‘’Üçüncü taraf kazandı ve biz kaybettik…’’

‘’ Evet, doğru. Kavgadan kaçıyorum. Çünkü, böyle bir kavganın faydasına inanmıyorum. Her iki tarafında kaybedeceğini, şimdilik hiç hesaba katmadığımız üçüncü bir tarafın kazanacağını biliyorum. Bu üçüncü zümrenin hem her iki tarafa, hemde vatanın bütünlüğüne düşman olduğunu biliyorum. Böyle bir sonucun felaket olacağını da biliyorum.’’

Yukarıda, söylenmesinin ve yazılmasının üzerinden artık çok uzun yıllar geçen sözler merhum Galip Erdem’e…Evet, bahsettiği ‘’ üçüncü taraf’’ kazandı ve biz kavga eden iki taraf kaybettik, hemde fena kaybettik… O ‘’üçüncü taraf’’ kavga eden iki tarafa da düşmandı, hala da düşman…

O ‘’üçüncü tarafın’’ ın bizler gibi bir vatan telakkileri hiç olmadı, bugün de yok ve olmayacak. Ayakları bu topraklara basmadı, bu topraklardan kuvvet bulmadı, bulmayacak…

O ‘’üçüncü taraf’’ yani kavga etmeyen taraf, biz kavga ederken de İstiklal Marşı’na saygı duymadı, yere oturarak protesto etti, biz kavga ederken de Türk kelimelerine alerjileri vardı, bundan sonra da saygı duymayacaklar, alerjileri hep devam edecek…

Bizler, birbirimizi kırarken o ‘’üçüncü taraf’’ güçlendi, büyüdü, çoğaldı, zenginleşti… Bizler, gencecik bedenlerimizle Fatihalarla uğurlanırken kara toprağa, o ‘’ üçüncü taraf’’ Fâtiha’yı tecvidli okumayı öğrendi…

Bizler, etten kemikten yumruklarımızı sıkarken ve sallarken, bizler ciğerimizi delen bıçaklara açarken göğüslerimizi ve bizler sahici mermilerle düşerken yere, o ‘’üçün taraf’’ karate salonlarında dövüş oyunları oynadı…Bizler o keskin düdük çaldığında tank paletleri altında ezilirken, o ‘’üçüncü taraf’’ bir sille yemedi, bir gün bile sığaya çekilmedi…

Bizle, nemli, soğuk ve karanlık taş duvarlar arasında geçirirken uzun yılları, o ‘’üçünü taraf’’ güneşin tadını çıkardı, tecvidli Fatihalar…Bizler, fena fi’d devle uğruna feda ederken gençliklerimizi, aynı devletin urganlarında son nefeslerimizi verirken, o ‘’üçüncü taraf’’ iktidar basamaklarının ucunda emin oldukları iktidar sırasının heyecanıyla titredi…

Bizler kaybettik, onlar kazandı… Bizler yalnız o ‘’ üçüncü taraf’’ karşısında mı kaybettik? Hayır… Biz içeriden de kaybettik, içeride de kaybettik… Hakikat adına itiraz ettikçe kaybettik… Hakikatin yanında saf tuttukça kaybettik… ‘’ Durun bu yol yol değil, bu yol yanlış’’ dedikçe kaybettik… ‘’ Kendinize gelin’’ dedikçe kaybettik…

Bizler, sizin bitip tükenmek bilmeyen, dalaverelerinize kaybettik… Bizler sizin egemenlerle vardığınız mutabakatlara kaybettik… Bizler sizin alaca karanlık kuşaklarında yaptığınız anlaşmalara kaybettik… Bizler, sizin yalanlarınıza kaybettik… Bizler, sizin hırslarınıza kaybettik… Bizler, sizin samimiyetsizliğinize kaybettik…

Biz, içeriden ve içeride de kaybettik, siz kazandınız, sizinle birlikte egemenleriniz de kazandı… Biliyoruz, bizi hiç sevmediniz aslında… Bizi, dümen suyunuza hiç gitmediğimiz için sevmediniz…  Bizi, savaşta sağ çıkma ihtimali en az olan azap askerleri olarak gördünüz ve hiç sevmediniz…

Bizi, robot olmadığımız için, yanlışınızı doğrularımızdan, inandıklarımızdan, mazimizden, mücadelemizden ve fikirlerimizden daha doğru bulmadığınız için hiç sevmediniz… Bizi, takla atmayı bilmediğimiz ve beceremediğimiz için, yalan söylemekten ar ettiğimiz için, inanmadıklarımızla amel etmediğimiz için hiç sevmediniz…

‘’Üçüncü taraf’’ kazandı ve biz hem ‘’ üçüncü taraf’a hemde içimize yenildik… Kimimiz çekildik kuşe-i uzletimize, kimimiz geçim derdinde, kimimiz hastane köşelerinde, kimimiz teşne olduk ‘’üçüncü taraf’a ve ‘’üçüncü taraf’ın’’ şaibeli isimlerine, kendi içimizden mazi uydurmaya, kimimiz üç kuruşluk mevkilere zebun olduk, kimimiz orada, kimimiz burada…

Ve… Her geçen gün birer, ikişer çekiliyoruz bu dünyadan, yani ayak altından çekiliyoruz… Gün geçmiyor ki, bir haber düşmesin sosyal medyaya, ‘’… davası sanıklarından … …’ı kaybettik.’’ Gün geçmiyor ki, bir haber düşmesin sosyal medyaya, ‘’… davası sanıklarından … …’ hastaneye kaldırıldı yoğun bakımda…

Her geçen gün birer, ikişer çekiliyoruz bu dünyadan, yani ayak altından çekiliyoruz… Sabredin az kaldı… Birkaç yıla kadar, müşterek maziyi ve kimin kaç kuruş ettiğini bilenler ve size itiraz edenler çekilecek hepten bu dünyadan, yani ayak altından, rahat edeceksiniz…

         ‘’Üçünü taraf’’ ile mutlu, mesut yaşayacaksınız…

Ama hiç unutmayın, insanlık galiplerin değil, mağlupların hasletleri ve ahlakları ve idealleri üzerinden yükseldi hep ve hep böyle olacak… Adnan İslamoğulları

  HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA,

 


5.04.2024 05:24:00

Rasim Gül

BU YAZI, MERHUM GALİP ERDEM TARAFINDAN 20 YIL EVVEL YAZILMIŞTIR

BU YAZI, MERHUM GALİP ERDEM TARAFINDAN 20 YIL EVVEL YAZILMIŞTIR