Karın rengine methiyeler yazdık ama beraberinde getirdiği soğuğa dayanamıyoruz çok mu çıt kırıldım, muhallebi çocuğu olduk bilemedim.
hani sevmem ya bizim çocukluğumuzda, gençliğimizde laflarını ama işte çokta kullanmaya başladım. okul mesafesi ne kadarda uzak olsa servi mervis yoktu bu yüzden tabana kuvvet yürürdük yürüdükçe ısınır ısındıkça mesafelerin uzunluğunu unutur soğukta sıcak hayaller kurarak okula yetişirdik.
 
evet ayağımızda belki bizi sıcak tutacak içi deri, markalı ayakkabılarımız yoktu yine de mutluyduk; evlerin çoğunda yada parmakla gösterilecek kadar az evde kalorifer vardı. çoğu muzunda bundan haberi yoktu, cep telefonu hayal bile edilemezdi çünkü çok az sayıda ev telefonu vardı. Ev telefonu olanlarında bir saygınlığı var5dı,yazılsan seneler sonra belki çıkardı yurt içinden bir şehri aramaya kalksan önce postaneyi ararsın kayıt yaptırırsın aradığın kişiye ulaşmak için uzun süre beklersin bazen araya başka sesler girer meşhur ´´adana çık aradan sözü böyle durumlarda ortaya çıkmıştır.´´ gerçek yazarken bile şaka gibi geliyor ama biz bunları yaşadık.
 
komşumun ilkokul dördüncü sınıfa giden oğluna cep telefonu beğendiremiyor, diğer komşu çocuğu masa üstü bilgisayarı modası geçmiş olarak görüyor. düşünüyorum da bizim  zamanını teknolojisi  daha iyiydi  çünkü her şey doğal ve insancaydı şimdi ise teknoloji odaklı.Biz evden okula erken çıkardık donmuş gölet üstünde kaymak için yada kartopu oynamak için, şimdi çocuklar evden erken çıkıyor (evdeki bilgisayardan usanmış)şöyle bir mahallenin internetine uğrayıp orada da sanal alemin tozunu attırmaya gidiyor.
 
hiç unutamam ilkokul üçüncü sınıfta okula giderken kanalın üzerindeki buzda kayarken buz kırılmış bir ayağım buz kırığının içindeki suya girmiş çizmemin (kara lastikten) içi su almıştı sınıfa geldim öğretmenim henüz derse girmemişti çizmeyi çıkartım içinde anamın ördüğü yün çorap suyun etkisiyle hayli ağırlaşmıştı çorabı sıktım sobanın kapağına koydum. Çizmeyi ters çevirdim ondan sonra  kurumasını bekledim sobanın har ateşinde çorabın rengi biraz kahverengi oldu ama olsun hepsi yanmadı. Sonra o çorabı annem beş mille(örgü şişinin küçüğü) tamir etti. düşünüyorum da eskiden gıdada da, giyimde de israf yoktu.
 
karın rengi kışın ayazından nerelere geldik, aman dikkat edin duygularınız, düşünceleriniz insana odaklayın; bu kışta kıyamette donarak ölümlerin, savaşların önüne teknoloji geçemiyor belki insanca düşünerek düşüncemizi barışa yoğunlaştırırız da şu yalan dünyada huzurlu yaşarız. Kalbinizden insan sevgisi eksik olmasın kalın sağlıcakla.
 
hafize çolak 
  
 
  

Yaşar Akbaş
22.11.2016 21:06:36
Şairler gördükleriyle,yaşadıklarıyla,sorunları göstermekle mükellef olan insanlardır....Karın rengi Bembeyazdır...Beyaz bizim edebiyatımızda temizliği simgeler....Kefen gibi...gelinlik gibi....Kar üşütüyorsa birileri görevini eksik yapıyordur...O eksikliği görmek de yine şairlerin işi....Offfffff şairlerinde işi ne kadar çok....Şairlik zor zanaat...

22.11.2016 14:43:52

Hafiza Çolak

KARIN RENGİ KIŞIN AYAZI

KARIN RENGİ KIŞIN AYAZI