Bugün iki konuyu bir arada yazacağım, Cuma günü Çanakkale’yi anlatan bir tiyatro izledim.  Ardından da Emniyetin “ Mübarek” ismi altında yapılan bir operasyonuna şahit oldum, ben önce operasyondan bahsedeceğim. Bu operasyon sıradan bir operasyon iken adını Mübarek koyarak isimlendirmek şahısları değil toplumu rencide etmiştir, operasyonun mübareği olur mu be kardeşim.

      Cuma günü gazetelerde “Mübarek” operasyonu adı altında haberler. Mübarek ismi çok değerli ve maneviyat mensubu insanlara söylenen bir sözdür. Bu operasyonun adını kim koyduysa onu da kınıyorum, Sayın Emniyet Müdürümüzü de duyarlı olmaya davet ediyorum, Sayın valimizin de dikkatine sunuyorum. Bu isim Müslümanlarla dalga geçmek için verilmiş arniyetli isimdir.

      Bir hocalıkla alakası olmayan yâda Ali Kalkancı gibi bir insan harem kurup dini eksikliği olan hanımları da kullanarak istismar ediyorsa bunun adı din değil sahtekârlıktır. Şeyh fuhuşta yakalandı, haremlik selamlık gibi manşetlere üzülmedim desem yalan olur. Herkesin suç işleme durumu söz konusu olabilir, benimde olabilir, seninde. Şahısların kişisel suçunu Müslümanlara mal ederek anlatmak Müslümanları üzer insanları rahatsız eder. Müslüman’a başka gözle bakılmasını sağlar.   

    Kamuoyuna bilgi verirken doğru vermek lazım. Ben şahsen önüne gelen insanlardan yâda Kuran ve Hadise dayanmayan bilgileri dinlemem. Her sakal koyan insanda alim ve Mübarek değildir. Hala şaşıyorum hala bilmediği yâda dini bilgisi olmayan insanlardan ders almaya giden hanım kardeşlerimize üzülüyorum. Onları gönderen erkeklere de ne söylesem bilemiyorum. Tabi burada suçu sabit olmamış insanları suçlu gibi kamuoyuna lanse etmek de doğru değildir. Bu bir iddiadan öteye gitmeyen konudur, belki de iftiradır, mahkeme sonunda aklanacaklardır. Mahkemeye intikal etmiş bir olay üzerinde yorum yapmak doğru değildir. Bu kimseleri de hiçbir şekilde tanımıyorum.

       Mahrem bir kadın mahrem olan bir başka erkekten ders almaz almamalıdır da. Kadın dinini kocasından öğrenir, kocası bilmiyorsa hem cinsi olan bir başka hanım hocadan öğrenir. O da yoksa eşi eşliğinde bir perde arkasından hocadan öğrenir. Efendim hangi çağda yaşıyoruz derseniz bu yaşanan çirkin olaylarla, yâda iftiralarla karşılaşırsınız. Hiçbir Peygamber veya sahabe mahrem hanımlara dini ders vermemiştir. Hanımları vasıtasıyla dini yaymışlardır, tebliğ vazifesini eşleri yapmıştır.

       Büyük İslam alimleri kuran dersi verirken sakalı çıkmamış erkek çocuklarının bile yüzüne bakmazmış. Hatta onları erkek olmaları halinde bile yüzlerinden öpmez başlarından öpermiş. Gördünüz mü islamın güzelliğini, şimdikiler ne yapıyor hadi söyleyin.

       Hanım televizyonda bir hocayı dinliyor, hocanın programını da bir güzel bayan sunuyor, dinleyicilerde hep bayan. Ben dinlememesini söyledim, hanım itiraz etti, bende bunun dinle ilgisinin olmadığını söyledim. Neden derseniz orada oturan ben olsam hanımın cazibesi kalbimi bozar, insan nefis taşıyor. Sende orada otursan hocayı beğensen kalbinden benim kocamdan güzelmiş diyebilirsin. İşte kalp bozuldu ve her şey ifsat oldu, böyle ders ve din anlatma İslam da yok arkadaşlar. Erkek hoca kadınların içine erkek hindi gibi oturup din anlatılmaz, dinin moderni falan da olmaz.

      Dini bilmeyen, her sakallıya hoca diye kopar önünde diz çökerseniz başınıza çok şeyler gelir. Ben hoca dedikleri insanı hiç tanımıyorum ve günahına da girmek istemiyorum, belki de şeyh dedikleri insan suçsuzdur.. Doğrusunu bilerek suçlamak lazım, ama erkekten önüne gelen bayan ders almaz. Buna çok dikkat etmemiz lazım, aile reisleri de buna dikkat etmeli, hepimiz nefis taşıyoruz, nefsin dinlisi dinsizi olmaz. Nefsi mesafe ile frenleriz, ama şeyh mübarek gibi sözler beni üzdü. Hocanın sahtesi olmaz, hocalar dini anlatmazsa boşluğu başkaları dolduruyor.

                                                            Çanakkale oyunu

       Cuma günü Çanakkale Şehitlerimizi ve savaşını anlatan bir tiyatro oyunu izledik. Oyunu Aksaray Belediyesi getirmişti, tiyatroyu izlemeye gelenler salonu tıklım tıklım doldurmuştu. Bunun nedeni ise Çanakkale ismi yetiyor ve insanları bu duygu salonlara çekiyordu.

      Oyun başlamadan bir konuşma yapan Belediye Başkanı Sayın Nevzat Patla ise manevi atmosferi olan bu oyun ve konferanslarda yaşanmış olayları duygusalca anlatıyor ve gerçektende ben bu geçmişte yaşanan manevi duygulardan keyif alıyorum. Bunları yeni nesillere de aktarmak güzeldir.

      Çanakkale Şehitleri ile ilgili ne zaman bir şey anlatılsa Rahmetli babamı hatırlıyorum. Dedem Çanakkale’ye gittiğinde Dersimde Şehit olan Ali amcam 3 yaşında Babam ise anne karnın da imiş. Ne zaman Çanakkale anlatılsa rahmetli Babam gözyaşlarını tutamaz ağlardı. O günkü gözyaşları hala aklımdan çıkmıyor, hemen babamı anlatıyorum. Keşke orada çektiğim belgeseli rahmetli babam sağ olsaydı da ona da izletebilseydim.

       İzlediğimiz oyun Çanakkale de bir cephede yaşanan savaş anı idi. Elbette Çanakkale’yi gezenleri bu oyun kesmeye bilir. Çünkü orada gördüğünüz anları bir oyunda göremezsiniz, ancak yeni nesillere oyun içinde verilen mesajlar çok önemlidir. Oyun içine katılan espri ise insanları uyutmadan sıkmadan izlemeye yöneltti.

       Milli duygularımızı okşayan duygu ve düşünceleri izlemek keyif vericidir. Bu tür oyunların daha çok halkımıza izlettirilmesi gerekir. Halkımızda artık sosyal etkinlikleri izlemeye alışmış durumda olması ve salonları tıklım tıklım doldurması da güzel bir gelişme.


31.03.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Mübarek operasyonu ve Çanakkale oyunu

Mübarek operasyonu ve Çanakkale oyunu