Aksaray Belediye Başkanı Sayın Haluk Şahin Yazgı´nın mahallelerde verdiği iftar yemeklerine Salı günü İçişleri Bakanımız Sayın Süleymen Soylu iştirak ederek vatandaşlarla birlikte iftar yaptı. İftar programına tahmin edilmediği kadar vatandaş katıldı. Belki iftar yapamadan ayrılanlar olduğunu gördüm. Pazar Pazarı içinde bizim gibi yer bulamayanlarda oldu. Ama önemli değil böyle günlerde elbette bir yoğunluk ve katılım fazlalığı olabilir, bunu hoş görmek lazım. Önemli olan misafirlerin memnun olmasıdır. Bü tür yemeklerde kusur aranmaz. Bizde arkadaşlarla gittik başka bir mekanda iftar yaptık.

      Salı günü iftara gelen Bakan Soylunun bundan 6-7 yıl önce ilimize geldiği ile bugünü kıyasladım. DYP Doğruyol Partisi Genel Başkanı iken seçim otobüsü ile Atatürk Bulvarından geçerken vatandaşlara el sallarken kimse umursmıyordu. Bizde o dönem kaldırımda otururken kendisine el salladık.

      Daha sonra ilimize bir konferans için gelen Soyluyu dinleme fırsatı bulmuştum. Gerçekten çok beğenmiştim, bu tür insanların siyasette olmasını düşünmüştüm. Bugün bakıyoruz siyasette Reis onu yanına alarak Bakan yaptı. Gerçekten de başarılı bir Bakanlık Yapan Soylu herkesin sevgisini ve sempatisini kazandı. Salı günü de zaten bunu gördük.

      Bakanlığı döneminde törerle büyük mücadele vererek, çekinmeden dağlara kadar çıkan bir Bakan. Bügün kendisini çok başarılı bulan halkımız onu seviyor. Başarılı olursanız elbette herkesin sevgisini kazanırsınız.

       Bakan önce Aksaray Valiliğini ziyaret etti. Ardından da Ak Parti il Başkanlığını ziyaretlerde bulundu. İftar sonrasıda Aksaray Belediyesini ziyaret ederek Belediyede dinlendi. İlimiz siyaseti ve brokrasisi tam kadro iftara katılarak misafirperverlik örneği gödermiş oldu.

       Bakanın talimatı ile protokol yapmak yerine brokrasinin vatandaşların içine oturmasını istemeside güzel bir gelişme idi. Zaten Ramaza´nın amacıda bu olsa gerek. Kimsenin ayrıcalıklı olmaması Ramazan´da herkes tarafından takdir edilen bir davranıştır.

      Vatandaş ne yedi ise Bakanda onu yemiştir. Mesele aynı sofrayı paylaşıp, ayrıcalığın olmamasıdır. Ben burada yapılan konuşmalara takılmıyorum. İlk defa bir Bakanın Belediye´nin verdiği iftar programına katılarak sofrada yer almasıdır. Sayın Yazgıyı´da tebrik ediyorum böyle bir buluşmayı gerçekleştirdiği için.

       İftardan bir gün önce netten bir paylaşım yapıp takipçilerimle paylaşmıştım. Yaptığım paylaşım kimseye karşı oluşumdan değildi. İki ayrı başlılık gibi iftara ayrı ayrı davet şeklineydi. Belediye Başkanı Sayın Bakanın iftarlarına katılarak vatandaşlarla beraber olacağını ve bütün vatandaşları iftara bir mesajla davet edilirken. Bir başka mesajla İl Başkanın partinin vereceği yemeğe Bakanın katılacağı mesajı atılarak vatandaşı davet etmesi şaşkınlık yarattı.

      Bende bu çarpıklığın yanlış olduğunu Belediye yapıyorsa bu işi kendinize mal etmeden ne farkeder ha Belediye vermiş ha siz vermişiniz. Vatandaşa bariz bir şekilde kopukluk mesajı vermenin bir anlamı olmadığına karşı çıktım. Zaten bu kadar kalabalığı sizin organize edip ağırlamanız mümkün değil. Üstelik mahalle iftarına il genelini davet ederseniz kalabalık yoğun olur yemek yeme kaosu çıkar, zaten maksatta bu idi.  Üstelik bu ekonomik masrafın altındanda kalkamanız mümkün değilken böyle çağrıya gerek yoktu diye itiraz ettim.

      Ramazan ayının yüzü hürmetine bir araya gelinip tek taraflı bir mesajla bu iş halledilebilirdi. Bunu açık bir şekilde il teşkilatı halka yansıtmasaydı çok daha güzel olurdu. Her ne ise eksiğiyle gediğiyle bir bakan Aksaray da iftar yemeğinde ağırlanmış oldu.

     Milletvekil Cengiz Aydoğdunun Anayasa komisyonunda oluşu nedeni ile katılamaış. Ancak İlknur Hanım, Mustafa Serdengeçti, Ali Rıza Alaboyun, Nevzat Palta gibi yeni eski siyasiler iftara katılmışlardır. Sivil toplum kuruluşları, brokrası ve vatandaş yemeğe iştirak etmişlerdir. Bu tür organizelerde kusur aranmaz, bu yoğunlukta ancak bu kadar olur. Sayın yazgıyıda tebrik ediyorum.