Ders alacak siyasetçiler için, hedeflerini tayin etmede gerçek bir EFSANE, Güney Kore´dir. Aceba Ülkemizde kalkınma ve ekonomiden bahsetmek isteyenler hiç mi Güney Kore´ye bakmazlar. Burası çok uzaksa, burnumuzun dibindeki İtalya´ya bari baksak olmaz mı?                                                                                                                                                    

           Güney ve Kuzey Kore, 1950 yılında ciddi harbe giriştiler, bilindiği gibi NATO üyesi olduğumuzdan ve Amerika´ yıda üzmemek için bizde 4500 asker ve 500 subay ve astsubayla Güney Kore saflarında yer aldık.

          1950 de başlayan harp ÜÇ YIL sürdü ve 1953 yılında sona erdi. Üç yıl süren harpte her iki Kore´de adeta ekmeğe muhtaç oldu. Güney Kore açlıkla ve yoksullukla mücadele ederken kişi başına düşen milli geliri 1.000 doların altında.

          Türkiye´nin 1953 yılında kişi başına düşen milli geliri, 3.000 doların üstünde. Aradan geçen süre içerisinde Güney Kore´nin, Dünya markası vede Dünyaya kafa tutan markaları var. Bizim bu konuda bir numara olduğumuz hangi sanayi ürünümüz var?

         2018 yılında Güney Kore´nin kişi başına düşen milli geliri 36.000 dolar, Türkiye´nin kişi başına düşen milli geliri,  15.000 dolar.

          2018 yılında Güney Kore Dünyanın 11 inci ekonomisi, Türkiye Dünyanın 17 inci ekonomisi. Türkiye´de ki bütün parti temsilcileri, laf ebeliğinden önce GÜNEY KORE efsanesini inceledikten sonra NUTUK atmaları çok daha insaflı ve faydalı olur.

          GÜNEY KOREY´i her aklı başında olan insanımız mutlaka incelemeli veya en azından okumalı. Bir ülke açlık ve yoksulluktan nasıl oluyor da dünyanın 11 inci EKONOMİSİ oluyor?

          Kurtuluş harbini yapanların torunları, ekonomik harbi yapamaz mı, hemde aslanlar gibi yapar, yeter ki, RUH ve İNANÇ sağlığını ve birliğini sağlasın. Ülkeyi idare edenlerde de olmak kaydiyle,  Ah birde İdareciler hovardalık ve tarafgirlik yapmasalar.

            Vergi kaçakçılığını, çalmayı, çırpmayı, kayırmayı önleseler; torpilden vaz geçseler. Ayrıca Cumhurbaşkanının dediği gibi metal yorgunlarını partilerinden ve Devletten temizleyip, ehliyet ve liyakata bir önem verseler,  bu milletin Güney Kore´den daha iyi destan yazacağına hiç şüphem yok.

           Kurtuluş savaşımızdan önce ve sonra RUH cephemizde ki, kurtuluş savaşımızı, idarecilerimiz anlamadılar. İdarecilerimizin verdiği en iyi savaş particilik savaşıdır. Bu konuda haklarını teslim etmeliyiz, haylıda başarılıdırlar.

          Ülkeyi idare edenlerin hesapsızlığı nedeniyle, üretim ekonomisinden, tüketim ekonomisine geçtik. Bu savurganlığı, hükumetimizin destekleme yerine kösteklemesi gerekmez mi?

           Dünyada artık ucuz para yok, kendimize dönmeliyiz. Har vurup harman savurma zamanı bitti. Dünyadan aldığımız paraları, kendi paramızmış gibi kullandık. Ölü yatırımlara harcadığımız için geri dönüşüm söz konusu olmadı. Dolaysıyla ödeme zamanı geldiği anda da kasa boştu.

          Dışardan gelen sıcak paraların aslan payını,  geri dönüşümü olmayan yani üretim ekonomisine katkısı olmayan inşaat sektörüne yönelterek kesinlikle yanlış yapmış ve haksız milyarderler türetilmiştir.

          Devlet eliyle veya devlet himayesinde, servetinin hesabını dahi bilemeyecek kadar zenginler türedi. Bunların hiç biri üretim ekonomisine para yatırmadılar. Daha çok nerede kazanacaklarsa oraya yatırım yaptılar. Şimdi de Yurt dışında yatırım yapıyorlar. Yazıklar olsun, size de sizi koruyanlara da.

         Savunma sanayi, Türk Hava Yolları dışında hiçbir verimli sektöre yönelmedik. Yıllardan beri Dünyada yüzümüzü ağartan gururumuz, Paşa Bahçe Şişe Cam sanayiimiz ve ASELSAN´ımız oldu. Paşa Bahçeyi ve ASELSAN´ı dünyada söz sahibi yapan EHLİYET ve LİYAKAT ın yanında siyasetin sokulmamasıdır.

          Türkiye´yi yönetenlerin çok akıllı, çok bilgili olmalarına asla gerek yok, sadece CESUR olmaları birde, PARTİ ÇIKARLARI peşinde koşmamaları yeter de artar bile.

          Cumhurbaşkanımızda, cesaret var bundan kimsenin şüphesi yok. O zaman çevresinde ki zatlarında, akıllı, cesur ve menfaat peşinde olmamaları gerekiyor. Peki, Sayın Erdoğan´ın çevresi böyle mi? Biz böyle olduğuna inanmıyoruz.

           80 milyon vatandaşın inancı,  vergi kaçakçılığını ve adaletini, Ak parti hükumetlerinin önleyemediğidir.  Adil ve hakkaniyete uygun vergi tarhı ve tahsilatı yapılamadı ve yapılamıyor. Hiç durmadan da vergi affı çıkarılması bunun DELİLİDİR.

          Vergi kaçakçılığı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, birinci derece suç sayılmalı, hapis cezasının yanında DEFOLU vatandaş konumuna sokulmalı ve devamlı takibat altına alınmalıdır.

          Vergi kaçakçılığını alışkanlık haline getiren, vatandaşlar asla korunma amacıyla parti şemsiyesi altına alınmamalıdır. Şayet sehven alınmışlarsa,  kulaklarından tutulup atılmalı ve herhangi bir yolla da halka teşhir edilmelidir.

          Halkın sağlığı ile alakalı ürünlerde hile yapanlara, uyuşturucu kaçakçılığında ki hapis cezasının dışında geriye dönülerek bütün mal varlığına el konulmalıdır.

          Ekonomimizde neler eksik ve neler fazla basit bir gözle baktığımızda şunları rahat görebiliyoruz. Ülkemizde yapılan üretimin halka ne kadar faydalı olup olmadığı gözden geçirilmeli; halka zararlı olanlar hakkında gerekli işlemler yapılmalıdır. Faydasız üretim de durdurulmalıdır.

          Lüzumsuz ve gereksiz her türlü ithalat yolu kapatılmalı veya zorlaştırılmalıdır. Madem bugün, arabayı, tankı, uçağı yapacak alt yapıya sahibiz, neden ithal ikame ürünleri üretimine daha fazla eğilerek geliştirmiyoruz? İthal ÇİKİTA MUZUNU yemezsek ölür müyüz, adam mı oluruz?

          Bunun içinde Ülkenin her tarafındaki özellikle küçük işletmelerimizin neler üretebilecekleri tespit edilerek, üretimlerini artırmaları için gerekli destekler yüzlerce engel konulmadan verilmelidir.

                                                                     Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.


1.02.2019 07:36:43

Rasim Gül

Güney Kore ve Türkiye

Güney Kore ve Türkiye