İnsan birçok kişinin elde edemediği mevkilere ulaşır ama içinde o duygu yoksa kendinde bir eksiklik görecektir. Yıllarca uğraşır çalışır didinir mal mülk şan şöhret, statü, saygı her şeyi elde eder ama hala bir eksiklik vardır

En güzel arabalara biner, En güzel Binalar inşa eder ve içerisinde oturur. Hizmetçileri vardır.

Bir eli yağda bir eli balda ama yine bunalımdan bunalıma sürüklenir gider. Neden? Çünkü manevi dünyası boş ve huzur yoktur. Her şeyi elde etmiş ama asıl aradığı o huzuru bulamamıştır.

İnsanoğlu, yaratılışından bu gününe kadar hep huzur aramış, huzur rüyaları görmüş ve bunu elde emek için nice gayret ve çabalara sarf etmiştir.

Kimi zaman onu maddi bollukta, kimi zaman çok çalışmakta, kimi zaman sınırsız hürriyette, bazen de geniş teknolojik imkânlara sahip olmada ve konforda, kimi zaman da yeme-içme ve cinsi arzularını tatminde çalışmış durmuştur.

Günümüz insanı, huzuru maddeci bir pencereden bakarak aramaya başlar, bunun için çabalar, gayret gösterir.

Karnı doyunca ve güvende olunca huzurlu olacaktır ve bu olur. Bu seferde sosyal bir statüye erişirse huzuru bulacaktır. Bu da olur, yeterli mi hayır.

Bir eli yağda bir eli balda iken, hayatın diğer lezzetlerini elde ederse huzuru yakalayacaktır. Ama maalesef eksik olan bir şeyler var bunu da fark eder ama o tarafa yanaşmak istemez.

Bakın batıya bu söylediklerimizi yaşayan ve bilimsel verileriyle kendi insanlarının bunalımlarını ortaya koyan bir toplum haline geldiler. Her yolu denedikleri halde istedikleri anlamda mutlu olamamalarının, hayatın değiştirilemez bir gerçeği olduğuna inandılar.

 Bencil, egoist, tüketim canavarı, marka meraklısı, popüler kültür hayranı olan insanlarını nasıl tedavi edeceklerini hala tartışıyorlar. Bütün bunlar aslında insanın yaratılışındaki bir takım ince noktalar.

İnsanı yaratan Allah, her konuyu çözümüyle birlikte yaratmış ve insana her devirde ihtiyacı olan her türlü bilgiyi ve açıklamayı elçileri aracılığı ile hak kitaplarıyla göndermiştir. Bu bağlamda mutsuzluğun çözümü de Kuran´da insanlara haber verilmektedir.

Hayatı maddeci gibi değil, her şeyi Allah´a nispet eden bir mümin gözüyle zamana ve mekâna bakar ve değerlendirirsek, yani Allahın emirleri Rasulüllah´ın sünnetleri doğrultusunda yaşayabilirsek, İşte o doyumsuz huzura ve mutluluğu kavuşacağızdır.

Ondan başka ilah yoktur, ancak O vardır diyerek! Eşikten içeri bu bilinçle girerek, gerçek kul olmanın güzelliğiyle kalbimizi donatırsak o bize uzak gibi görünen huzuru ve mutluluğu elimizle yakalarız. İnsanlar güzel ahlakı yaşadıkları, Allah´ın üzerlerindeki rahmetini ve korumasını kavradıkları takdirde dünya hayatının her anından zevk alabilecekleridir. Ancak o zaman çevrelerindeki güzellikleri gereği gibi takdir eder ve mutlu olmayı başarabilirler.

Bunu başarabilen bir insan huzur dolu bir hayat süreceği gibi, huzurlu toplumların teşekkülünde en önemli rolü kendi iç huzurunu yakalamakla elde edebileceğini bilmesi gerekmektedir.


13.08.2015 22:46:49

Mustafa Avcı

Huzuru Bulmak Elimizde

Huzuru Bulmak Elimizde