Zaman zaman tehdit ve iftiralar ile karşılaşıyorum. Bunların içinde hukuksuzluklar ve kanun karşısına çıkması gerekenler olursa Avukatım hukuk yolu ile gereğini yapıyor. Bugüne kadar şahsıma yapılan saldırılardan dolayı açılmış 3 tana dava var. Birisi çok enteresandır ki, Eskil’de siyasi partilerimizin birisinin üst yöneticisi kendi partisinin Belediye Başkanının çalışmalarını övdüğüm için şahsıma karşı isimsiz yaptığı internet yolu ile saldırıların arkasında aynı camianın adamının çıkması.

      2012 yılında internette yayınlanan bir köşe yazımın altına ağır hakaretler yapan kişinin savcılığın soruşturma ve araştırması sonucu tahmin etmediğim kişinin birinci derecede yakınlarının çıkması beni ziyadesi ile üzmüştür. Bana saldırının nedeni ise bir Eskil ziyaretimde Eskil ilçesine yapılan güzel hizmetleri övmem nedeni ile isimsiz yapılan saldırılara tahammül edemeyerek savcılığa suç duyurusunda bulundum. Uzun araştırmalar neticesinde bu saldırıları yapanlar kendi Belediye Başkanlarının hizmetini övmem nedeni ile bana saldırmışlar. Hem de ilk bilgisayarlarına el konduğunda İl Başkanına ricada bulunarak şikâyetimden feragat etmem istenmiştir.

       Şikâyetimden vazgeçmedim, zaten İl Başkanı da beni haklı bularak o şahsı kınadı. çünkü kesin delil ortaya çıkmalı idi. Geçtiğimiz gün çağrıldığım uzlaşma kurulunda ricacı olan parti üst yöneticisinin yakınlarının olması beni şaşırttı. Uzlaşmayacağımı ve en azından mahkemeye gelmelerini ve kamuoyu huzurunda deşifre olmalarını sağlayacağım. Kendi partisinin Belediye Başkanının çalışmalarından rahatsız olan bir yönetici derhal partisinden istifa etmelidir. Temsil ettiği partinin Belediye Başkanının çalışmalarından rahatsız olan bir yönetici hala o partinin temsilinde durmaması lazım.

       Konuyu daha geniş teferruatı ile açmıyorum, çünkü davası devam eden bir saldırının içeriğini burada yazmam doğru olmaz. Ama burada kimin olduğunu İl Başkanı dahil bazı kimseler bilmektedir. Ben bir gazeteci olarak partisinin Belediye Başkanının çalışmalarını överken çirkin iftira ve saldırı ile bana saldırması ve Başkanın övülmesinden rahatsız olan yönetici o partide durmamalı.

      Hâlbuki ben ne şahsına, nede Belediye Başkanına saldırım olmuştur. Aksine bana teşekkür etmesi gerekenlerin saldırması kadar çirkinlik olur mu? Eğer Başkanı istemiyorsan bunun yolu bu şekilde olmamalı. Bunun yolu seçimlerde yapacağın mücadele ile edebiliyorsan diskalife etmektir.

     Yine aynı ilçemizden daha önce de yazdım, bir başka Başkan aday adayının yakınının beni tehdit etmesi de çok enteresandı. Yazdığım yazının doğru olmadığı ile ilgili bana bilgi ve doküman vererek yalanlaması gerekirken tehdit yolu ile susturmaya çalışması da bir acziyetin sonucu idi.

       Bugüne kadar yazdığım yazılarımda hiçbir kimseye belden aşağı vurmak ve iftira etmek düşüncem olmamıştır. Belgesiz ve bilgisiz yazı yazmadığımı da herkes bilir. Kimse bana kulaktan telkinle yazı yazdıramaz. Vereceksin belgeyi altına da atacaksın imzayı imza sahibini delil gösterir yazarım.

       Yoksa kimse bana tetikçilik yaptıramaz yapmadım da. İnsanın içinden geliyorsa birisi ile ilgili bir şeyler yazarsınız yâda hizmetini gündeme getirirsiniz. Bundan 1.5 ay öncede tatil yazımda yazdığım gibi bir Belediye Başkan adayı bana köşemde adını yazmadığım için telefon açıp bunlar senin için iyi olmaz. Sen Ak Partinin tetikçiliğini yapıyorsun diye tehdit ettiği gibi.

        Hani atalarımızın bir sözü var ya; “ ölmüş eşek kurttan mı korkar” diye. Valla tehditte etseniz ne yaparsanız yapın bir şeyi zorla yaptıramazsınız. Akıllı bir siyasetçi beni tehdit edip susturma yerine kazanmaya çalışsa belki daha ziyade faydalanırdı. Hiç değilse övmesem de yanlışlarını da yazmazdım.

    Geçen yıl Ortaköy’den geçen çift yol ile ilgili bir yazı yazmıştım. Orada yine bir seçilmiş Başkan hiç tanımadığım bir gazeteciyi kışkırtarak hakkımda yazı yazdırdı. Öyle bir yazı ki, tutar yerimi koymamış. Kendisi beni bende kendisini hiç tanımıyorum, kimler bunu anlattı ise vermiş veriştirmiş. Şimdi hukuk önünde hesap veriyor, gelsin sana hakkımda olmadık dedikoduyu anlatan Başkan seni kurtarsın.

      Bize yazı yazmak için malzeme lazım, malzeme ürettiniz de yazmadık mı? Bohçanızda bir şey yok, misafirin önüne koyacak aşınız yok. Durduk yerde beni öv, var mı üç köfte yimbeşe. Ben herkesin sevenini sevmeyenini bilmem. Herkese göre de yazı yazamam, her atılan taşın arkasına koşacak kadar aptal birisi değilim. Her taş yerinde ağırdır, benim bir duruşum var yağlı ip değilim. Madem okunmuyorum,  sevilmiyorum da bu kadar yazılarımı neden dikkate alıyorsunuz? Demek ki, ses getiriyorum doğruları yazıyorum ki bu kadar rahatsızlık var. Ulusal köşe yazarları kadar okunuyorsam bunun bir nedeni olmalı. Tehdit edenlerinde biliyorum ki beni sevmeseler de sabah ilk okudukları yazarım.