5 Ocak 2017 itibarı ile Gazetecilik mesleğimin 40 yılını doldurdum. 10 Ocak 2017 Salı günü çalışan Gazeteciler günü olması nedeni ile bir yazı kaleme almak istedim. Ancak içimden gelmediği için yazı yazmak istememiştim. Nedeni ise mesleğimiz süresinde topluma ve memleketime ne kadar yararlı olduk veya olmadık bunu düşününce içimden gelmedi. Sonra 10 Ocak günü günümü kutlayan okurlarım bir hayli fazla idi. Kimisi sosyal medyadan kutlarken kimisi telefon açarak günümü kutladı.

      10 Ocak günü sabah Ak Parti İl Başkanlığının kahvaltısı vardı. Rahatsız olmama rağmen kahvaltıya gitti. Akşamda Aksaray Belediyesinin yemeği vardı buna gitmek içinde eve geldim istirahat etmek istedim. Telefonum sürekli çaldı, ama bakmak yerine istirahat etmek istedim.

      Sonra art arda telefonum çalıyordu, bakmak durumunda kaldım. Hiç tanımadığım bir okurum arıyordu. Tabi şahsıma yaptığı övgüler ve yazılarımdan dolayı günümü kutlamak istemişti. Sonra arayan telefonlara döndüm ve söylenenlerden çok etkilendim.

      Akşam Belediye Başkanı Sayın Haluk Şahin Yazgının basına verdiği farklı bir yemekte idim. Yemek sonrası eve geldim ve fikrimi değiştirip yazmak istedim. Nedeni ise beni arayıp yazı ve kişiliğim hakkında yapılan sözler beni etkilemişti.

      Demek ki bir şeyler verebilmişim veya veriyorum. Neden tanımadığım okurlarım bana böyle güzel sözler söylesin. Benden ne çıkarları ve menfaatleri olsun. 40 yıllık meslek hayatımda 9 kitap yazdım. İli, ilçesi, beldesi ve köyleri ile tek tek haşir neşir olmuşum. Nerede ise her bölge insanı ile akraba olmuşum, o zaman mesleğimin hakkını verdiğimi düşünüyorum. Üstelik ülkem ve vatanım için bir nokta kadar hainliğin içinde olmadım.

      Zaten mahalli basın ekonomik sıkıntılar içinde çırpınıyor. Yeterli destek gördüğünü düşünmüyorum. Buna sosyal medyada dahil olunca haber alma olayı artık daha rahat işliyor. Sadece biz yazarların işi iyi diyebilirim, çünkü bizler haber değil yorumlar yapıyoruz.

      Yerel gazetecilik eskisi gibi çekirdekten yetişme değil, sıradan gazeteci olunuyor. Sonra bir bakmışınız dört gün sonra havası bitince ortadan kaybolanlar var. Her ay yeni yeni simalar görürsünüz. Üstelik birde bu mesleğe yıllarınızı da verseniz işin havasına girince siz beğenmezler beğenmedikleri gibi birde eleştirirler.

      Eskiden gazeteleri çalışanlar temsil eder, gazeteyi ve yayınları onlar yapardı. Şimdi kimisi ekonomik yönden veya çalışandan patronluğa geçenleri tenzih ederim. Ama belli bir yaştan sonra hem patron hem gazeteci olma hevesi olanlar ise kompleksindendir.

      Patronun zaten bir ağırlığı vardır ve taş yerinde ağırdır hesabı ağırlığını koruma yerine hem patron hem muhabirliğe soyununca gülünç oluyor. Ama meslekten geldi ise zaten ona sözüm yok. Medyayı çalışanlar yüceltir ve saygılı hale getirir, patronlar değil.

      Medya kuruluşu saygın hale gelince patronda zaten saygındır. Herkes yerini ve yurdunu bilmeli, oturaklı olmalıdır. Yanında çalışanı kıskanıyorsan sen zaten patron olamazsın. Bulunduğun yeri gerekli yere taşıyamazsın.

     Gazetecilik tetikçilik için kullanılma yerine, doğru haber alma ve doğru iletim kurma yeri olmalıdır. Her şey ekonomi ve para değildir. Vermeden almak Allaha mahsus diyor da vermeden almayı deniyorsan kendi kendini yalanlıyorsun demektir.

      Sayın Yazgı yemekte yaptığı konuşmada iftira ve çamur atmadan eleştirilere açığız demesi manidardır. Elbette Gazeteci eleştirecek ve toplumun yararına olan işlerde yol gösterici olacak ama iftira atmayacak. Eleştiri olmazsa zaten doğrular bulunmaz.

      Gazeteciler mesleklerini doğru ve dürüst yaptığı sürece gazetecidir. Doğruları kırılan ve kızan olsa da yazdığı sürece gazetecidir. Bu meslekte zaten herkesi memnun etmeniz mümkün değildir. Adamı on sefer översiniz bir sefer eleştirirsiniz düşmanınız olur çıkar.

       Salı günü iki yemeğe katıldım, Başkan Yazgının yemeğine Yargı ve Emniyette iştirak etti. Ben bu konuyu yarın yazmak istiyorum. Bütün çalışan gazetecilerin günü kutlu olsun.


11.01.2017 07:55:04

Erdogan Kaya

Mesleğimizde ne kadar yararlı olduk?

Mesleğimizde ne kadar yararlı olduk?