Çarşamba günü Ak Parti il başkanı Hüseyin Altınsoy, Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı, Merkez ilçe Başkanı Hamza Aktürk, kadın Kolları Başkanı Ferhan Polat, Gençlik kolları Başkanı Mehmet emin Kılıç, il genel Meclis Başkanı Mehmet Tüzün ve Medya sorumlusu Naci Duman ile birlikte Öğretmen evinde kahvaltılı bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında 24 Haziranda yapılacak seçimle ilgili basını bilgilendirmek ve karşılıklı sohbet etmekti.

Toplantı gerçektende öyle oldu ve Altınsoy seçime göreve gelir gelmez hazırlıklı olduklarını, esnaf ve vatandaşları sürekli gezdiklerini söyledi. Ardından da partide seçilmişlerin hiçbirisi aday olamayacak süreç çok kısa dedi.

Basın mensubu arkadaşların içerisinde ilk sözü ben aldım. Konuya geleceğim, ancak şunu herkes bilmeli ki, adı Ak Parti ile özdeşleşmiş bir gazeteciyim. Bunuda hiç bir zaman saklamam ve sözümüde esirgemem. Dün ne isem bugünde aynı çizgideyim. Reisi sonuna kadar seven ve arkasında duran birisiyim.

Çarşamba günü sorduğum soruda ne bir art niyetim var ne de bir aday adayını ve şahsı doğrudan hedef alama gibi bir niyetim var. Ben burada Ak Partinin başarılı olmasını isteyen bir seçmenim. Ben ne Milletvekili ne de Belediye Başkan adayı da değilim.

Ak Parti ilk seçimden sonra hep hizipçilikler ve gurupçuluklarla didişti durdu. Ama bu millet bazı adayları sevmesede Reisin hatırına oy verdi. Biz adaya değil Reise oy veriyoruz diye seçmen açık açık bunu deklare etti. Halende aynı düşüncedeler.

Kavga gürültü olmasın, teşkilatta hizipler olmasın diyerek il Başkanını Genel Merkez atıyor. Teşkilatıda atadığı ekip belirliyor, belde ve delegeyi de teşkilat yazıyor. Sonra temayül deniyor, temayülde teşkilat kimin elinde ise onun işaret ettiği kişiye oy veriyor.

Sonra Allahtan oylar torbayla Genel Merkeze gidiyor ve gaz alınıyor. Sonra Ankara´da ağası olanlar atanıyor ve bizede hadi oyunuzu verin deniyor. Allahınızı severseniz demokrasi bunun neresinde? Genel olarak bütün partilerde buna benzer uygulama devam ediyor. Kim daha itaatkar olacaksa veya adamı varsa onlar illere gönderiliyor.

Ben basın toplantısında şu öneride bulundum, gelin ne kadar aday adayı varsa delege değil partiye ne kadar üye varsa adayları oy atarak onlar seçsin. Kim çok oy aldı ise yukardan aşağıya sıralansın. Sonrada halka sunulsun vatandaşta oyunu rahat bir şekilde versin.

Yoo olur mu öyle, ya yarın bu isimler beni halk seçti diye kendi başına buyruk olurlarsa endişesi ile bu sistem bir türlü gündeme gelmiyor. Yapın bunu demokrasiden o zaman bahsedelim. İşte demokrasi diyorsanız budur, yoksa demokrasinin D sinden bahsedemezsiniz. Demokrasi var diye kendimizi aldatmayalım.

Bunu yapın bakın bakalım ne kavga olur, ne gürültü olur. Ne de kafasına esen çantasını alıp ben aday olacağım diye gelemez. Bu sistem gelse hem kalite gelir, hemde vatandaşlarla kucaklaşan Vekiller seçilir. Üstelik kendi başına buyruk değil Reise sadakatlı olurlar.

Bugüne kadar vatandaş Reis için oy veriyordu. Şimdi Başkanlığı yine verecek, ama Milletvekili seçiminde biraz düşünecekler. Kalite ve halkla ne kadar kucaklaşıyorlar ona bakacaklar. Kimse kusura bakmasın bu konu çok önemli buna dikkat edilmelidir.

Sayın İl Başkanına bunu yapabilecekmisiniz diye sordum. Tabi bunun yapılacağını tahmin emiyorum ama ahbap çavuş ilişkisini bir kenara koymalılar. Başarısız olunursa bunun faturası inanın teşkilata kesilir. Onlarda aday belirlenirken kaliteye ve halkın teveccühü konusunda yukarıya dirensinler. Ben şahıs ve isimler üzerinde durmuyorum onlar iyi bilirler.

Yoksa ben kimseye karşı değilim, ben başarıyı hedef seçtiğim için bunları uyarı olarak yazıyorum. Başkanların hepisini de severim Altınsoyla dostluklarım bulunmaktadır. Şu dört yıldan yıla ortaya çıkanlar çekilsinler kenara, vatandaşta bunu söylüyor, özümüze dönelim.