Ahıskayı duyduğum anda yaşadığım hüzündür. Anlatamam kelimelerle, içim yanar, dilim söyleyemez. Stalin´in sürgün trenlerinde hayvan vagonlarında kilitlenen kapılar ardında nefessiz kalan binlerce canı ölüm alıverdi, çuvallar gibi sıkıştırılmışlardı. Vatanlarına mezar bile olamadan toprak oldular. Dokunulmak ister bu yara, merhem ister, şefkat ister, vatan ister bu Ahıskalı Türkler. 

Büyük risklerle Fergana vadisine gelebilenler, göze battılar, kan ve din kardeşleri Özbeklerde onların kanını içtiler. sanki inadınaydı yaşamak, sanki inadınaydı vatan, sanki inadınaydı ezan ve bayrak, Orta Asya çöllerinin hoyrat acısını çektiler amansız güneş altında, kum fırtınalı ellerinden tuttu. 
Yabanıllaştırılan bir millettir Ahıskalılar. Gül yaprağı gibi, Kazakistan, Kırgızistan, ve Azerbaycan´a dağıldılar binlerce fidan. 
Dünyanın ikinci yanışında ellibini cepheye sürüldü, askerliği bilmeden ilk kurşunda otuzbini döküldü kurşunlarla. Yirmibin yaralı ve sakat, bağırsa da sesi çıkmayan yürekler, vatansız kuşlar gibi dağıldılar, işte Ahıskalı Servent´te bunlardan biridir. Yürekli, acıyı bilen, ölüme ölümüne gelen candır. Bir çılık olmak ister, duyurmak ister,o sadece öz vatanını ister. Dağıtamaz içindeki hüznünü, ayrıcalık istemez, eşitlik ve özgürlük ister, nerede mi? elbette kendi vatanında yaşamak ister Ahıska. Acı bir şarkıdır söylenen, lavlarla yürekleri yakan türküdür, sevdadır, umuttur, o Ahıskadır, o Ahıskalı Servent´tir. 

Vatansızlık ne de acıtır bilir misiniz? çıkmaz içinden, ama çaresiz olmak güçsüz kılmıştır Ahıskalıyı o yine de yılmadan durmadan atalarına gidecektir. 
Denizden atılmış bir balıktır kumsalda can çekişen, söylediği hüzün şarkısıdır, ölüm fısıldansa da kulağına, o yaşatacaktır Ahıska´nın sesini ve sesinin çıktığı kadar yaşayacaktır. Bu ayaklar, bu yürek Ahıskalı Serventlerle yürüyecektir, çünkü yürümeye karar verenler asla durmazlar. 

Yavuz Bayram Çalışkan
(  Şiirhan )


15.11.2016 09:38:02

Y.Bayram Çalışkan

Hüznüm Ahıska

Hüznüm Ahıska