             Hatları yapıldığında ulaşımı çok rahatlatacağı gibi otopark sorununu da büyük oranda çözecektir. Çünkü insanlar şehir merkezine gelmek için arabalarını kullanmayacaklardır.

               5- Yine şehir olabilmemiz içinde, yeni oluşturulacak bütün SEMTLERE TASK ve KASK uygulanmalı bu uygulamanın dışında hiçbir yapıya izin verilmemelidir.

                  İnşallah projelerini açıklarlarken bu ve buna benzer, çok daha orijinal ve bizleri şaşırtacak projeleri olur. Adaylarımızın şunu da iyi bilmeleri gerekir ki bizler Ankara, İstanbul, İzmir gibi illerimizdeki adayların anlattıkları projelerini yakından izliyor bizim ilimize uygun olanları bizde istiyoruz

                   Artık, bundan böyle laka Luka, lafı güzaf yok, liderleri taklit ve Ülke meseleleriyle bizleri başka tarafa bakıtmak yok, sadece AKSARAY ve AKSARAY´ a yapılacak belediye hizmetlerini duymak istiyoruz bilgilerinize sunulur.

                    Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.

 

 

 

 


Hasan Şükrü Perek
22.01.2019 11:47:33
Sayın Gül, Her yazunızı zevkle okuyor,dikkatle neyi amaçladığınızı anlamaya çalışıyorum. Teşekkür ederim.Keşke bu konularda kafa yoran daha çok sayıda Aksaray´lı olsa. Aksaray´lı derken çok ötedenberi bir konuda çırpındığınızı biliyorum. Adına ister kent konseyi deyin, isterse farklı bir isim kullanın güzel ve faydalı bir amaç olduğunu biliyorum. Sizinle bu konu üzerindeki değerlendirmelerimizde olumlu bir girişim olması nedeniyle hep olumlu bir tavır içinde olduğumu ifade etmek isterim. Konu birazda toplumsal yapılanma ile ilgili. Ekonomik anlamda sermaye terakümü, girşimci potansiyeli, önemli olduğu kadar aydın insan, münevver insan veya yeni tabirle elit ve entellektüel insan birikimi de önemlidir. Buna biz ENTELLEKTÜEL SERMAYE DİYELİM. işi birazda Alman mantığı ile izah edelim. Almanlar " Eğitim bir yatırımdır " derler. yani siz topluma belirli ve yüksek bir maliyeti olan bir yöntemi kullanarak insan dediğimiz yaratıcı, becerkli ve faydacı bir gelecek oluşturma potansiyeli olan canlı bir varlığı harcama yapıyorsunuz.Bu durum sizin yazınızda kısmen değindiğiniz gibi topluma geçmişten aldığı değerler ve kendi çabalarıyla oluşturduğu değerleri bir araya getiren bir varlığın üzerine sürekli harcama yapıyorsunuz. Aynen bizlerde olduğu gibi. İlk,orta,lise,üniversite eğitiminin hem ailemize hem topluma bir maliyeti oldu. peki ne için. geleceği inşa edecek bir üst yapı oluşturmak için. Bu gün maalesef bu yatırımlar heba olup gidiyor. Elit ve entellektüel yapı bir çöküntü içinde. Değil bir araya gelmek, birbirlerine savaş naraları atarak kin ve öfke kusuyor. Aynı eğitimden aynı sıralardan yetişmiş bu kitle araştırmıyor, okumuyor, yazmıyor, üretmiyor. Sadece kısır bir sahada birbirinden duyduğu yalan yanlış şeylerin tekrarını yapıyor.Aksaray´ımızda da maalesef bu durum mevcut. Bizler geldik geçiyoruz. Şen olasın halep şehri.Ama artık onbinlerin eğitim gördüğü yaşadığı bu şehre iyi bir çeki düzen vermek gerek.Bu konudaki çabalarınızdan dolayı şahsınıza teşekkür ederim.Ancak okur sayınız 4-5 bin civarında bu müthiş bir sayı. Olumlu veya olumsuz eleştiri alıyormusunuz? Bilmiyorum. Ancak almalısınız. şayet bu gerçekleşmiyor ise ya okuyucular yazdığınızı anlamıyorlar demektir. Ya da en büyük hastalığımız duyarsız kalmak, tepki vermemek, kendini sessize almak gibi tavır ortaya koyan bir okuyucu kitlesi var demektir.Selamlar.

18.01.2019 23:37:54

Rasim Gül

Niçin Şehir ve Şehirli olamıyoruz?

Niçin Şehir ve Şehirli olamıyoruz?