İnsan hem içini hem dışını temizlemekle mükelleftir. İç temizliğinden murat kalp temizliğidir niyet temizliğidir. İmandan boş olan bir kalp, kalplerin en kirlisidir. Dış temizlik bedenin, giyilen elbiselerin, kullanılan eşyaların ve çevrenin temizliğidir.

İnsan bedenini, giyeceklerini, evini, dükkânını, kullandığı eşyalarını ve çevresini temiz tutmalıdır. İslam temizliğin her çeşidine önem vermiş ve Müslümanları bu hususta bilgilendirmiştir.

Bize temizlik dersi vermeye çalışan hani kapısına dayandığımız ve ne olursunuz bizi de aranıza alın dediğimiz Avrupa 'da ise 18. asra kadar wc, hamam ve banyo yokmuş. Vaftiz suyu ile yıkandıktan sonra bir daha yıkanmamak onlar için dindarlık sayılmaktaymış.

WC ler in bulunmadığı açık arazide, yol üzerine, ağaç gölgelerine, subaşlarına, su birikintilerine, akarsu kenarlarına, meyve ağaçlarının altına abdest bozmak adaba aykırıdır.

Açık arazide hacet gidermek için kişi kimsenin görmeyeceği bir yer seçmesi gerekir. Büyük hacetini gideren kişi üzerini toprakla örtmelidir. Küçük def'i hacet yaparken ayakta bevletmemelidir. Çünkü ayakta bevletmek hem sıhhate, hem adaba aykırıdır. Ayrıca idrarın elbise üzerine sıçraması ve kirletmesi çok muhtemeldir. Prostat hastalığı ekseri ayakta hacet giderenlerde gözleniyor

Zamanımızda bazı kişiler, helâlarda edep ve ahlâka aykırı çok çirkin yazılar yazmaktadırlar. Bunlar hem helâ duvarlarını kirletiyor, hem gözleri kirletiyor, hem de kalpleri, zihinleri rahatsız ediyorlar. Büyük bir medeniyetin mensubu olan bizlere böyle basit, edep dışı davranışlar hiç yakışmıyor.

Dinimiz çevre temizliğine de çok önem vermiştir. Evdeki çöpler poşetlere konulup ağızları sıkıca bağlanarak belediyelerin belirli yerlere koydukları çöp bidonlarına konulmalıdır. Çöpler rasgele, dağınık bir şekilde sokak ortasına atılmamalıdır. Çocuklarımız da bu hususta eğitilmelidir.

Atalarımız: “Herkes kendi evinin önünü temizlerse bütün mahalle temizlenir.” demişlerdir. Sokakları ve caddeleri değil kirletmek, herkes kendi evinin önünü, bahçesini temiz tutarak çevrenin temizliğine katkıda bulunmalıdır.

Piknik yerlerine, kırlara gidildiğinde orada yenilip içilenlerden arta kalanları rasgele sağa sola atmamalı, bir poşete konulup varsa oradaki bir çöp bidonuna yoksa oradan getirilerek herhangi bir yerdeki çöp bidonuna atılmalıdır.

Herkes böyle yapınca umuma ait piknik yerleri, kırlar, parklar kirletilmemiş ve herkesin rahatlıkla istifade edeceği şekilde muhafaza edilmiş olur. Bu gibi yerlerde yemek ve çay için yakılan ateşler mutlaka söndürülmeli ve üzerleri toprakla örtülmelidir.

Birçok orman yangınlarına kırlarda, piknik yerlerinde yakılıp söndürülmeyen ateşler sebep olmaktadır. İslâm’da ağaç dikmenin ve yetiştirmenin önemi herkesçe malûmdur. Yıllardır, asırlardır oluşan bu güzelim yeşilliklerin, ormanların bir ihmal veya görgüsüzlük sebebiyle yanıp yok olup gitmesine fırsat verilmemelidir.

Hülasa olarak, temizlik imandandır. Müslüman kalbini, bedenini, kullandığı eşyalarını, oturduğu mekânları ve çevresini temiz tutmalı kirletenleri uyarmalı, çocuklarını bu hususta en iyi bir şekilde eğitmelidir


31.12.2010 00:00:00

Mustafa Avcı

İnsanlık İcabı

İnsanlık İcabı