İnsan kendisiyle problemliyse, kendisiyle barışık değilse veya kendini beğenmiyorsa, her aynaya bakışında sevmediği kavgalı olduğu birini görmüş gibi mutsuz olur.

İnsan önce kendisine saygılı olmak durumundadır, Kendi problemlerini bakmakta olduğu aynaya yansıtma zorunda değildir.

Biz her gün, her saat ve her an kendimizle baş başayız. Bize ve yaşantımıza duygularımız, düşüncelerimiz, deneyimlerimiz yol gösterir. Mutluluk için öncelikle kendimizle barışık olmak, duygularımızı, düşüncelerimizi sevmek, deneyimlerimize güvenmek zorundayız.

Kişi yukarıda anlattığımın  tam tersi konumunda olursa eğer, ne kendini sevebilir,ne toplumu sevebilir,nede karşısındaki,çevresindeki insanlara elektrik verebilir.Hani iki kişi karşılaşınca birbirlerine senden elektrik aldım beni sana cezbeden bir şeyler var der ya..İnsan o elektriği karşıya yansıtamazsa ne kendi mutlu olabilir nede çevresindeki insanlar mutlu olabilir.

Uzun bir yolculuk yapmak zorunda kaldığınız bir insan kendisiyle ve çevresindeki insanlarla barışık değilse o yolculuk nasıl geçer düşüne biliyor musunuz? O yolculuk kâbuslarla başlar ve felaketlerle sona erer.

İnsan neden buna meydan verir bir türlü anlam veremiyorum. Gülücükler saçsa hoşgörülü olsa karşısındaki insana saygı gösterse yaşamak daha güzel olmaz mı?

Geçen arkadaşın birisi aynen şöyle anlatıyor. Sabah evden işime gitmek için yola çıkıyorum ve belirli bir saatte işime varıyorum. İş arkadaşım geliyor suratı bin karış,bir şey de diyemiyorum.Hadi sen kendini mutlu hisset hissedebilirsen.

Duygu ve düşüncelerimizle karşılaşmak için aynaya gerek yoktur. Al sana karmakarışık bir tablo. Sen sen olda akşama kadar bu insanla ayni odayı paylaş.Ne kadar kendini seversen sev o gün akşama kadar moral bozuk.

Bir müddet sonra soruyorsun yav kardeşim bir sıkıntımı var yok. Derdin mi var? Yok… Hastamısın? Yok. Pekâlâ, niye suratın bin karış? Cevap veriyor. Sabah tam kahvaltı yapıyordum, eee hanım oğlan okula para götürecek para ver dedi.

Dün verdim her gün para olurmu ? Buna bozuldum. Pekâlâ, parayı verdin mi? Verdim. İyide sevgili kardeşim şu suratını niye asıyorsun. Ses yok. Benim günümü zehir etmeye hakkın var mı? Gözümün içine bakıyor dedi.İşte bu sadece küçük bir örnek.

Sevgili okurlarım gerçekten insan kendini hem mutlu eder,hem mutsuz eder.Mutsuzluk kadar kötü hiçbir şey yok.İnsanlar mutsuz olduğu müddetçe çeşitli dert ve sıkıntılara meydan verecektir.Şu üç günlük dünyada değer mi ? Ama insan çevresine gülücükler saçarsa karşısındaki insanlara tebessüm ederse ve hoş görülü davranırsa kısa bir süre zarfında meyvesini alacaktır.

Çevremizdeki olayları veya olanları duyuyoruz. İnsanlar kötü bir hastalığa tutulmuş, sevgiyle, neşeyle ve gülücüklerle o çaresiz derdin üstesinden gelmiş ve şifasını bulmuş. Veya ufak bir sıkıntısını büyütmüş çaresizlik içerisinde ümitsizlik tablosu çizmiş ve en kısa zamanda sağlığında esoes vererek iflas etmiştir. Bunlara hep şahit olmuyor muyuz? İşte bu tabloyu önümüze koyup mutluluk tarafını kendimize alarak mutlu olalım ve çevremizi de mutlu edelim

 

aksarayhaberci@hotmail.com


23.12.2014 00:00:00

Mustafa Avcı

Elektrik ver çevreni mutlu et

Elektrik ver çevreni mutlu et