56 yıl aradan sonra, 1989’da Aksaray’ı il yapan Turgut Özal’ın ismini taşıyan bir yerin olmayışı, Aksaray’ın VAFASIZLIĞINI göstermektedir. İl olmanın üzerinden 35 yıl geçti. Bu süre içerisinde, milletvekilliği ve belediye başkanlığı yapanların Özal’ın adını bir yere verme akıllarına gelmedi?

VEFA’yı çok iyi bildiğine inandığım Milletvekili Cengiz Aydoğdu ve Belediye Başkanı Dr. Evren Dinçer’in gayretiyle, Aksaray’a yeni açılan veya açılacak olan BULVARA, Turgut Özal’ın adının verilmesi acaba çok mu zor?, Özal’dan sadece Aksaray’ın il olmasını isteyen ve kabul ettiren, Mehmet Altınsoy’un da adının söylenmeyen yerden kaldırılıp, söylenecek bir yere verilmesi, aynı zamanda 1920 yılında Aksaray’ın il olmasını sağlayan Vehbi Çorakcı’nın adının d a pek söylenmediği yerden kaldırılıp halkın söyleyeceği bir yere verilmesi de bir VEFA’nın yerine getirilmesi değil mi?

Turgut Özal ve Mehmet Altınsoy’un adlarını SİYASETEN kullanacak hiç kimseleri yok. Vehbi Çorakcı’nın adını şimdiye kadar sülalesinden hiç kimse kullanmadı. Şimdiden sonra da kullanan olmaz. Dolaysıyla kıskanmaya, vefasızlığa devama hiç gerek yok.

Milletvekilliğini rüyasında bile göremeyecek bazı Aksaraylı hemşerilerimiz Aksaray’ın il olmasıyla, Milletvekili, bakan, İl Belediye Başkanı ve İl başkanı oldular. Özellikle Cumhuriyet tarihinde, Aksaray’a hizmeti geçenlerin adları yaşatılmazsa, bugün hizmet edenlerin ki de yaşatılmaz. Aksaray ve halkına hizmet edenleri minnet ve şükranla yadedilirse bir gelenek oluşur.

 17 Nisan 1993’de Aksaray’ı il yapan, Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı TURGUT ÖZAL öldü veya öldürüldü. Hasta olduğu biliniyordu ama bu ölüm ani olmuştu. Köşk’te müdahale edecek doktor yok. Cumhurbaşkanlığı Köşkünden, GATA’ya haber verilmesine rağmen, GATA yerine Hacettepe hastanesine götürülüyor. Acı olan hastaneye haber verilmediği için herhangi bir hazırlık yok.

18 Haziran 1988’de Ankara Atatürk Spor Salonunda Kartal Demirağ isimli saldırganın düzenlediği suikasttan yaralı olarak kurtulan Başbakan Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı olarak hastaneye getirilişi, önce Çocuk Bölümüne ve oradan da Büyük Acile götürülmesi, hastanenin hazırlıksız olması ve paniklemesi neticesinde anında ciddi müdahale yapılamıyor. Korumalar doktor diye bağırıyorlar, Kalp uzmanları toplanıp müdahale edene kadar 30- 40 dakika geçiyor.

Özal’ı, 12 gün süren Orta Asya Türk Cumhuriyetleri gezisi çok yormuştu. Ziyaret görünürde ekonomi, kalkınma, iş birliği ve kültür dayanışması olarak açıklanıyordu. Açıklanmayan asıl mesele, Büyük bir Türk Cumhuriyeti kurmaktı. 2024 yılı itibariyle o günlerde atılan temeller üzerine Türk Devletler Teşkilatı kuruldu. Bu teşkilatı kuran devlet başkanlarına da yürekten teşekkür ediyoruz.

Özal, PKK süresiz ateşkes ilan ettiğinde, çözüm süreci başlatma çalışmaların başlatmak istiyordu. Talabani ve Barzani’yi Türkiye’ye bağlamak için ciddi yol almıştı. Karadeniz İşbirliğini kurarak, Balkanlarda ve Karadeniz’de Türkiye’nin söz sahibi olması için çabalıyordu. Ortadoğu’da da girişimleri hızla ilerliyordu. Ani kalp krizi neticesinde hayatını kaybeden Turgut Özal’la birçok proje âtıl kaldı.

Turgut Özal, uzun süreli siyanür zehirlenmesiyle ÖLDÜRÜLDÜ MÜ, yoksa normal bir Kalp krizinden mi ÖLDÜ? Neden öldüğü net bir şekilde tespit edilen Amerika’da ki laboratuvara Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Özal’ın saçlarını tahlile neden göndermedi halen açıklanmadı.

Turgut Özal, Mehmet Altınsoy ve Vehbi Çorakçı’ya Allahtan rahmet diliyoruz.

            HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.