Kendimize öyle bir eziyet ediyoruz ki demeyin gitsin. Şu üç günlük dünyada fitneyi fesadı, yalanı dolanı, iftirayı, birbirimize çamur atmayı, ayaklara ip takmayı kalbimize doldurarak adeta sıkıntıdan patlıyoruz.
Maalesef bir ufak menfaat uğruna insanların haysiyetleri,şerefleri namusları ve gelecekleri ile oynuyoruz.
İnsanları hor ve hakir gören küçümseyen küçük beyinli insanlara Hemşerimiz ve dünya sevgi adamı Yunus Emrenin Gelin Tanış Olalım, İşi Kolay Kılalım, Sevelim Sevilelim Dünya Kimseyse Kalmaz. Sözlerini hatırlatmak istiyorum.
Asırlar öncede bu dünya üzerinde iyi niyetli olmayanlar varmış ki o büyük gönül adamı bizlere kulaklarına küpe olsun diye bu sözleri sarf etmiş.
Hoşgörü ve iyi niyetli olamayan insanları baş tacı yapan insanları toplum olarak dışlamak yerine adeta onlara kol kanat oluyoruz. Biz yaşadığımız bu dünyayı neden kendi elimizle bu kadar daraltıyoruz.
Alın teriyle,emek ile helalından çalışmayı tercih edeceğimize bir birimizin sırtından asalak gibi kazanmayı tercih ediyoruz, Helâlından kazanarak helâlından yemek var iken, başkalarının kazancını gasp etmeye çalışıyoruz.
Allaha giden, cennete varan bir yol tutmak hem fıtratımızın, hem saadetimizin gereği iken, cehennem yollarını tercih etmişiz. Hem ateşe doğru yürümüş, hem bu yürüyüşe gülerek haksız kazanç elde etmeye koyulmuşuz
Bazı insanları güçlü zannederek etrafında durmayı şeref bilmiş ve onu dost görünmüşüz ne acı bir olay. Yukarıda da dediğim gibi basiret dünyasının yabancısı olmuşuz.
Bizim dostumuz kendimiz olmalı, özümüz olmalı yani sağlam kurulan temeller olmalıdır. Üzülerek söylüyorum bizi başkalarına satan insanları iyi ayırt etmek gerekiyor. Hal böyle iken ayı izini kurt izine karıştırmış, namertin gösterdiği yollarda hep perişan olmuşuz. Âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberin ümmeti olarak, bizim de âlemlere örnek olmamız gerekirken, örneksiz olup çıkmışız.
Sellerin sürüklediği çöpe, kurtlar sofrasındaki kuzuya dönmüşüz. Dostlarımız düşman, düşmanlarımız ise pek yaman olmuş
Ufkumuz daralmış, umudumuz kırılmış. Namert kapısında izzet, merhametsizlerden rahmet dilenir olmuşuz.Yüce zevklerden cüce zevklere tevessül etmişiz. Secde zevklerinden mahrum kalıp, gösterişli soytarılara tapmışız.Problemi çözmek varken üzerini kapatmışız.
Nesilleri hakikatle donatmak varken, yaldızlı lâflarla, beylik sloganlarla şartlandırmış ve aldatmışız kendimizi. Kusura bakmayın sizlere bugün pembe bir tablo çizemedim. Ama ne yazık ki bu söylemiş olduğum hadiseler her gün ayrı ayrı yerlerde de olsa ayni anda yaşıyoruz. Tüm çıplaklığı ile doğrudur ve zamanımızda cereyan etmektedir.
Lütfen beyler Kurt izi ile Ayı izini ayırt edelim. Şu kısa dünya hayatı çabuk geçer ve son gün gelir çatar. Yarın Mahkemei Küba da hesap günü geldiğinde eyvah demeyelim, zararın neresinden dönersek kar sayalım
aksarayhaberci@hotmail.com