Aksaraylı halkı kendisine faydalı konulara yeteri kadar önem vermeyi henüz içselleştiremedi. Yani benimseyemedi, hayat tarzı haline getiremedi. Olayları ve gelişmeleri değerlendirmede ne yazık ki objektif de olamadı. Bilim, akıl ve vicdan penceresinden bakma yerine, siyaset, tarikat- cemaat açısından bakmayı alışkanlık haline getirdi. Böylece kendisine lazım olan konulara çözüm bulacağını umut etti. Ama, umutlarının çoğu gerçekleşemedi. Dolaysıyla haklarını alamadı, almak içinde birleşmeyi de bir türlü beceremedi.

Bazı guruplar haklarının verilmediğini dile getirirken, diğer gruplar çeşitli saikle karşı çıktı. Hakların verilmediğini anlatmaya çalışırken, diğer gruplar hakkı verilmeyenin yanında yer alması gerekirken hakkı gasbedenin yanında yer almayı marifet saydı. Haksızlık kendine yapılırken de yanında kimseyi bulamadı.

Halkın istediği, kültürünün ve sosyal yaşantısının düzgün olmasıdır. Her bireyin ilinin her yerinde 24 saat korkmadan, endişe duymadan rahatça dolaşabilmesi, işine gidip gelebilmesidir. Aldığından ve sattığından kuşku duymamasıdır. Her alanda devletin bütün birimlerinin görevini yaptığına inanması ve huzur içinde yaşamasıdır.

Halk, siyasi irade, tüm muhalefet, Sivil Toplum Örgütleri karşılıklı birbirini gerçekten anladığında, birbirinin ne söylediğine önem verdiğinde, Aksaray’da her şeyin yoluna gireceği hizmetin artacağı, morallerin düzeleceği dolaysıyla halk arasında sevgi ve saygı bağlarının ciddi şekilde artmasıyla, Aksaray için arzulanan ‘’BİRLİK’’ tesis edilmiş olur.

Siyasi iktidarlar, Sivil Toplum Örgütlerini kendilerine rakip görmekten veya onları arka bahçeleri saymaktan yıllardır vaz geçemedi. Bu ısrar veya inat iktidar ve muhalefet partilerine yaramadığı gibi, Sivil Toplum Örgütlerinin kurumsallaşmasını da baltalamaktadır. Sivil Toplum Örgüt başkanlarının başarılı olması, iktidar ve muhalefete zarar vermek bir tarafa ciddi şekilde fayda sağlamaktadır. Dedikodudan başka hiçbir şey üretmeyenleri saymıyoruz.

Yaşadığımız tarih itibariyle Aksaray’da faaliyet gösteren Sivil Toplum Örgüt Başkanları birbirini ve siyasi parti yöneticilerini gerçekten çok iyi tanıyorlar. Önemli olan bu tanışmaları Aksaray’a hizmet alanında sonuna kadar kullanarak halka daha fazla hizmet etmede kullanabilmedir.

Artık Aksaray’ımızda fakirliğin bir KADER olduğunu gündemden çıkarma zamanının çoktan geçtiğini anlatmak ve uygulama zamanı olduğunu ispat etmenin bir görev olduğunun kabul edilmesidir. Siyasi iktidarlar ve Sivil Toplum Örgütleri birlikte bunu sağlamak için gece gündüz dürüstçe, çalışmakla pek ala yapabilirler.

Siyasi partiler ve Sivil Toplum Örgütleri doymak bilmeyen, adaletten anlamayan insanlarla işbirliği yapmama yoluna giderlerse, dedikodu, çalma çırpma ortadan kalkacağı için ortada fakir ve fakirlik kalmayacaktır.

‘’ Emeksiz zengin olanın, kitapsız bilgi sahibi  olanın, sermayesi DİN olanın; rehberi ‘’ ŞEYTAN’’ olmuştur.’’ Yunus Emre.

Siyaset bir güç kavgası halinde cereyan etmektedir. Hakikatin, gerçeğin hiçbir değerinin kalmadığı ‘’Harp Hiledir’’ anlayışının, siyasette rakiplere uygulandığı bir dönem yaşıyoruz. Muhalefetin hain, iktidarın hırsız gösterilmesi İttihatçılarla başladı halen devam ediyor. Son zaman, ‘’ Dış Güçler’’ ve ‘’ İhanet’’ suçlamasıda eklendi. Aksaray’da bütün akıl ve vicdan sahiplerinin bu yersiz suçlamalara şiddetle karşı çıkmakla önleneceğine inanıyoruz.

   HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.


8.04.2024 04:05:00

Rasim Gül

AKSARAY İÇİN, BİRLEŞMEK

AKSARAY İÇİN, BİRLEŞMEK