Amerika iki sebeple güçlü (! ) dür. Ülkesinde ki vatan hainlerini bulur, ÖLDÜRÜR. Diğer Ülkelerdeki vatan hainlerini bulur, KULLANIR.

       Sözü söyleyen, HENRY KİSİSİNGER.  ABD ?nin uzun yıllar dışişleri bakanlığını yapmış; Türkiye´yi de çok iyi tanıyan, özellikle Ortadoğu´da Mekik Diplomasisi yapan meşhur bir diplomat.

        Bizim Ülkemizde DEVLETİMİZ, ABD gibi mi yapıyor, yoksa hainlerden haberi mi yok veya onları besliyor mu?  15 TEMMUZ 2015 tarihi bize hainleri haylı beslediğimizi gösteriyor.

          !5 Temmuz olayında devleti idare edenlerle, partileri yönetenlerin birbirini suçlamalarının hiç manası yok, faydası yok zararı var hatta çocukça bir iş. Önemli olan KIRK SENEDE hain şebekesini DEVLET ve partiler olarak neden göremedikleri için milletten özür dilemeleri gerekir.

          Şimdi içimize kuşku girdi, aceba daha başka HAİN şebekeleri varmı diye. DEVLETİ, Hükumeti ve partileri yönetenler bir araya gelip ortak açıklama yaparak halkı rahatlatmaları gerekiyor. Kayıkçı kavgası hiç kimseye fayda sağlamadığı gibi kendilerine de sağlamaz.

         DEVLET´ in egemenliğini,  seçilmiş ve atanmışlar engelliyorsa kim, kime ne yapacak? Sorusunun cevabı şimdiye kadar Cumhuriyet tarihinde alınamadı. Bu tarihten itibaren alınırsa büyük başarı sayılır.

          Hainleri,  kim tespit edecek? Akla ilk gelen Milli İstihbarat teşkilatımız. Bu teşkilatımıza Menderes güvendi 1960 ihtilali ile devrildi ve asıldı, Demirel güvendi iki defa devrildi, 1971 ve 1980,  Özal öldü kurtuldu, Erdoğan güvendi 2015 hain darbeye muhatap oldu canını zor kurtardı.  MİT çalışma düzeni inşallah sağlamlaştırılmış ve kime bilgi vereceği garanti altına alınmıştır.

         Bizim Ülkemizde, DEVLETİMİZ vatan hainlerini bulup gereğini yapıyor mu? Tartışılır. Çünkü her grup kendi adına vatan ve devlet icat edip ona göre amel ediyor. Dolaysıyla, suç teşkil eden hallerini, gizliyor veya meşrulaştırıyor.

          DEVLET; Hain, Gafil ve Cahil kimselerin elinden kurtarılmalıdır. Bu üç kelimeye dikkat edilmediğinden,  200 senedir başımıza gelen, bela kalmadı. Bu üç kelimenin sözlük manası ise;

          HAİN; hıyanet eden, zarar vermekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan, kötü niyetliler.

           GAFİL; Çevresindeki gerçekleri görmeyen, sezmeyen, geleceğini, ilerisini düşünmeyen, önemsemeyenler.

            CAHİL; cahil kimseler, bilgisiz kimseler değillerdir. Bildikleri şeyi yanlış bilenler yani bilgiyi yanlış anlayanlar, doğrusu söylense bile kendi bildiğinin doğruluğunu savunanlar ve kanıtlasanız bile, bu kanıtı görmezden gelenlerdir.

           Cahillik yanlış bilgidir. Yanlış bilgi beraberinde suçu, günahı, hatayı ve HIYANETİ peşinde getirir.

           Devletimizin yetkilileri;  HAİNLERİ, anında bulup gereği neyse onu yapıyorlar mı? Aynı zamanda; HAİN,  GAFİL ve CAHİLLERİ, DEVLETİN kilit noktalarından uzak tutabiliyorlar mı? Yoksa hislerine ve parti bağnazlığına kapılarak görmezden mi geliyorlar?

            Başka ülkelerdeki, kendi ülkelerine hainlik yapanları bulup TÜRKİYE lehine kullanabiliyorlar mı? Bir an için budan vazgeçtik, kendi ülkemiz içindeki HAİNLARİ bulup temizleseler; arkasından da hain,  gafil ve cahilleri mahrem yerlere getirmeseler bayram yapacağız.

            Fetö olayında gördük ki DEVLET adına örgüt üyeleri kendi inançları doğrultusunda ki kanunları uygulayarak bal gibi ihanet etmiş olmaları çok net ve kesin bir örnektir.

            Fetö olayı bize, dağdaki hainden daha fazla zararı, içerdeki hainlerin verdiğini gösterdi.  Öyleyse içerdeki hainlerden haberi bile olmayan devlet yapılanmamız bulunuyor. Millî istihbaratımız işgalde neden görmemezlikten geldi diye düşünüyor acı içinde kıvranıyoruz.

             Fetö örgütüne üye olanların büyük bir kısmını DEVLET gördü ve gereğini yaptı veya yapıyor. Peki, hainlik yapan örgüt ve örgüt üyelerini görmesi gerekip, görmeyenler hakkında ne yapıldı?

             Devletimiz kendi geleceğini, teminat altına almakta zorlanıyor ve BEKA sorunumuz çıkıyorsa, bu DEVLET yapısı yeniden ele alınıp, siyasi mülahazalardan uzak, DEVLETİ için ölecek insanlar mahrem yerlere getirilmelidir.

              Ülkemizde de rahmetli ALPASLAN TÜRKEŞ yıllar önce, Ülkenin o günkü başbakanına şöyle seslenmişti.                                                                                                                    

           ?´ Dağdaki eşkıya değil, şehirdeki eşkıyayı yok et; çünkü dağdaki eşkıyanın kaynağı şehirdedir.´´ Diyerek önemli bir yaranın tedavisinin nasıl yapılacağının yolunu göstermişti.

            Gören, anlayan, tedbir alan oldu mu vede hainlerin üretim kaynağı tespit edilerek kurutuldu mu? Bu sorulara evet hepsi yapıldı demek mümkün mü? Asla değil.

             200 seneden beri çok açıkça başımıza gelenleri anlatacak devlet adamlarına, bilim adamlarına ihtiyaç olduğu alenen ortada. Yoksa geçmişi ele alarak birilerini övüp birilerini kötülemek olmadığı gibi bugünkü neslin ders alması şeklindedir.

               Tarih, gerçek tarihçilere bırakılarak siyasetçilerin elinden kurtarılmalıdır. Dilde, edebiyatta olduğu gibi ayrılıklar devam ettirilirse mazallah millet olma vasfımızı kaybederiz.

                                       HAYIR, OLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.


16.10.2018 09:44:31

Rasim Gül

Haini Öldürmek

Haini Öldürmek