Geçtiğimiz Çarşamba günü Sayın Başbakan saat 18 00 gibi Sayın Cumhurbaşkanımızı ziyaret ederek 1,5 saat görüştüler. Tabi görüşme öncesi Türkiye bu görüşmeye kilitlenmişti. Bu görüşmeden net olarak bir açıklama olmadı ve sadece Ak Partinin Mayısın 28 de kongreye gideceği şeklinde gündem oluştu. Ancak Sayın Davutoğlu´nun Perşembe günü MYK´yı toplaması ile toplantı sonunda açıklama yapacağı gündeme oturdu. Saat 12 00 de başlayan toplantı bir saat sonra tamamlandı. Türkiye yine Sayın Başbakanın basın toplantısına kilitlendi. Bende bu basın toplantısını Ankara´da Sayın Enerji Bakan yardımcımız Alaboyun´un odasında İbrahim hocamla beraber televizyondan üçümüz birlikte dinledik.

     Sayın Başbakan 20 aylık çalışmasını özet olarak anlattıktan sonra konuyu kongreye getirerek 22 Mayıs tarihinde kongre kararı aldıklarını açıkladı. Ardından da kendisinin aday olmayacağını ve partinin bir neferi olarak partide göreve devam edeceğini söyledi.

      Ak Partide kaos beklentisi içinde olanların beklentisinin aksine Sayın Cumhurbaşkanına bağlılığını ve hakkında en ufak bir aleyhte söz söylemeyeceğini ve bunu kimse beklemesin dedi. Ardında Sayın Cumhurbaşkanının hakkında, ? hiç kimse benim ağzımdan Cumhurbaşkanımızın aleyhinde tek bir söz duymayacak. Onun onuru benim onurum, ailesi benim ailemdir? dedi.

       Bu cümleleri aksi beklenti içinde olanları ters köşeye yatırmıştır. Sabah ateşi yükselen doların bile bu cümleler karşısında ateşinin düştüğü görülmüştür. Ben yoksam gerisi tufan düşüncesi dışında bir tavır sergileyen Sayın Davutoğlu´nun duruşu ise gerçekten takdire şayan bir duruş sergilemiştir. Bölünme ve parçalanma bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmıştır.

      Sayın Enerji Bakan yardımcımız Ali Rıza Alaboyun´un odasında basın toplantısını dinleyip konu ile ilgili bir süre sohbet edip değerlendirme yaptıktan sonra buradan TBMM Milletvekillerimizi ziyarete geçtik.

      Parti Genel Merkezinin talimatı doğrultusunda hiçbir Milletvekili bu süreçle ilgili konuşmuyor ve açıklama yapmaktan kaçınıyordu. Elbette bir aile kavramı içinde davranan Milletvekillerinin bu düşüncelerine saygı duymak zorundayız.

       Ama bir gazeteci olarak edindiğim intiba ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isterim. 22 Mayıs kongresinde kim aday olacak ya da kim Genel Başkanlık koltuğuna oturacak ve Başbakan olacak derseniz bu tahminimi sizlerle paylaşayım.

      Medyada şuana kadar 5 aday ismi dolaşmaktadır. Ancak isimi öne çıkanlar Binali Yıldırım, Numan Kurtuluş ve en alt sıralarda adı geçen Yozgat Milletvekili ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ´ın Genel Başkan olacağını tahmin etmekteyim. Hukukçu oluşu Başkanlık sistemi sürecini en iyi şekilde yürütecek bir isim.

      Efendim Sayın Davutoğlu neden kongre kararı aldı ve aday olmak istemedi derseniz. Yine tahminlerimi yazayım Reis ısrarla iki başlılıktan rahatsız ve bir an evvel Başkanlık sisteminin hayata geçirilmesini istiyordu.

     Sayın Davutoğlu ise bu konuda ısrarcı değil, kamuoyu ile bunu pek fazla paylaşıp Başkanlık sistemini gündemde tutmuyordu. Hatta işi ağırdan alarak konunun gündemden uzaklaşması için bir duruş sergiliyordu.

      Benim düşüncelerime göre Sayın Davutoğlu´nun kongre isteyerek çekilme durumu bu konudan olmuştur. Tabi kapalı kapılar ardında bunun dışında başka konular varsa zaten bu konular bize uzak ve mahremlik çerçevesinde konuşulan konulardır.

      Sayın Bozdağ Genel Başkanlığa getirilerek hızlı bir şekilde Anayasa değişikliği meclise taşınacak. Bunun yanında Başkanlık sürecide başlayacak. Ancak Başkanlık meselesi eğer meclisten bir referandum ile geçmesi zorlaşırsa Ekim ve Kasımda bir erken seçime hazır olun. Çünkü bir erken seçimde %52 de olan Ak Parti Anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde etmeyi düşünürken, bunu sağlayamazsa bir referandum sonucuna götürecek sandalyeyi sağlamaktır.

      Yani konunun ardında Başkanlık sistemi konusu var. Eğer bu süreçte bu sağlanamazsa bu senenin sonunda bir erken seçime hazır olun.