AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı yapıldı

AK Parti il danışma meclisi toplantısı Aksaray Kültür Merkezi’nde yapıldı. Toplantıya AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yerel Yönetimler Başkanı Abdulhamıt Gül, AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, Aksaray Milletvekilleri Ali Rıza Alaboyun, Ruhi Açıkgöz, İl Başkanı Abdülkadir Karatay, Merkez İlçe Başkanı Ömer Gizlenci, Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı, Gençlik Kolları Başkanı Abdülsamet Kılıç, İlçe ve Kasaba Belediye Başkanları, milletvekili aday adayları ve çok sayıda partili katıldı. İlk olarak kürsüye çıkan il başkanı Abdülkadir Karatay 7 Haziran’da yapılacak olan seçime teşkilat olarak hazır olduklarını ve yine üç milletvekili çıkaracaklarını söyledi. Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı ise başkanlığı döneminde yaptığı icraatları sine vizyon eşliğinde salondaki partililere anlattı. Başkan Yazgı’nın konuşmaları sık sık alkışlarla kesilirken, Haluk Şahin Yazgı’nın konuşması yaklaşık 45 dakika sürdü. Aksaray Milletvekilleri Ali Rıza Alaboyun ve Ruhi Açıkgöz ise konuşmalarında birlik beraberlik mesajları verdiler. Son olarak AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül konuştu. Gül, "Milletin sandık iradesine kelepçe vuramayanların, işte Hakan Fidan`a, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan`a kelepçe vurma arzularının temeli, milletin iradesine sandıktan kelepçe vuramadıkları içindi. Onda da hamdolsun başarılı olamadılar" dedi. Gül, AK Parti İl Başkanlığınca Aksaray Kültür Merkezi`nde düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı`nda yaptığı konuşmada, Türkiye`de milletin iktidarı ile "Millet seçsin ama yönetmesin" diyen vesayetçiler arasında bir mücadelenin bulunduğunu söyledi. Bu mücadelede yer yer statükoların, yer yer de milletin kazandığını dile getiren Gül, "AK Parti, 12 yıllık mücadele süresinde seçilmiş olanın yönettiği bir Türkiye`de demokratik düzen inşa etti. Türkiye`de milletten hiçbir yetki alamayan kurum, kuruluş, cemaat, paralel ve hiçbir gücü bu milletti asla yönetme imkanı da verilmedi. Bu milleti ancak sandıktan çıkanlar yönetecektir. Seçilmemiş hiçbir kurum, bu milleti yönetemeyecektir. Sözün özü budur" ifadesini kullandı. Gül, 7 Şubat 2012`de yapılmak istenenin, AK Parti siyasetine müdahale olduğunu vurguladı. Bu olayla ilgili değerlendirmelerde bulunan Gül, "Milletin sandık iradesine kelepçe vuramayanların, işte Hakan Fidan`a, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan`a kelepçe vurma arzularının temeli, milletin iradesine sandıktan kelepçe vuramadıkları içindi. Onda da hamdolsun başarılı olamadılar. Beddua ettiler, fezleke verdiler, fezlekeler hazırladılar, dönemin Başbakan`ına fezlekeler hazırladılar ama bütün bu engellemelere, bedduaya rağmen millet dua etti, sandıkta oyunu verdi ve Recep Tayyip Erdoğan`ı ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olarak yukarıya gönderdi" diye konuştu. Türkiye`de CHP`nin sandıktan çıkma imkanının asla bulunmadığını savunan Gül, bu partinin milletin verdiği mücadeleden bir siyasi gelenekten, darbe geleneğinden, cuntacı bir anlayıştan geldiğini ifade etti. Bir diğer cuntacının da paralel yapı olduğunu söyleyen Gül, "Omuz omuza verdiler ama omuz omuza verip kol kola girip sarılarak mücadele verdikleri bu siyasi yarışta, inşallah ikisi tarihi çöplüğe atılacaktır. AK Parti, birlik ve beraberliğin partisidir. Öyle olmaya da devam edecektir" görüşlerini iletti. Abdulhamit Gül, hiç kimsenin Türk milletinin huzurunu bozmada başarılı olamayacağını anlattı. TBMM`de bir yasa çıkarılacağını dile getiren Gül, şöyle konuştu: "Bu yasada neyi öngörüyoruz? Hiç kimse molotof bombasını atamayacaktır. Hiç kimse yüzü kapalı eylem yapamayacaktır. Büyük İskender gibi `sapan` diyoruz ama bu çocukların kullandığı sapan değil, bir mancınık yaparak hiçbir vatandaşa zarar veremeyecektir. Bundan kim rahatsız oluyor biliyor musunuz? HDP`den Demirtaş rahatsız oluyor. 50 vatandaşımızın ölümüne neden oldu; bütün milleti sokağa taşıyarak, tahrik ederek. HDP rahatsız oldu. Bir bakıyorsunuz Kemal Kılıçdaroğlu da rahatsız oluyor. Sen ana muhalefet lideri değil misin? Sen başka bir ülkenin ana muhalefet lideri misin? Bu ülkede molotofkokteyliyle polisimiz şehit olurken İstanbul`da belediye otobüsünde gencecik yavrumuz hayatını kaybederken sen bu molotofları nasıl savunursun? `Yürüyüş olursa en önde yürürüm` diyor. Bu, Türkiye açısından utanılacak bir durumdur. `Molotof taşıyan, molotof bombasıyla yürüyen, yüzü maskeli adamlarla yürürüm` demek, o teröristlerin ekmeğine yağ sürmek, onları teşvik etmek, sokağa tahrik etmektir. Bu açıklamalarından dolayı burada açık bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu`nu kınıyorum."