Babası Hz. Ebubekir, annesi Ümmü Ruman´dır. Peygamber efendimizle yaptığı mesut izdivaçtan çocuğu olmamıştı. Araplar bir çocuğa izafetle künye almaktan hoşlanırlardı. Hz. Aişe peygamberimize bu arzusunu açmıştı. Kendisine kardeşi Esma´nın Zübeyir bin Avvam´dan olma oğlu Abdullah´ı evlat edinip onunla künye alması tavsiye edilince Ümmü Abdullah diye künye almıştı.

Müminlerin annesi olma şerefi, ?Sıddıka? payesi ve Ümmü Abdullah künyesiyle anılacak olan Hz. Aişe geniş bilgisi ile de müstesna bir mevki teşkil etmektedir.

Onun kemali ve ilminin derecesi sayfalardan taşacak derecede yüksekti. Zekâ ve dirayeti çok üstündü. Ebu Musa el-Eşari ?Biz ashap arasında herhangi hadisi şerifte tereddüt edip Hz. Aişe ´ye müracaat etsek onun yanında mükemmel bir bilgi ile karşılaşırdık? demiştir.

Peygamber efendimizin Aişe validemize olan üstün alakasını Hz. Aişe´nin genç oluşuna bağlamak hakikati görmeyen şaşı gözlerin işidir. Zira peygamber efendimizin zevceleri arasında Zeynep, Safiye ve Cüveyriye validelerimiz gençlikte ve güzellikte Aişe validemizden daha ileri düzeyde bulunuyorlardı. Peygamber efendimizin bu temayülünü manevi sebeplerde aramak gerekir. Zekâ ve ilmi dirayeti, İslam´a hizmet etme istidadı çok yüksekti. O dini hükümleri hafızasında tutmakta ve içtihat hususunda ortaklarının hepsinden ileride bulunuyordu.

Aişe Validemizin İlmi Yönü

Hz. Aişe validemiz peygamber efendimizin zevceleri arasında en genciydi. Bu sebeple efendimizin dini talim ve terbiyesinden en fazla faydalanan Hz. Aişe olmuştur.

Efendimizden aldığı bilgiyle etrafa ilim ve irfan nurları yayan Hz. Aişe Resulü Ekrem´in irtihalinden sonra kadınlarla ilgili meselelerde gerek kadın ve gerek erkeklere açık ve doyurucu bilgiler vermiştir. O halkın müşküllerini çözmüş, peygamber efendimizden öğrendiği bilgilerle kadınlara terakki yolunu açmıştır.

Hz. Aişe´nin hücresi mescide bitişikti. Bu sebeple o gece veya gündüz mescitte kurulan ilim meclislerinde cereyan eden konuşmaları takip etme imkânına sahipti. Bu konuşmalardan anlayamadığı veya duyamadığı hususlar olursa onu da peygamber efendimizden sorup inceler ve bilgisini tamamlardı.

Hz. Aişe validemiz peygamber efendimizin ahirete göç etmesinden sonra 40 sene kadar yaşamıştı. 4 halife devrinde ve onu takip eden yıllarda fetva için müracaat edilen bir merci vardı. O da Hz. Aişe ´den başkası değildi.

Hz. Ömer gibi kudretli bir müctehid, Hz. Aişe ?den efendimizin sünnetleri hakkında sual sorar, vereceği bilgiye büyük bir kıymet ve ehemmiyet verirdi. Hz. Ömer halifelik devrinde Hz. Aişe ?den başkasına fetva müsaadesi verilmemişti. Hz. Osman döneminde de bu böyle devam etmiştir.

Kadınlarla ilgili meselelerin açıklığa kavuşmasında Hz. Aişe´nin gördüğü hizmet çok büyüktür. Bu sahadaki bilgilerin çoğu hep onun verdiği malumat ve fetvalarla açıklığa kavuşmuştur.

Peygamber Efendimizden İki Latife

*Bir defasında Hz. Aişe´nin başı ağrımıştı. Resulü Ekrem:

-Ya Aişe! Sen benden evvel ölsen ben seni kendi elimle kefenleyip dua etsem? diye latife yapmıştı. Hz. Aişe:

-Ya ben öleyim de siz benim evime yeni bir zevce getiresiniz öyle mi?, deyince peygamber efendimiz gülümsemişti.

