Haddi Aşmak, Her Tenkit Edenin Siyasete Çağrılması ve Kuvvetler Ayrımı!

     Türkiye öyle bir bölgedeki tarih boyunca tüm medeniyetlerin sahip olmak istedikleri yer olmuş.

     Bundan dolayı tarihin kaydettiği sayısız savaşlar bu coğrafyada olmuş.

      Fakat sahip olanlarına burasının yar edilmek istenmemesi nedeniyle bizden önce buraya sahip olanlar hiç bir zaman rahat bırakılmadığı gibi Anadolu’yu İslamlaştıran ve Türkleştiren Selçukluları ’da, ardından ise Osmanlıyı da rahat bırakmamışlar.

      Selçuklu ve Osmanlı tarihi boyunca baba ile oğullarının, kardeşler arasındaki sayısız taht kavgalarının, askerinden bürokratına ve akla gelip gelmeyen yüzlerce isyanın yanında yine devletlerin otoritelerinin koruma derecesine bağlı olarak sayıları eksilip, artan kargaşalarla buranın hakimiyeti kelimenin tam anlamayla sahip olmak isteyenlerin burunlarından fitil,fitil getirilmek istenmiş.

     Selçuklu ve Osmanlı’nın başına getirilenlerin şekliyle uygulaması Cumhuriyet döneminde çağın gerekçelerine uygun olarak  değişse de  gün gelmiş ”İrtica” denilmiş, olmamış “Sağcı,Solcu,Türk’cü,Kürtcü”denilmiş.

       Bu oyunların Müslüman milletimizin imanlarından gelen kardeşliğiyle kanın içindeki alyuvarlarla  ak yuvarlar gibi olmasıyla başarılamamasıyla bu defada milletin ekmeğini yiyip onun verdiği parayla alınan silahı düşmana karşı kullanmakla görevlendirilenler bunu  sahipleri olan velinimetleri millete karşı 27 Mayıs 1960,12 Mart 1971,12 Eylül 1980,28 Şubat 1997 darbeleriyle sürdürülmüş.

      CÜPPELİLER TAŞERONLUK YERİNE MÜTEAHHİTLİK YAPMAK İSTİYOR

     Bilindiği gibi 27 Mayıs 19 60’dan 28 Şubat 1997’ye kadarki tüm darbelerin alt yapılarının oluşması ve darbelerden sonraki milleti sindirmede sürekli Yüksek yargıdaki cüppelilerle Yüksek öğretimdeki cüppeliler taşeronluk yaptılar.

     Şimdi ise taşeronluk yaptıkları kurumların 2002’den bu yana alınan anayasal, yasal ve idari tedbirlerle demokrasinin ve milletin emrine girmelerinin sağlanmasıyla müteahhidsiz  kalan taşeronlar  eski Başbakanlardan 9. Cumhurbaşkanı Demirel’in söylediği ”Şu Taylar(*) serbest bıraksa  Kırat  şaha kalkacak” sözünde manasını bulduğu gibi demokrasiyi ve  kuvvetler ayrımını hazmedemeyenlerden bir kısmı eski alışkanlıklarından gelen kendilerini milletle birlikte seçilmişlerinde üstünde görme hastalığıyla cüppeleriyle verdikleri nutuklarla  millet iradesine meydan okunmasını devam ettirmeye çalışıyorlar.

HAD VE HUDUDUNU BİLMEK KAYDIYLA HERKES ELEŞTİRİLEBİLİR

    Tüm  demokrasi dışı kalkışmalarla birlikte  yapılanlar ne kadar yanlış ise ve mutlaka önlenmesi gerekiyor ise Başbakan Erdoğan’ın ve Kurmaylarının da  her tenkit edene karşı “İstifa edip siyasete atılın” demeside bir o  kadar yanlıştır.!!!

      Türkiye’de taşlar her ne kadar tam olarak yerine oturmasa da bunun yolu herkesi siyasete çağırmak olmayıp kılın kırka yarılmasıyla ve Amerika’nın yeniden keşfedilmesine de gerek kalmadan  medeni ve ileri demokrasilerin tecrübelerinden de yararlanılarak, ileride  olması muhtemel kargaşaların yollarının da peşinen tıkanacağı .

     Seçilmiş ve atanmışların yetki ve sorumluluklarının tanımının yeniden net olarak yapılıp, buna göre yapılandırılacağı ve etrafına Çin seddi gibi net,kesin,sündürülemeyen surun örüleceği bir Kuvvetler ayırımının sağlanması gerekir.

  Ya değilse her eleştiren siyasetçi olursa o zaman bu ülkenin tüm kurumları siyasi duruma gelir ki o zamanda tuzda kokmuş olurki  hiçbir kişi veya kurum bunun içinde çıkamaz.

   Kuvvetler ayırımı diyede bir şey kalmaz.

     Ülkemizin birlik ve dirliğinin bu çağ dışı kalkışmalara feda edilmemesi , dünyanın göz bebeği olan Anadolu’da kıyamete kadar  birliğimizin sürdürülmesi  için sorunların ötelenmesi, Halı altına süpürülmesi yerine milletler arası hukuk kurallarının da kesinlikle  dışına çıkılmadan oradaki uygulamaların tecrübelerinden de yararlanılarak gerçek bir kuvvetler ayırımı ve buna göre  gerçek bir demokrasinin oluşturulması.

 Bu oluşturulacak olan medeni ülkeler normundaki ademi merkeziyetçi, silahlı eylemi teşvik etmedikçe herkesin istediğini rahatça söyle bileceği, Van dallık yapmamak kaydıyla organize olabileceği demokrasiyle de bu sorunların üstüne akılcı şekilde gidilerek yine aynı şekilde evrensel hukuk kuralları çerçevesinde sıkıntıların bertaraf edilmesinin sağlanması dileğiyle.

      Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.

(*) Demirel’in kendilerinin şaha kalkışını  engellediğini belirttiği taylar(Yargı(tay) ve Danış(tay)’dı.   

 

 

 


14.05.2014 00:00:00

Ali Genç

Haddi Aşmak, Her Tenkit Edenin Siyasete Çağrılması ve Kuvvetler Ayrımı!

Haddi Aşmak, Her Tenkit Edenin Siyasete Çağrılması ve Kuvvetler Ayrımı!