Biz köşe yazarları yazacağımız yazıyı önceden tasarlayarak yazamayız. Önceden tasarlanan yazılar kısa süre sonra unutulur ve ne yazacağınızı hatırlayamazsınız. Konu aklınıza gelince hemen klavyenin başına geçip yazacaksınız, yâda hatırlama notu alıp hatırlayacaksınız. Yazı esnasında birisi size laf atar veya lafa tutarsa yine konuyu toparlayamazsınız. Sakin bir kafa ile yazılarınızı yazmanız gerekir. Bende yazılarımı genelde sakin kafa ile geceleri yazmaya çalışırım.

       Tuttuğum notları karıştırırken 20 gün önce Kon TV?de Eski Refah partisi Rize Milletvekili Şevki Yılmazın konuşmalarından aldığım notlara takıldım. Aslında televizyonu zaptik yaparken denk geldiğim Yılmazı bir süre dinledim. Gezi olaylarından tutun Saadet Partisinin bugünkü durumuna kadar birçok konuda mantıklı konuşmalar yaptı. Bende bazı konuşmalarını not almışım, bu notların içinde ki bu konuşmadan bir kısmından bahsetmek istiyorum.

       Konuşmasının Saadet Partisi bölümünde Saadet partisine akıllı ve mantıklı eleştiriler getirdi. Neden her seçimde küçüldüklerine değinirken; ? az olsun benim olsun mantığı ile hareket edip kendinize rakip gördüğünüz insanları dışlarsanız büyüyemezsiniz. Başkalarını karalayarak kendinizi sevdiremezsiniz, oy toplayamazsınız.

      Ak partiye CHP gibi saldırırsanız bu millet size oy vermez. Ak Parti zayıflasın yâda küçülsün de ben meclise gireyim Bakan olayım veya başka bir şey olayım düşüncesi ile hareket ederseniz Muaffak olamazsınız.

       Dün hasta ziyareti için girdiğiniz hastanelerde hasta olup çıkardınız, bugün hastaneler 5 yıldızlı otel gibi. Ben Avrupa da yasaklı iken Avrupa da hastanelere giderdim. Allaha dua ederdim ne zaman benim ülkemde de böyle hastaneler olacak diye dua ederdim. Bugün hamdolsun bunları gördük. Siz bu hizmetleri karalayarak oy isterseniz bu millet kör değil size oy vermez.

       Ufacık bir ameliyat için evindeki traktörlerini satanları ne zaman unuttuk? Tedavi ettirdiği hastasını alamayıp, hatta cenazeleri rehin kalan insanlar vardı bu ülkede. Bu millet bunlardan kurtulmuş her tülü tedavisini aracı olmadan yaptırıyor. Bu güzel hizmetleri karalayarak oy isterseniz bu millet size oy vermez. Bu yapılan güzel yolları karalarsanız bu millet yine size oy vermez.

        Ak Partiye Saadet partisi saldırmamalı, saldırırsa oyları her geçen gün biter. Bugün Erbakan Hocanın çocuklarını bile sen o partiden uzaklaştırdıysan büyüyemezsin. Kendinden başkalarına saldırma, Ak Partililere saldırma, eğer eleştireceksen bir gecede ülkenin bankalarını batıranları eleştir. İflastan yazar kasalarını mecliste atanlar vardı, kendilerini asanlar vardı. Başörtülü kızlarımızı okullara sokmayanlar vardı.  Bunlara sebep olanları neden eleştirmiyorsun. Asıl senin oy alacağın partiler orası olmalı. Ak Partiyi zayıflattığında eline ne geçecek, başkalarının ekmeğine yağ süreceksin.

       Dün Başörtüsüne yasak getirenler vardı, cemaat, cemiyet ve tarikatlara zulmedenler vardı. Neden onları eleştirmiyorsun? Ben her gece namazımın arkasında bu iktidara dua ediyorum, Muaffak olmalını istiyor sekteye uğramamaları için Allaha dua ediyorum.

        Gezi olaylarına hiçbir Müslüman ve cemaat destek olmamalı. Eğer Allah korusun destek olurlarsa ne okulları kalır, nede dershaneleri nede kendileri. Tarikatlarda aynen böyledir, bunların hedefi de zaten budur. Onun için meclise girmek istiyorlarsa ille de parti ile girmeleri şart değil. Bağımsız olarak girsinler ve meclis de temsil olunsunlar. Büyük Birlik Partisi de bağımsız girmeyi denesin ve mücadelesini versinler. Güzel çalışmalar yapan iktidarı eleştirme yerine bunu denesinler.

       Bunları söylerken ne siyaset beklentim var, nede bir yakınım Ak Partide siyaset yapıyor. Ben ülkemin refah ve saadetinin devamını istiyorum? diye konuşmasını sürdürdü.

        Bu konuşmayı dinlerken aklıma öğrenciliğimdeki yaşadığım olaylar aklıma geldi. Bize hep ötekileştirildik, dışlandık ve başkalarının kucağına itildik. Eğer kucaklanıp sahiplenilse idik herhalde başkalarının yanında olmaz beraber olma imkânı bulurduk. Oyla bir yerlere gelmek isteyen insanlar benim gibi düşünmüyorsun diye ötekileştirilirse bir arpa boyu ilerleyemez.

 

      Aynı düşünce içinde olup ufak tefek farklı düşüncede olanlar dışlanmamalı. Başkalarının güzel çalışma ve başarılarını karalayarak hiçbir kimse sevgi ve muhabbete sahip olamazlar. Günlük hayatımızda böyledir, kıskanmak ve karalamak insanları belli yerlere getirmez. Aksine her geçen gün batmasına ve yok olmasına sebep olur.


24.07.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Başkalarını karalayarak sevilemezsiniz

Başkalarını karalayarak sevilemezsiniz