Demokratik paket 6 gündür tartışılıyor, ben paketin Sayın Başbakan’ın açıklamasını sonuna kadar izledim. Sonrada yankısı ne olacak diye bir haftadır bekleyip dinledim. Muhalefetin ve karşıt görüşlerin tepkisi ne olacak diye onları da dinleme imkânı buldum. Perşembe günü de Aksaray Ak Parti İl Başkanı Sayın Fatih Yılldırıcı’nın paketle ilgili basın toplantısını dinledim. Aynı gece ATV ekranlarında üç saate yakın Sayın Başbakanın açıklamalarını dinledim.

 

      Şimdi gelelim pakete tepki gösterenlerin takıldığı iki hususa. Birisi andımız diğeri ise anadilde eğitim konusu eleştiri konusu olduğunu gördüm. Bunlara geleceğim hem de güzel geleceğim. Burada BDP Milletvekillerinin tepkisi de paketten az da olsa memnunuz ama bizi kesmedi lafı. Aslında onların derdi cezaevindeki teröristlerin çıkarılması değil.

 

       Asıl onların endişesi cezaevlerinin boşaltılması da değil. Evet, onların derdi seçmeni kaybetme korkusu. Seçmeni tutabilmek için onlara şirinlik muskası yazmaya çalışmaları. Karşı oldukları konu tamamen seçmen kaybetme konusu, seçimde hezimete uğrarsak endişesidir. Başka hiçbir dertleri yok, acaba bu koltukları kaybedermiyiz diye endişe ediyorlar.

 

        Andımıza geleceğim önce şu temel dilde eğitim meselesine gelelim. Avrupa’nın her ülkesinde anadilde eğitim yapılırken ve Türklerde birçok ülkede Türkçe okullar açarken neden sesimiz çıkmıyor? İstemediğiniz zaman aynı okulda Türkçe eğitim istiyorum deyince elin Hristiyan’ı iki öğrencide olsa onlara özel hoca eşliğinde Türkçe eğitim veriyor. Almanya’da yaşayanından bütün Avrupa da yaşayan ülkede bu böyle, kimse sizi başka şekilde eğitime zorlamıyor.

 

      Anadilde eğitim demek Türklüğü yok etmek mi? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak ayrı, ana dilde eğitim almak ayrı. Siz bir Musevi’ye ille de Türk olacaksın diye dayatma yapabilirmisiniz? Almanya’da yaşayan bir Türk vatandaşına sen ille de Alman olacaksın diye dayatabiliyorlar mı? Ben Yörük kökenli bir Türk vatandaşıyım ve Müslüman bir Türküm. Kimse bana İngiliz ol yâda başka bir ülke vatandaşlığını yâda dilini benimse dese ne kadar geçerli olur, nasıl sert tepkim olur.

 

       Ülkemizde birçok etnik kökenli vatandaşlar yaşıyor,  onlara sen ille de benim gibi ol yaşa deme hakkımız var mı? Bana nasıl Kürt ol diye baskı yapıp Kürt olmamı sağlayamazsanız, bir kürde de sen ille de Türk ol diye dayatamayız. Meydanlara çıkıp Türkiye Türklerin Türk kalacak derseniz ülkede yaşayan Türk vatandaşı olup ’ta Türk olmayanları ne yapacaksınız? Meydanlarda bağıranların mutlaka evlerinde yâda akrabalarında bir Kürt, alevi, Çerkez, Avşar veya başka birisi evlilik yapmış beraber yaşıyorlardır bunlara saygısızlık etmiş olmuyormuyuz? Bence saygısızlığın daniskasını yapıyoruz, ülkemizdeki başka etnik kökenli insanları ne yapacağız, toprağa mı gömeceğiz Allah aşkına.

 

        Meydanlarda bağıranların alternatifleri ne onu ortaya koysunlar. Türk kökenli olmayan vatandaşlarımızı ne yapacaklar onlar için ne düşünüyorlar birde onu söylesinler. Hadi iktidara sizleri getirdik bu insanları ne yapacaksınız. Onları tek tek yok mu edeceksiniz? Yâda evinizdeki Kürt gelini veya Kürt kökenli ’deki gelin kızınızı veya torununuzu ne yapacaksınız, bunlar iyi laflar değil.

 

      Gelelim şu andımıza, Anayasal bir zorunluluk olmayan bir vatandaşın yazdığı şiiri kanun hükmünde kararnameyle ufacık çocuklarımıza her sabah kış demeden, kar demeden her sabah bağırtmanın anlamı ne. O kadar bu andı seviyorsunuz meydanlarda neden ezbere okuyamıyor da elinize yazdığınız metinden okuyorsunuz? Demek ki samimiyetten uzak siyaset adına yapıyorsunuz. Kendinizin okumaktan mahrum olduğu andı neden çocuklara okutmaya dayatıyorsunuz?

 

       Bu kadar ülkemizi ve manevi değerlerimizi seviyordunuz da neden 28 Şubat da inancı yok etmek için sadece Müslümanlara yapılan baskılarda meydana çıkıp bağırmadınız. Nerede saklanıyordunuz bizler mahkemelerde inanç uğruna hesap verirken sizler nerede idiniz? Din adına bunca baskı yapılırken, nerde kuran okunuyorsa baskı altında iken neden sesiniz çıkmıyordu.

 

       28 Şubat da neden Müslümanların dışında etnik ve gayri Müslüm cemaatleri baskı altında değildi de Müslümanlar baskı altında idi. Neden o zaman işiniz Müslümanları sindirilmek mi başkalarına neden sesiniz çıkmıyor diye meydanlara çıkmıyordunuz? Bırakın Allah aşkına bu millet enayi değil, gözü de kör değil ki her şeyi görmesin. Sadece siz akıllı bu insanları ahmak mı sanıyorsunuz, herkes ker şeyi sizden daha iyi görüyor. Demokrasi istiyorsanız demokrasi kişilere değil herkese lazım.


8.10.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Demokrasi herkese lazım

Demokrasi herkese lazım