Bazen yazdığım yazıları hazmedemeyenler, yâda verecek cevap bulamayanların en güzel iftirası kime kaç kitap veremedin oluyor. Yada falan Belediye Başkanından ne talepte bulundun da vermedi oluyor. Kimisi bunu sahte isimle yazarken, kimisi de isimsiz mail yolu ile yazıyor, geçen Ortaköy de yayınlanan bir gazetede güya Sayın Belediye Başkanı Ütük’ü müdafaa etmek için beni hedef alarak Ütük’ten taleplerim olmuş da alamayınca kendisini eleştirdiğim yönünde bana saldırmış.

        Bu gazeteyi bana ulaştıran Ortaköy’deki dostlarımdan gazeteyi aldım ve avukatıma vererek hem ceza hem de tazminat davası açmasını istedim. Samimi söylüyorum bana cevap yazan bu arkadaşı hiç tanımıyorum, beni tanıdığına da inanmıyorum. Çünkü telefon açıp sordum oda beni tanımıyor, nereden biliyorsun da bu yazıyı hakkımda yazdın diye sordum, efendim benim “ Aksaray-Kırşehir Yolu” başlıklı yazımdan beni tanımış. Beni tanımayan bazı Eskillilerde mail ile böyle iftira yazarlar.

      Belli ki birilerinin adına yazmış ve benim Ütük’ten bir şeyler istediğimi yazmış, kendisine ” Ütük’ten yâda başkasından en ufak bir maddi talepte bulundu isem namussuz ve şerefsizim. Çamur atıp da İspat edemeyenlerde namussuz ve şerefsizdir” dedim. Tabi arkadaş cevap veremedi.

       İnsanları karalamak o kadar kolay mı, dilin kemiği de yok hemen falandan bir şey istemişin lafı ucuz laflar ve ucuz kahramanlıklar. Arkasında duramayacağın yâda ispat edemeyeceğin yazıyı yazmayacaksın, yâda konuşmayacaksın. İnsanları böyle ucuz karalamak ve iftira atmak basit değil, bunu hesabını hukukende vereceksin ve ispat edeceksin.

       Ne kötü adammışım ki, Aksaray-ı tanıtmak için kabiliyet ve bilgimi Aksaraylılarla paylaşmışım. Arkadaş yüreğin varsa bilgin varsa sende ortaya bir eser koy. Koyamıyorsan sus be beceriksiz, hazmedemiyorsan o benim derdim değil. Buradan son kez söylüyorum, kimden bir kuruş yazdığım yazılardan dolayı talep ettiysem, yâda kalemimi para karşılığı sattıysam veya haksız bir kuruş birisinden karşılıksız istediysem namussuz ve şerefsizim. İspat edemeyenlerde namussuz ve şerefsizdir. Alnımın akıyla memuriyet hayatımı tamamlayıp emekli oldum, mesleğimi icra ediyorum.

      Efendim kitap yazdıysam suç mu, kimseye silah dayayarak kitap veremezsiniz. Adam talepte bulunur ister sizde karşılığını alırsınız. Kitaplar hayır kurumunda basılmıyor, bende tekke, türbe ve hayır kurumu değilim hayrıma dağıtayım, her şeyin elbette ki bir bedeli var. Kimseye bu kitapları bedava bastırtmıyoruz, üfürükçüler de bunu yazmıyor, bir emek ve bedel var, alıyorsan bedelini vereceksin. Bundan dolayı emeğimize destek olup bizi teşvik eden eş ve dostlara teşekkür ediyorum. Bunları kıskanmanın bir anlamı yok, sizde çıkın bir şeyler yazıp insanlara aldırabiliyorsanız aldırın.

     İnanın kimseden bir destek görmeden sadece gazetemin verdiği destekle bu eserleri çıkarıyorum, buna rağmen birçok yerlere bedava kitaplar vermişimdir. Hatta 50 kitap karşılıksız verdiğim gibi toplu alıp da bedeli vermeyen insanlar olmuştur. Bu insanları da buradan yazsam ağzınız uçuklar, buna rağmen hiçbir gün lafını bile etmedim. Ben Aksaray için bunları yazıyorum, insanlar bu dünyada fani hoş bir seda ve bilgimi toprağa götürmek istemiyorum. Çocuklarıma ve dostlarıma bir eser bırakmak derdim. Yaza doğru Aksaray tarihine ağırlık verdiğim çalışmamı genişletilmiş şekilde tekrar yayınlamayı düşünüyorum. Aksaraylı gençler Aksaray’ın tarihini beni tenkit edenlerden sormuyorlar benden soruyorlar. Evet, meyveli ağaç taşlanır, kırmızı olgun meyveler ağacın en üst tepesinde bulunur, ona taş atan çok olur. Ben bu tenkitleri bir korna sesi gibi algılıyorum.

        Sayın Ütük’le ilgili övgü dolu yazılar yazdığımı ve hatta kitabıma dahi koyduğumu unutan arkadaş bunları görmemiş. Ortaköy’ü tanıtmak için çektiğim TV. Belgeselinde kendisine 20 dakikalık hizmetlerini anlatması için yer verdim. Karşılığında da bir kuruş aldı isem ispat etsinler. Efendim övücü yazılar yazdığım da telefon açıp bana dua eden Ütük, yanlışını yazınca kendisinden haraç mı istemiş oluyorum. Halkı yanılttığını resmi yazılarla Karayolları Bölge müdürü ve Milletvekilleri anlatıyor. Bende bu açıklamalar üzerine resmi verilerle yazımızı yazıyoruz. Kendisine ne iftira ne de hakaret etmişizdir, kişisel konuda yazmıyoruz. Ben dün iyi hizmetleri yazdığım gibi, eksiklikleri de görünce yazan bir gazeteciyim. Evet, bundan dolayı da günlük 20 binin üzerinde okuyucuya sahibim.

      Ortaköy eski Milli Eğitim Müdürü ve şimdiki İl Milli Eğitim Şube Müdürü Kenan Yeğin hayatta ve şahit. Kenan Bey Aksaray Tarihi ile ilgili Ortaköy de ki çalışmalarım esnasında bana bir teklifte bulunmuştur. Ortaköy’e ait bir tarihi çalışma yapmamı istedi ve kaymakam Mete beyle de görüştük. Mete Buhara Bey ve Kenan Bey benim orada yapacağım çalışmalarıma destek olacaklardı. Belediye Başkanı ile de görüşüp kitabın basımını üstlenmesini isteyecekti. Bende hiçbir karşılık almadan Ortaköy tarihini yazacaktım. Maalesef Mete Beyin dediğine göre Ütük bunu üstlenmemiş ve kitap da kalmıştır. Bu mu Ortaköy severlik, bu mu Ortaköy’den haraç istemek? Hiçbir kuruş almadan hazırlayacağım Ortaköy tarihini üstlenmemiştir. Bu benim dışımda gelişmiştir, ben kendisine teklifte götürmedim görüşmedim de, kitapta tamamen kaymakamlığın uhdesinde olacaktı. Kulakları çınlasın eski Kaymakamımızın teklifi idi, bana daha sonra kitabın basımının üstlenilmediğini söyledi. Bununda bilgisini vermiş olayım.

      Uzun lafın kısası bana cevap yazan kişiyi muhatap bile alıp adını yazmadım. Bundan sonrada bu konularda yazanları muhatap alıp cevap bile vermeyeceğim. Hukuki hakkımı kullanıp orada cevap vermelerini isteyeceğim.


14.03.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Korna sesi

Korna sesi