Her Hac döneminde maalesef hep bu son olur inşallah dememize rağmen bu dönemde de üst üste iki kez Hac faciası yaşandı.
Ben buradan ölenlere rahmet yaralılara acil şifalar; buna sebep olanlara da Allah´tan akıl ve fikir diliyorum. Her şeylerini Amerika´ya danışan Araplar bu organizasyonun nasıl yapılacağını neden danışmıyor? Organizasyon diye bir bilim dalı var; günah değil mi? Her yıl yüzlerce Müslüman Hacı ve/ veya Hacı adayı bir şekilde can veriyor.
Sorun sadece organizasyon sorunu değil; bunun sosyolojik boyutu da vardır. Okuma yazma bilmeyen hatta sağını solunu bilmeyen Hacı adaylarını; milyonların içerisinde nasıl yönlendireceksiniz? Kotayı kura ile belirlemek yerine adaylarda yaş ve performansa dayalı bir kriter getirmek daha akıllıca olur diye düşünüyorum.
Örneğin; Otuz yaşında bir aday kurada kaybederken Seksen yaşında bir aday kurada çıkıp gidiyor. Bu seksenlik aday ise Otuzluk bir Prensin ve korumalarının ayakları altında eziliyor. Bir yanda Afrika´nın dev yapılı adamları, bir yanda Malezya´nın ince narin yapılı adamlarının; bir panik halinde nasıl kaçıştıklarını bir düşünün. Bu yüzden kötü bir organizasyonun nelere yol açabileceği tartışılmaz bir gerçektir.
Ülkemizde bu organizasyona talip olanlara da bir çift sözüm var: Biz halen Dokuz gün tatilde trafiğimizdeki kanı durduramaz iken milyonlarca insanın Hac organizasyonunu nasıl sağlayacağız. Kimse kusura kalmasın Araplar da bu pastayı kimseyle paylaşmaz.
Burada tüm sorumluluk ve vebal Arabistan´a düşmektedir. Bu sorumluluk ve vebalden Hac Bakanı´nı görevden almakla kurtulamaz, bunu fıtrata da bağlayamaz. Bu konuya acilen kalıcı bir çözüm getirmelidir. Araplara şu sözü hatırlatmak isterim: ?Arap Sıkışınca Sekiz Metre Atlarmış? Hadi görüyüm sizleri bu konuda sıkıştınız atlayın bakalım. Aksi halde; ilahi adalette bunun hesabını zor verirsiniz.
Sevgi ve Saygılarımla