Yüce Allah, insanı en güzel bir şekilde yaratmış, onu yeryüzünün halifesi kılmış, ona şeref ve izzet bahşetmiştir. Dolayısıyla buna engel olacak her türlü kötülüğü yasaklamıştır.  Kuran-ı Kerim, öngördüğü bu faziletli toplumu oluşturmak için fertlere doğru ve güzel davranışları emreder, kötü ve çirkin davranışlardan da kaçınmalarını ister?

Ne yazık ki bu gerçeği unutan insanların düşünceleri hep bencilliğe odaklı çalıştığını her an çevremdekiler sayesinde yaşıyoruz. Kısacası herkes, önce ?ben? demekten vazgeçmiyor. Bu yüzden her konuda alttan almaktan sıkılıp, ?alacak yeri kalmayan? durumunda kalınca, bu bardağın taştığı son noktaya sürüklüyor. Kimsenin başkasının düşüncelerini umursamadığı, işlerine gelince ismini kullanarak üzerinden rant elde etme çabaları, ahlak ve terbiye ölçülerini bozmayacak kadar tevazu ve sabırla hareketine sığınarak zanda bulunma gayretleri, sadece işi düşünce uğradığı bir hayatta yaşayınca, bu durum epey bir sıkıntı yaşatıyor?

 Asıl amacın üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olan kişi bağcıyı suçlu çıkarır, hem de kendini masum gösterir.

Bireyselleşen toplumda insanlar karşısındakinin düşüncelerini umursamaz hale geliyor. Bunun başlıca sebebi de ?ben? cillik. Bu durum kardeşlik, akrabalık, komşuluk, arkadaşlık, ticaret, siyaset vb. konuşmalar için de geçerli oluyor. Herkes birbirine, istediği ve olmasını düşlediği düşünceleri dayatmak için çabalıyor. Bu yüzden İslam dininde şiddetle haram kılınmış kaçınılması gereken günahlar işleniyor?

Kendimizi haklı çıkarmak, hedeflediğimiz amaca ulaşmak adına; Gıybet, Haset, Yalan, iftira, Gurur ve Kibir, Riya gösteriş, Zan, Haddi aşma, Hata, Cehalet, Gaflet, Cimrilik? Vs. gibi günahları işlemekten çekinilmiyor.

 ?O gün tartıları ağır gelen kimse, hoşnut olacağı bir yaşayış içinde olacaktır. Mizanı hafif gelenlerin ise sığınacağı yer haviye dir, Cehennemin kızgın ateşidir? buyuran Cenâb-ı Hak, bir diğer ayette ise, ?Kim zerre kadar iyilik yaparsa onun mükâfatını görecek, kim de zerre kadar kötülük yaparsa onun cezasını görecektir ?buyurmaktadır.