MİLLETİN içinden çıkan hiçbir güç, MİLLETE karşı olamaz ve olmamalıdır.

MİLLETİN varlığına zarar getiren bir kurumun, MİLLETTEN doğduğunu iddia etmek akla ziyandır.

Ülkemizde Anayasa ile kurulan DEVLET KURUMLARI, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ, TİCARİ ALANDA KURULAN HER TÜRLÜ ŞİRKETLER´  Yasalar doğrultusunda ve halkımızın refahını,   mutluluğunu ve güvenliğini sağlamak üzere hizmet etmekle mükelleftir.

Adı geçen tüm kurumlar aynı zamanda MİLLİ GÜVENLİĞE zarar verici en ufak bir harekette asla bulunamaz. Bulunmaya dahi kalkışamaz. Peki,  İlimizde durum nedir?

Başta, Devlet Kurumları, Sivil Toplum Örgütleri, sonra Ticari Kuruluşlar; Devlete ve Millete zarar veriyorlar mı? Birlikte düşünelim ve de karar verelim.

Birinci sırada, uygulama da TORPİL yani KAYIRMA var mı,  yok mu? Yok diyebilir miyiz? Biraz zor.

KAYIRMA, olduğuna göre, HAK-HUKUK-ADALET istismar ediliyor mu ediliyor. Dolay sile MİLLETİN birliği zarar görüyor mu görüyor, aynı zamanda DEVLETİN temeline de dinamit konuyor mu konuyor. Netice olarak DEVLET ve MİLLET birliğine hainlik edilmiyor mu? Ediliyor.

Bu hainliği kimler yapar elinde yetki olanlar yapar. Halk yapabilir mi yapamaz çünkü elinde yetki yok. Öyleyse hainleri dağ başlarında aramaktan evvel, yetkililer içinde arayalım ki DEVLETİMİZİN altına dinamit koydurmayalım.

KANUN ve MİLLETİN DEĞERLERİNE karşı, hareket eden kişiler bulunduğu sürece, DEVLET ?e saygı ve bağlılığı zayıflatarak zaman içinde onarılmaz yaralar açıyorlar. DEVLET GEMİSİNDE açtıkları delikten Fetö terör örgütü, PKK ve bilumum bölücü, yıkıcı hain örgütler giriyor.

Kayırma ve torpil, insanlarımızı bölünmelere radikalleşmeye iterek, gruplara ayırarak MİLLİ BİRLİĞİ bozuyor. Millî BİRLİĞİN bozulmaya başlaması DEVLET ve MİLLETİN başına gelecek felaketlerin ilk işaret fişeği olduğunun bilinmesi şarttır.

EHLİYET VE LİYAKATI ortadan kaldırma gibi bir felaketin yolunu açtığımızda da,  hakları olmadığı halde elde ettikleri menfaat ve makamları, neye ve nasıl kullanacaklarını tahmin ettiğimiz hazırcılar veya bedavacılar her an DEVLET ve MİLLET aleyhine her şeyi yapabilirler. Tabi ki bu arada HAK VE HUKUKLARI GASBEDİLEN, kahir çoğunluk DEVLETİNDEN soğumaya başlıyor ve içine kapanıyor.

HALK içine kapanıp DEVLETİN VARLIĞINI ve MİLLETİN BİRLİĞİNİ savunmada pasif hareket ediyor. Yani ağır davranıyor, ta ki tehlike kapıya dayanıncaya kadar.  Tehlike 15 Temmuz 2105 de olduğu gibi kapıyı çalınca kükrüyor ama bedeli hesaplara sığmayacak kadar ağır oluyor.

Diyoruz ki, bütün yöneticiler nereyi yönetirseniz yönetin, haksızlık yaparak, hırsızlığa göz yumarak, taraftarınızı kayırarak, ehliyet liyakati dolaysıyla bilimi ve birikimi ayaklar altına alarak bu Devlete ve Millete büyük zarar veriyorsunuz. Dış güçlerin ajanı değilseniz bir gün bu zararın katbekat tını sizde çekersiniz.

DEVLET GEMİSİNİ delersiniz, o delikten şer güçleri, yılanı, akrebi girer bir gün gelir sizi veya evlatlarınızı sokar. Koca Cihan İmparatorluğu OSMANLI böyle gitmedi mi?

Kur´an bize,´´ Allah size emanetleri EHLİNE vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman ADALETLE hükmetmenizi emretmiyor mu? ?´ Peki, bizim durumumuz nedir?  İçimizde bilmeyen var mı? Hiç zannetmiyorum bir tane bile yoktur zaman yaptığımızı bilerek yapıyoruz. YAPMAYALIM

Bir Ülkenin, yöneticileri, HAKKA, HAKKNİYETE, ADALETE, EHLİYET VE LİYAKATA önem vermezlerse; o ülkede toplumsal çözülme başlar. Bunun vebalı ve kanuni sorumluluğu, yöneticilere aittir, hesapta onlardan sorulmalıdır. Veya hesaptan sormadan ziyade bu tiplere görev verilmemelidir.

Aksaray´ımız için daha evvelde davet etmiştik; iktidarımızı, muhalefetimizi özellikle Ticaret Odamızı, Ticaret Borsamızı, Ziraat Odamızı, Odalar Birliğimizi, Şoförler Cemiyetimizi, Esnaf Kefalet Kooperatifimizi ve bütün diğer kuruluşlarımızı birliğe ve birlikte daha güçlenerek AKSARAYI BÜYÜTMEYE, KOŞTURMAYA ÇAĞIRIYORUZ

Şehrimizin, VİÇDANI ve MERHAMETİNİ ayağa kaldıralım. Dolaysıyla Milleti omuzlayanların yanında, yatanların, bozguncuların karşısında birlik halinde olma haysiyetimizi ortaya koyalım. Hiç kimse AKASARAYI neme lazımca bir şehir olarak görmesin ve hatırlamasın.

Herkesin kendi işini yaptığı, kimsenin öbürüne tepeden bakmadığı, özellikle siyasetçi ve bürokratın diğer yetkililerle alınmadan müzakere edebildiği, her türlü yetkilinin fikri olanı anlamak amacıyla dinlediği, bir AKSARAY olmaya varmayız?    HAYIR, OLA MUVAAFFAK OLA MUZAFFER OLA.                                                                                                                                                            

                                             HAYIR OLA   MUVAFFAK OLA  MUZAFFER OLA


23.05.2018 23:28:17

Rasim Gül

Devletimizin Varlığına, Milletimizin Birliğine, Dolaylı Zarar Verenler

Devletimizin Varlığına, Milletimizin Birliğine, Dolaylı Zarar Verenler