*Fahri Kâinat efendimiz bir gün Hz. Aişe ´ye şöyle konuşmuştu. ?Ben senin bana dargın veya barışık olduğunu bilirim.? Hz. Aişe:

?Nasıl biliyorsunuz?? deyince peygamber efendimiz:

?Bana dargın olduğun zaman ?İbrahim´in rabbine andolsun ki? diye söze başlıyorsun. Barışık olduğun zamanlarda ise ?Muhammed´in rabbine andolsun ki? diyorsun. Hz. Aişe:

?Anam babam sana feda olsun Ya rasulallah! Doğru söylüyorsunuz ancak dilimden öyle dökülüyor? dedi.

Hz. Aişe´nin İlim Öğretme Gayreti

Peygamber efendimizin ahirete göç etmesinden sonra birçok sahabe İslam memleketlerine dağılmışlar ve halka dini esasları öğretmeye gayret etmişlerdir. Medine-i Münevvere´de bu hizmeti görenlerin başında Hz. Aişe validemiz geliyordu.

Onun evi erkek, kadın ve çocuk olmak üzere ilim âşıklarının ve dini vazifelerini öğrenmek isteyenlerin devam ettikleri feyizli bir medrese idi. Bu nur membaına gelen kimseler, Hz. Aişe ´den sorarlar o da kendilerini cevaplandırırdı.

İran´da yetişen kudretli âlim İmam Nehai çocukluk devrinde Hz. Aişe´nin derslerine devam ve onun ilminden istifade etmişti.

Tabiinden olup da Hz. Aişe´nin yaşadığı asra yetişen hadis âlimleri hep kendisinden istifade etmişlerdir. Bunların sayısının 150´yi aştığı görülmektedir.

Ahmet bin Hanbel ´in 6 ciltlik Müsned´indeki hadislerin çoğu Hz. Aişe ?den rivayet edilen hadisi şeriflerdir.

Ömrünün Sonuna Doğru?

Resulü Ekrem´den dul kalan Hz. Aişe efendimizin kabrinin bulunduğu yerden ayrılmıyor ve hatta geceleri de orada yatıyordu. Daha sonra gördüğü bir rüya üzerine burada yatmaktan vazgeçti.

Hicretin 58.yılında rahatsızlandı. Onun hastalığını duyanlar ?geçmiş olsun?a geliyorlardı. Ashaptan İbni Abbas da gelmiş ve kendisine şöyle söylemişti:

?Aişe ezelden beri müminlerin annesi ve Hz. Resul´ün en sevgili hanımı idi. Onun sebebiyle teyemmüm ayeti nazil oldu. Onun şanında nazil olan ayetler, camilerde ve minberlerde okunmaktadır. Bunun üzerine Hz. Aişe:

?Ey Abbas´ın oğlu! Bu gibi övgülerden beni affet? diye mukabele etti.

Ramazan ayının 17.günüydü. Vitir namazını kıldıktan sonra gece vakti ruhunu teslim etti. Onun vefat haberi derhal etrafa yayıldı. Herkes evinden çıkıp onun hücresinin etrafına toplanıyordu. Arzusu üzerine cenazesi çok bekletilmemiş ve gece yıkanıp kaldırılmıştı. Çok kalabalık bir cemaat onu kabre kadar götürmüştü. Ümmü Seleme onun hakkında ?Allahü Teâlâ Aişe ?ye rahmet etsin. Onu babasından sonra en çok seven zat Resûlullah idi? demiştir. 

Hz. Aişe validemizin cenaze namazını Medine valisi olan Ebu Hureyre kıldırmıştır. Mübarek vücudu Baki kabristanına defnedilmiştir. Fakat sevgisi ümmeti Muhammed´in kalbinde her daim mevcuttur.

Alla ondan razı olsun?

KAYNAKLAR

-Büyük İslam kadınları, Mehmet Emre


2.03.2017 14:48:27

Asude Usluer Uğurlu

Muhteşem bir zekâ ve dirayet sahibi: Hz. Aişe Annemiz

Muhteşem bir zekâ ve dirayet sahibi: Hz. Aişe Annemiz