Ressam hikayesi  benim çok hoşuma giden hikayelerdendir: Hikayeye ye bakalım kendimizi hangisine daha yakın hissediyoruz eleştirilenmi, eleştirenmi?

            Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış. Çırağına " Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?" demiş.

" Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma" diye ilave etmiş.

Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.

Öğrenci resmi yeniden yapmış.Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.

Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.

Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş.

Usta ressam şöyle demiş:

"İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.

İkincisinde, onlardan müspet,yapıcı,olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi."

- Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.
- Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.
- Asla bilmeyenle tartışma.

            Bazılarımız, emege saygıyı bilir yapılan güzel, yararlı işlerin kıymetini,  bu işi yapanı bilmeden anlamadan eleştirdiyse dahi sonradan hatasını anlayıp özür dilemesini de bilir.

            Bilmediğimiz konularda ahkam kesmek bizim insanlarımıza has bir şey olsa gerek; önünde ki iki koyunu gütme becerisi gösteremeyen, evinde bir karıyı, iki çocuğa söz geçiremeyen evin idaresinide söz sahibi olamayan sürekli gelirle, gideri birbirine denkliyemeyen adamlara bakıyorumda; iş iktidarı, hükümeti eleştiriye gelince mübarek bu konuda yüksek lisans yapmış, doktoro tezi veren bilim adamı gibi mangalda kül bırakmıyor.

            Eski başkanımızı  acımasızca eleştiren insanlar maksatlı ve maksadını aşan eleştiriler yapmaktadır.On yılda yapılan hizmetlerin bir görünen yüzü birde görünmeyen yüzü vardır. Bu bakımdan eski başkanımızı eleştirenlere: usta ressamın yaptığı gibi acımasız eleştirilerinizi ve Ak Parti düşmanlığınızı bir kenara bırakıp Türkiye`nin 2002 yılından bu yana nasıl musbet bir ilerleme ile çehresinin değiştiğini dostlarımız bi yana düşmanlarımızın bile taktir ettiğini unutmayalım. Adaylar üzerinden Ak Partiyi yıpratmak isteyenler emellerine ve arzularına ulaşamayacaklar. Artık koyuna benzettikleri halk yok karşılarında. kalın sağlıcakla 

Hafize Çolak

 


22.05.2015 09:14:38

Hafiza Çolak

İş bilen işini bilmeyen eleştirisini yapar

İş bilen işini bilmeyen eleştirisini yapar