Ülkemizi işgalden kurtarmak için kurulan Büyük Millet Meclisi 97 yıl önce 23 Nisan 1920´deAksaray´da Somuncu Baba´nın yanında yetişen ve hocasının Hakka yürümesiyle onun halifesi olan Hacı Bayramı Veli hazretlerinden ismini alan Camide kılınan Cuma Namazının ardından Kuran-ı Kerimle açıldı.

   Yani bugün açılışının 97. yıl dönümünü kutlayacağımız  Büyük Millet Meclisimiz Okunan Kuran kerim ve getirilen  Tekbirlerle açılan hem milletin milli iradesini yer yüzünün tek otoritesi olarak gören hem de milletin inancının da taçlandırılmasıyla çalışmalarına start verilen bir kurumdur.

   Meclisin yetkisini milletten alması nedeniyle bunun ilk andan itibaren herkes tarafından bilinmesi  ve asla ve kata saygısızlık yapılmaması içinde kapısında ?Hakimiyet bile kayıtsız şartsız Milletindir!? diye yazıldı.

HAKİMİYET GERÇEKTENDE MİLLETİN OLSAYDI İRADESİNİ TEMSİL EDEN BU YER MİLLETİN EKMEĞİNİ YİYENLER TARAFINDAN 2 DEFA KAPATILABİLİNİRMİYDİ?,2 DEFA  İSE PASİF HALE GETİRİLİRMİYDİ?

    Türkiye´de ve Referandum süreci esnasında 11 Mart günü Hollanda tarafından bir bakanımıza ve hem de bu bakanın bir hanımefendi olduğuna bakılmadan kendisine yapılan insanlık dışı aşağılamada görüldüğü gibi maalesef çoğu şeyler gibi hakimiyetin Millette olduğu sözü de şimdiye kadar genel olarak lafta kaldı!!!

     Hakimiyet gerçekten de Meclisin kapasında yazıldığı gibi olsaydı 27 Mayıs 1960 ile 12 Eylül 1980´de milletin iradesini temsil eden TBMM´si 2 defa milletin ekmeğini yiyen silahlı bürokratlar tarafından kapatıla bilinir miydi?

    12 Mart 1971 ve 28 Şubat 1997 de olduğu gibi milletin kendi adına hakimiyetini devrettiği Meclis devre dışı bırakılır ve Milletvekillerinin iradeleri atanmışlar tarafından gasp edilebilir miydi?

1961 ANAYASASIYLA MİLLETİN İRADESİNE ATANMIŞLAR ORTAK EDİLİRMİYDİ ?VE BU ORTAKLIĞIN 1982 ANAYASASIYLADA DEVAM ETMESİNİN SAĞLANMASIYLA MİLLET İRADESİ YOK EDİLEBİLİRMİYDİ?

    Orta başlıktaki cümleler bile Türkiye´de şimdiye kadar bu konuda söylenenlerin hiç birisinin gerçek olmadığını net ve somut olarak ortaya koyuyor!!!

     Merhum Menderes, merhum Özal ve 2002´den bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın liderliğindeki Ak Parti Hükümetleri döneminde yapılan anayasa değişikliklerine, yasal değişikliklere rağmen maalesef halen Türkiye´de milli hakimiyetin gerçekten de tam olarak millete ait olması sağlanamadı.

TÜRKİYEDE ŞİMDİYE KADAR EN YÜKSEK OYU ALAN PARTİLER BİLE İKTİDAR OLURKEN ,ATANMIŞLAR TARAFINDAN  MUKTEDİR OLMALARINA İZİN  VERİLMEDİ

    Bunun ana sebebi 1961´le milletin iradesine ortak edilen silahlı ve silahsız atanmışların kendilerini milletin efendisi!!!

 Milleti ise kendilerinin kölesi olarak görmeleri, bu nedenle maksimum yükseklikte oy alan partilerin ise  İktidar olmalarına rağmen muktedir olmalarına izin verilmemesiydi.

   Resmiyette Başbakanlığa bağlı olan Genelkurmay başkanının fiiliyatta kendisini hem Başbakan, hem de Cumhurbaşkanının üstünde görmesi, bu çerçevede her hükümet tarafından atanan Milli Savunma Bakanın resmiyette savunmanın amiri olmasına rağmen orduya ve icraatlarına yakın zamana kadar karışamaması, harcamalarının bile yakın zamana kadar hesabını soramaması.

    Yine Dış İşleri Bakanlığındaki atamalara da ise kısıtlı şekilde kontenjan kullanabilmesi, Milli Güvenlik belgesi konusunda ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinde alınan kararların adından da anlaşılacağı gibi tavsiye kararları olmasına rağmen özellikle 28 Şubattaki gibi milletten yetkisini alan vekillerin güven oyuyla oluşan hükümetlere bunların zorla dayatılması nedeniyle şimdiye kadarki 23 Nisan´lar okul müsamerelerinden öteye geçemedi.

   Bu nedenle her 23 Nisanda müsamerelerdeki gibi Makam sahipleri kendi koltuklarından kalkarak birkaç  dakikalığına fotoğraf  çekilinceye veya görüntü alınıncaya kadar çocuklar sözde olarak o makamlara getirilir.

    İşte milletin gerçek hakimiyetide maalesef   mevcut Anayasaya göre bu kadar.

HEM İKTİDAR,HEME MUKTEDİRLİK TÜRKİYENİN  67 YILLIK ÇOK PARTİLİ DÖNEMİNDE YENİ SAĞLANIYOR!!!

    15 Temmuz alçak kalkışmasının Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın çağrısıyla Rabbimizin milletimize verdiği cesaret ve darbecilerin ise kalplerine verdiği korkuyla bertaraf edilmesinden sonra 1950´den bu yana ilk defa iktidarlar devlet yönetiminde yükse oranda muktedirde olmaya başlandı.

İKTİDAR OLANIN MUKTEDİRLİĞİ TAMAM, AMMA VEKİL,BAŞKA VE MECLİS ÜYESİNİN ADAYLIĞININ HALEN GENEL MERKEZ TARAFINDAN BELİRLENMESİ MİLLETİN TAM  MİLLİ HAKİMİYETİNE ENGEL!

    Fakat halen milletvekili, Belediye başkanı, İl genel meclisi üyesi ile Belediye Meclisi üyeliği adaylığına millet yerine partilerin genel başkanları ile yönetimleri karar verdiğinden seçilenlerin istisnanın dışında kalanları maalesef milletin değil, kendilerini seçildikleri makamlara adeta atayarak aday yapanların adamı olduklarından bizdeki egemenlik halen bu yönüyle de müsamereden öteye geçemedi.

   Yazının girişinden itibaren .belirtilen olumsuzlukların ve diğer olumsuzlukların tamamının en kısa zamanda ortadan kaldırılarak milli egemenliğin gerçekten millette olması için gereken düzenlemelerin en kısa zamanda yapılması dileğiyle.

    23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk bayramı milletimize kutlu olsun.

    Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.

    


22.04.2017 22:31:43

Ali Genç

Müsamere Oynan Değil Gerçek Milli Egemenlik Bayramı

Müsamere Oynan Değil Gerçek Milli Egemenlik Bayramı