Bu gidişat nereye kadar devam edecek..Medyadan edindiğimiz izlenimler,dünya üzerinde yaşayan,bütün toplumlarda büyük bir bozulma yaşanmaktadır.

Bu bozulma hem itikadî, hem amelî, hem de ahlâkî yönden çılgınca devam etmektedir.

Biz Müslümanlar tarih boyunca imanı güçlü, Salih ameller yapmakta yarışan, hep iyilik düşünen, iyilik yapan bir milletin varisleriyiz.

Her zaman varlıkları ile gurur duyduğumuz dürüst yaşantıları ve sözleri ile bu günkü yaşantılarımıza ışık tutan atalarımız, kötülüklere karşı çok duyarlı ve tepkili imişler.

Onun için kötüler, kötülük yapmaya, zalimler zulüm yapmaya cesaret edemezlermiş. Çünkü karşılarında toptan bir toplumu bulurlarmış.

 İnancımız ve bu inancımıza paralel olarak gelişen örf ,âdetlerimiz ve medeniyetimiz bizlerin rasgele davranmasına, müsaade etmiyor ve etmesi de asla mümkün olamaz .

İnsanlarda bu disiplinli ve fakat külfetsiz yaşantıdan, şikayet etmiyor, severek, isteyerek, beğenip benimseyerek hayatlarını idame ettiriyorlarmış. Aile, akraba, arkadaş, komşular ve bütün İnsanlar arasında karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı bir diyalog varmış.

Birbirlerinin kıymetini bilirler ve birbirlerine asla ihanet etmezlermiş, İnsanlar kardeşinin namusunu malını kendi namusu, kendi malı gibi korurlarmış.

 Yani inançlı milletler tam bir fazilet toplumu oluşturmuşlar. Hırsızlık, gasp, adam öldürme, zina, içki ve benzeri kötülükler çok nâdiren rastlanan işlerdenmiş ve kötülükleri irtikap edenler hemen cezalandırılırmış.

Böylece toplumda kötülere ve bu gibi kötülüklere asla fırsat verilmezmiş. Yani bu saymış olduğum hareketleri yapanları kanundan yasadan önce toplumun kendisi olan halk kendi elleri ile cezalandırırmış. Ama zamanımıza bakarsak ne kadar neme lazımcı olduğumuzu bariz bir şekilde görürüz.

Yanımızda kapkaççılık yapılıyor, adam öldürülüyor,gasp ve hırsızlık yapılıyor görmezlikten geliyoruz. Çünkü bizde “Bize değmeyen yılan bin yaşasın“düşüncesi var. Demek ki bizler atalarımızın göstermiş olduğu özveriyi gösteremiyoruz ki çevremiz ve biz, hızlı bir şekilde uçuruma doğru ilerliyoruz. 17. asırda Osmanlı ülkesi hakkında THEVATON’ da şunları yazmaktadır: “Bir milyonluk büyük İstanbul’da dört yılda dört katil vakası görülmemiştir. Ticârî eşyalarla dolu olan muazzam kervan saraylar bir tek adam tarafından korunuyor

.” Peki bize ne oldu da o fazilet toplumundan böyle bir rezalet toplumu meydana getirdik.Neredeyse kötülüklerde, ahlâk dışı yaşantılarda gayri Müslimlerden hiçbir farkımız kalmadı? İnsanımız çılgınca kötülüklerin içine dalıp gidiyor, haram, helâl hudutlarını çiğniyor, bunları yaparken de vicdan azabı çekmiyor, soruyorum sevgili okurlarım Bize Ne Oldu ?


4.12.2012 00:00:00

Mustafa Avcı

Bize Ne Oldu

Bize Ne Oldu