Herhangi bir ailede, KARAR BİRLİĞİ bitmişse, gücü dolaysıyla AİLE BİTMİŞTİR. Maazallah biten ailelerin arkasından da Millette bitiş başlar.

Toplumu değiştirmeye uğraşanlar ailesini bile değiştiremediği gibi, aile birliğini dahi koruyamadılar. Üstelik toplum değil kendileri değişti. Toplumdan da geriye düştüler.

Hâlbuki herhangi bir otelde bile, kalmanın bir usulü bir düzeni mevcuttur. Konmuş olan usul, kaidelere ve kanunlara uymadığınız zaman anında size bir uyarı gelir uymazsanız oteli terk etmeniz istenir. Şu anda birçok ailenin, aile anlayışı ve düzeni maalesef herhangi bir otel düzeni bile olamıyor.

Hayatımız süresince aile düzeni ve birliği konularında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin; aileye ciddi bir bakış, her aileyi kapsayan bir sistem getirdiğini görmedik. Hükumetlerimiz maşallah oy alma konusunda her evin kapısını çalıyorlar. Madem kapıları çalıyorsunuz, birde o ailenin samimi olarak derdini, ağrısını, ufkunu, ideallerini tespit etseniz ya.

Cumhuriyet döneminde, özellikle siyasi sahada, Devlete ve Millete yüksek seviyede hizmet etmişlerin çocukları babalarının kaldığı yerden devam edememiş, kaybolup gitmişlerdir. Bunun nedeni ailede sadece anne veya babanın idealist olması yetmiyor. Yurt ve ailedeki ruhların vatan sevdası ile beslenmesi gerekiyor. Bunu hangi eğitim yapacak?

Aile birlikleri gerektiği kadar kuvvetli olmayınca, genelde çocuklar babaların yüksek seviyede, DEVLET ve PARTİ hizmetinde bulundukları süre içerisinde kendilerini İHMAL ettikleri inancıyla, babaların pozisyonuna sıcak bakmıyorlar. Dolaysıyla vatan aşkı gelişmiyor.

Ülkemizde, Devlet ve Millete hizmet etme görevi ve geleneği oluşmuyor. TÖREMİZDE, önce Devlet sonra millet ve inancın geldiği aile bireylerine verilemeyince, atalarına benzemeyen nesiller ortaya çıkıyor. DEVLET ?in varlığını bu nesiller önemsemiyor. Çünkü bilmiyorlar.

Türkiye de orta ve uzun vadede, herhangi bir kurumun ve partinin başında bulunanların listesi çıkartıldığında görülecek ki topluma düzen vermeye çalışanlar kendi ailelerine düzen vermede haylı başarısızlar. Yurt sathındaki bozuk hava ne yazik ki aile bireylerini etkiliyor.

Devlet büyüklerinin, söylemleri ile eylemleri; ters düştüğünden, inançlara ve törelere uymuyor onun içinde başta evlatları kaybediyorlar. Şahlıkları ve padişahlıkları ömürleri bitmeden sona eriyor.

Her şey ama her şey AİLEDEN başlamadığı için, olmuyor, hiçbir şey arzulanan şekilde düzen tutmuyor. Aile bir tohumsa, tohum çürük olursa bunun meyvesi sağlam olabilir mi?

İnanan ve vicdan sahibi olupta sağlıklı, sorunsuz ve mutlu olmak, aslında hastalıktır. Çünkü çevremizde bu kadar adaletsizlik, zulüm, savaş ve insan haklarına tecavüzler varken, birilerinin, mutlu, huzurlu ve sorunsuz olması kalpsiz, melekesiz ve duygusuz olduğunu gösterir. Asıl tedavi edilmesi gereken insanlar bu insanlardır.

Herhangi biri, ailesine ve yakınlarına, siz çevrenizde olan bitenlere bakmayın, işinize, gücünüze, çıkarınıza bakın şeklinde insanlık dışı sözler söyleyebiliyorsa, bu kişi kesinlikle insan olmadığı gibi hiçbir yaratılana da benzememektedir.

Bizde, Devletin ve ferdin, fert üzerinde, tahakkümü kalkmadı bu bizi perişanlığa götürüyor. Kendimize dönüp Ülke gerçekleriyle alakadar olmamız şarttır. Özümüz Türk-İslam´dır, ruhumuzu bununla doldurmalıyız. RUHSUZ aile olunca, RUHLU fert ve aile olur mu? Elbette olmaz, olamaz.

Çocuklarımıza veya çevremize, biraz doğulu, biraz batılı, biraz modern, biraz muhafazakâr olun gibi haince önerilerde bulunuyorsak, kesinlikle evlat katili ve vatan hainiyiz. Bu dünyada ve öbür dünyada bunun bedelini ödemekten kurtulamayız.

Bir anne ve baba, çekirdek ve maile fertlerini ihmal ediyorsa mutlaka psikoloğa gitmeleri gerekir. Çünkü onlar ailelerini ve geniş ailelerini muhafaza edemezler. Bu durum da aileyi ve milleti felakete götürür. Bunun tam terside yani bir fert çekirdek ve geniş aileyi ihmal ediyorsa, o fertte psikoloğa gitmesi gerekir.

Kurtuluşumuz, siyaset cephesinde değildir. Aile birliğinin ve ruhunun yüceltilmesi ve korunmasında dır. Elbette siyaset olmalıdır, ancak bu siyaset FİKİR ve RUH cephesinde, AHLAK ve İMAN cephesinde yapılmalıdır ki kurtuluşumuz gerçekleşsin. Asıl benliğimizi bulalım aslımıza kavuşalım.

Aslımız bellidir, 1071 Malazgirt Harbi ile Anadolu´nun kapısını açan ALPASLAN ve 1299 da Uç Beyliğinden OSMANLI CİHAN DEVLETİNİ kuran OSMAN ve ORHAN Beylerin yolu olan hak yolu yüce Kur´an´dır.

Bu topraklar üzerinde falan, filan yok insan ve vatandaş var olduğuna inanıyoruz. HAK-HAKIKAT ve ADALET´ le yürüyeceğiz ki arkamızdan hakka, adalete inananlar sel gibi gelsin ve hep beraber Büyük Türkiye´ olarak önce kendimize sonrada CİHANA nizam verelim.

Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.


Süleyman ALINSOY
20.02.2019 19:39:01
Eğitim siseminde sürekli değişiklikler yaparız. Hep yakınırız, kaygılanırız çocuklarımız için. Ama şunu hep uunuturuz.Bu çocuklar anne demeyi bakıcılarından, oyunları da tablet lerden öğreniyor. Akrabaları da o tabletlerin içindeki oyuncular. Elbette milli duygular körelecek. Gençlere bakıpta hiç kızmıyorum. Aynaya bakıp kendime kızıyorum.Ancak buna gücüm yetiyor. Rasim Bey´in bütün tesbitlerine katılmamak mümkün mü?

14.02.2019 17:08:47

Rasim Gül

AİLE--- OTEL Mİ?

AİLE--- OTEL Mİ?