Her şeyin bir kirliliği vardır. Mesela çevre kirliliği, su kirliliği, hava kirliliği, deniz kirliliği, görüntü kirliliği vesaire vesaire Ama en önemlisi düşünce kirliliği. Hani deriz ya;insanların düşüncelerine saygı göstermeliyiz. İnsanlar hangi görüşten olursa olsun görüşlerine saygılı olmalıyız. Onları severken Allah rızası için sevmeliyiz. Yunus’un dediği gibi Yaratılanları severim Yaratandan ötürü. Meğer bu sözler bazı insanlar için geçerli değilmiş ve hep dilde kalıyormuş. Ben şuna iyice inandım ki bazı İnsanların düşündüğüyle icraatı bir olmuyor.

Ayni dili, konuşuyor ayni havayı soluyor, ayni ülkede yaşıyor, hatta ayni şehir de ikamet ediyoruz. Bu nedenle de ister istemez, aşağı yukarı, az çok birbirimizi tanıyoruz. Şehrimiz her ne kadar büyüdü büyük bir şehir oldu desek te 40 yaşından yukarı olan insanlar bu güzel şehrimiz Aksaray ın küçük ve şirin bir ilçe olduğunu ve insanlarında birbirlerini tanıdığını inkâr edemez. Ama maalesef insanlar ne kadar birbirlerini tanırsa tanısın bir birlerini tanımıyormuş gibi davranıyor. Ondan sonrada görüş ayrılığı tüm çıplaklığıyla su yüzüne çıkıveriyor.

Bazı insanlar lafa gelince öyle konuşuyorlar ki adeta mangalda kül bırakmıyorlar. Ama iş icraata gelince mangal kül ile dolup taşıyor.Kazarak menfaatlerine bir ters düş, gör ondan sonra neler oluyor.Yıllarca omuz omuza mücadele et veya sırtında taşı o çabuk unutuluyor  ve göze görünmüyor.Sakın ters düşme.Eğer ters düşersen vay haline vay seni nerdeyse vatan haini bile ilen ederler hatta Aksaray’ın en haini ilan ederler.

Öyle görüş kirliliğine maruz kalmışız ki ayni sülalenin fertleri dahi olsak Kafamızda ayrı ayrı düşünce varsa hemen o akrabayı imha etmeye, hakaret dolu sözlerle eleştirmeye çalışıyoruz. Pekâlâ, bu gibi davranış bizim dinimize, örf ve adetlerimize, insanlığımıza, delikanlılığımıza veya insanı ahlaklarımıza yakışıyor mu?  Bu gibi davranışlar kul hakkı değil mi? Çok uzak gibi görünen o ölüm geldiğinde o uzun ve meşakkatli yolda boynumuza takılacak o kul hakkı halkası ile Allah’ın huzuruna nasıl varacağız? Toprağın altını hiç düşünmüyor muyuz?

İnsanlar birbirini sırtında götürmeye mecbur mu? Kusura bakmayın hiçte mecbur değil. İnsanlar birbirinin görüşünde olmazsa dışlanması mı lazım, eğer bir insanı görüşünden dolayı toplumdan dışlarsanız onu tekrar nasıl kazanacaksınız? Kazana bilirmisiniz? El cevap kazanamazsınız ve kazanmanızda hiç mümkün olmayacaktır. Beyler sizi sırtında taşıyan insanları sırtından indirdi diye suçlayamazsınız. Görüşünden dolayı dışladığınız insanların bir gün çok sevebilir, çok samimi olabilesiniz. Hatta onunla kanka bile olabilirsiniz. O zaman geçmişi sana hatırlatırsa acaba cevap verebilmek için sözleri nasıl boğazınıza dize bileceksiniz

İnsanların görüşlerinden dolayı cezalandırma yerine,o insanları görüşüm doğrultusunda kazanmayı yeğlerim.Biz Fatihin torunlarıyız. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u Fethi ettiğinde Hıristiyanlar fatih bizi keser diye  korkularından dolayı Ayasofya ya sığındılar dua edip ağlıyorlardı.Fatih şu sözlerle onların kalbini fethetti.”Benim Ülkemde hür yaşayacaksınız.Hiç kimse sizin görüşünüze,dininize,örf ve adetlerine dokunmayacak.İşte bu sözlerden dolayı o Hıristiyanlar ın çoğu İslam dininin seçerek İslam la müşerref olmuşlardır.Bizde o Fatih’in ve Yunus Ermenin Torunları olarak.Görüş kirliliğinden kurtularak hoş görülü olmak zorundayız.Doğru değimli ? Ne dersiniz? 


10.12.2012 00:00:00

Mustafa Avcı

Düşünce Kirliliği

Düşünce Kirliliği