Katılır veya katılmazsınız ama eskiden beri bilinen ve söylenen bir söz vardır: “Hiçbir mezar taşında açlıktan öldü diye bir yazı yoktur.” Maalesef ülkemizde günde beş milyon ekmek çöpe gidiyormuş.

Yaşamak için elbette yemeli ve içmeli ama bu yeme ve içme ölçülü olmalı. Günümüz hastalıklarının birçoğu aşırı yemekten kaynaklanmaktadır. Gıda sektöründeki reklamlar, televizyonlardaki yemek programları ve diziler bizleri adeta yeme içme konusunda esir aldılar. Hatta yediğimiz ve içtiklerimize bağımlılık yapan maddeleri bile kattılar. Eskiler: “Bir dirhem et bin ayıp örter” Derlerdi. Şimdi bu söz: “Bir dirhem et bin hastalık getiriyor” Demeye geliyor.

Fast Food türü yiyecekler çocuklarımızda Obeziteye neden olurken; erken ergenliği de tetiklemektedir. Dokuz yaşında regl olan kız çocuklarını duyuyoruz.

Bu tehlikeyi Sağlık Bakanlığı görmüş olmalı ki; Obeziteyle mücadele konusunda yeni önlemler almaya başladı. Bugün Avrupa’nın birçok ülkesinde kilo yapıcı gıdaların tüketiminde caydırıcı olması için ek vergi getirilmiştir. Araştırmalar dünyada bir milyar kişinin obez olduğunu gösteriyor.

Yapılan araştırmalarda aşırı yemenin ve içmenin birçok hastalığa davetiye çıkardığı kanıtlanmıştır. Bunun için de önemli tavsiyelerde bulunulmaktadır. Benim ve ailemin de uyguladığı bu tavsiyeleri sizlerle paylaşmak isterim:

*Günde üç öğün yerine iki öğün yemek metabolizmayı ve sindirim sistemini rahatlatmaktadır. Sabah iyi bir kahvaltı, öğle ve akşam arası yemek,

*Akşam saat yediden sonra hiçbir şey yiyip içmemek,

*Hamur işlerinden kaçınmak,

* Aşırı yağlı yiyecek ve içeceklerden uzak durmak,

*Sofradan doymadan kalkmak,

*Çayı şekersiz içmek. Çaya atılan şeker doğrudan kana karışmakta,

*Mevsim meyveleri yemek,

*Sürekli hareket. En basit olanı yürüyüş yapmak.

Aşırı kilo almak aşırı ve bilinçsiz yemekle olduğuna göre neden bu fazlalığın hamallığını yapalım ki. Atın üstünüzdeki fazlalıkları. Maalesef can boğazdan gidiyor.


19.01.2012 00:00:00

Doç.Dr.İbrahim Baykan

Can Boğazdan Gidiyor

Can Boğazdan Gidiyor