Farklı bir konu yazmak istiyorum ama kısa bir açıklama yazayım. Dün İnternet üzerinden yazdığım yazıdan sonra adaylık sürecim ile ilgili bilgilendirme yaptım. Bunun üzerine o kadar telefon aldım ki, gün boyu telefonum hiç susmadı baskı altına alınmam nedeni ile kısa bilgilendirme yazmak durumunda kaldım.. Bundan dolayı tüm seven ve üzülen dostlarıma teşekkür ediyorum. Siyasette bunlar var, bunların olduğunu yaşadığım süreçte yakinen görmüş oldum. En azından samimi gördüğüm insanların samimiyetsizliğine şahit oldum. Ancak fikirlerimde hiç değişiklik yok durduğum yerdeyim.

      Fikirlerim derken, Sayın Başbakanın düşündüğü düşüncelerin yanındayım. Adaylığı engellendi diye bir kırgınlığım ve küskünlüğüm yok. Sadece üç beş kişinin listede yer almama rağmen bana gösterdiği direnç ve tavırlarına kırgınım. 36 adayın tamamı aday olacak değil sadece 7 kişi olacak bunu bilen ve saygı duyan bir insanım.

      Yani düşünce olarak aynı düşüncedeyim, ama siyasetin benim gibi insanların işi olmadığını görmüş oldum. Biz kendi işimizi yapıp çalışmalarımıza devam edeceğiz. Şu olmuş bu olmuş gibi saplantım yok, aday olan arkadaşlara başarılar dilerim. Bana destek olup telefon ve mesaj atan bütün dostlara da teşekkür ederim. Sayın Milletvekilimiz Ali Rıza Alaboyun, İlknur İnceöz Hanımefendi ve Belediye Başkan adayımız Haluk Şahin Yazgı ’ya da ayrıca teşekkür ediyor onları seviyor yanlarında olduğumu da belirtmek istiyorum.

      Pazar gecesi beraber olduğum MHP Belediye Başkan adayı Rıfkı Beyle uzun süre oturup sohbet ettim. Kendisi hakkında en ağır eleştiriler yapmama rağmen siyasi erdemlik göstererek bana hiç küsmeden nerede gördü ise beni kucaklayarak hal ve hatırımı sormuştur.

      Ben kendisine mesafeli durmama rağmen siyasette küslük olmaz mantığını yürüterek bana takılmadan edemedi. Hatta Rıfkı Beyle çok önemli konuları görüştük, benim gazetecilik anlayışım gereği bunlar başkası ile paylaşılmaz. Hatta kalktığımızda bana; “ ağabey sen iyi bir Ak Partilisin sakin bunları yazma” dedi. Bende kendisine farklı bir gazeteci olduğumu bunları yazmamın mümkün olmadığını söyledim.

       Benim fikir ve düşüncemi bilmesine rağmen ve hatta en ağır eleştiriyi yaparak adını bile yazmam dediğim halde beni gördüğünde kucaklayan muhalefet adayına bakın. Arkalarında kale gibi durduğum halde Karabatağın duruşunu gösteremeyenlerin kulakları çınlasın. Evet, ben gazeteciliğimi yaptım, o da siyasetçiliğini yapmıştır, siyasetçiye düşende bu olsa gerek.

Bundan sonra artık işimize bakacağız. Şimdi asıl değinmek istediğim konu ise bir hadislerinde Peygamberimiz; “ bir münadi (münafık) size bir laf getirdiğinde onun ne derece doğru olduğunu araştırın. Gerekirse her ikisini de yüzleştirin” diyor.

      Ben memuriyetimi siyasi bir kurum olan Belediyede yaptığım için. Bu kurumlarda çok münafık olur, insanlar hakkında Belediye Başkanına yalan yanlış bilgiler vererek onu yönlendirirler. Hatta kendilerinin hesabı olan kimselere karşı, hesabını kendisi göremiyorsa hesabı başkasına gösterirler. Ben zaman zaman geçmiş Belediye Başkanlarımıza da bu konuda mutlaka her denen söze inanmamalarını gerekirse yüzleştirmelerini söylemişimdir.

      Seçim sonrası Belediye Başkanı olacak arkadaşlara da bu tür dedikodu getireceklerdir. Hatta çalışanlar hakkında olumsuz söylentiler ile onları şikâyet edeceklerdir. Ama her söze inanmadan dedikodu edenleri yüzleştirsinler. Hemen yargısız infaz yapmasınlar, eğri ile doğruyu ayırt etsinler, bu çok önemli. Mantıklı hareket etmek iyi idareci işidir.

      Çok insan öyle olmuş ki, kimisi insanları çekemez. Kimisi neden benden önde diye kıskançlık yapıp rahatsızlık duyduğu insanların bir yerlerde olmasına tahammül edemez. Nasıl etsemde onu saf dışı bıraksam diye ona rahatlıkla iftira bile edebiliyor. Ben bunları yaşayan ve hatta çok insan hakkında bana gelip yalan yanlış bilgi ile onun bunun hakkında yazı yazmamı isteyenleri çok tanıyorum. Ama Allah şahidim emin olmadan yada bizzat görmeden kimse ile ilgili bir satır yazmam. Yazsamda kamuoyunu ilgilendiriyorsa veya toplumun genel menfaatine ise ancak öyle yazarım. Hele özel hayatı ile ilgili kişiler hakkında yazmak tamamen bir terbiyesizlik olarak görürüm.

      Kısacası insanları zan altında bırakacak şeyleri anlatmak ve yıpratmaya çalışmak çok çirkindir. Herkesin haysiyeti, şerefi, namusu ve çocukları vardır. Herkes namus ve şerefi için yaşar bunlar çok önemli. Dört günlük dünyalık için kişilerin hakkında yalan yanlış, ispatsız dedikodudan Allah hepimizi korusun. Yapanlarıda Allah ıslah etsin, hidayet versin.

 

 


18.02.2014 00:00:00

Erdogan Kaya

Mantıklı karar vermek

Mantıklı karar vermek